Belçika ulusal televizyon kanalı RTBF, Sayın Adnan Oktar ile gerçekleştirmiş olduğu röportajı geçtiğimiz haftalarda bir program esnasında yayınladı. Çeşitli konularda son derece değerli bilgilerin verildiği bu röportajda, Sayın Adnan Oktar tarafından özellikle ve kesin delillerle vurgulanmış olan nokta ise, Darwinist aldatmaca idi.
Söz konusu röportajda delilleriyle ortaya konulan bilgilerin verilmesi, bazı Darwinist kesimleri rahatsız etmiş olacak ki, röportajın yer aldığı programın bir bölümüne, Darwinizm’i kurtarmak adına son derece aciz, bilimsellikten uzak ve hatta çocukça izahlar dahil edilmeye çalışılmıştır. Aşağıda, ölmüş Darwin’i kurtarmak adına yapılmış olan bu aldatıcı izahlar hakkındaki açıklamalara yer verilmektedir:
Darwinistlerin Mantık Dışı Karşı Atakları Fosiller Karşısında Bozguna Uğramıştır
Darwinistler iddialarını kanıtlayacak tek bir tane bile bilimsel delil getirmezler. Teorilerini çürüten bilimsel bir delil ortaya koyulduğunda ise, mantıksız karşı ataklar yaptıklarında bu gerçek delilin etkisini yok edebileceklerini zannederler. Bu bir çeşit Darwinistlere özgü savunma mekanizmasıdır. Nitekim evrime karşı binlerce delilin açıkça, dev resimlerle sergilenmiş olduğu Yaratılış Atlası’nın, Darwinistlerden bu kadar büyük tepki almasının nedeni de budur.
RTBF kanalındaki söz konusu açıklamalarda da aynı yöntem izlenmektedir. Tek bir fosil üzerinden milyonlarca aldatıcı spekülasyon yapabilen Darwinistler, Yaratılış’ı ispat eden fosiller söz konusu olduğunda fosille canlısının karşılaştırılmasının imkansız olduğunu iddia edebilecek kadar pervasız olabilmektedirler.
Oysa bir fosil kalıntısı, paleontologlara o canlı ile ilgili hemen her türlü bilgiyi verir. Özellikle bu canlı, günümüzde halen yaşayan bir canlı ise, söz konusu saptama rahatlıkla yapılabilir. Nitekim fosillerle bunların canlı örnekleri arasındaki benzerlik öylesine keskindir ki, sırf fosiline bakarak bir canlının ne olduğunu şu anda fosil sergilerini gezen ilkokul öğrencileri bile hemen söyleyebilmektedirler.
Yukarıdaki fosilleri yalnızca bir kere gören bir ilkokul çocuğu bile, fosillerin sırasıyla kaplumbağa, timsah ve kurbağaya ait olduğunu hemen söyleyecektir. Darwinistlerin istediği gibi detaylı bir iskelet araştırması yapılsa da yine bu gerçek ortaya çıkacaktır. Bu fosiller, canlıların milyonlarca yıl önce de günümüzdeki gibi olduklarını ortaya koyan çok çarpıcı ve kesin bir gerçektir. |
Ayrıca Darwinistler eğer dilerlerse, söz konusu karşılaştırmayı yeni ölmüş bir canlı ile onun milyonlarca yıllık fosili arasında da yapabilirler. Bu konuda önlerinde bir engel yoktur. Nitekim bunun sonucunda da arada hiçbir fark olmadığını açıkça göreceklerdir. Darwinistlerin böyle bir karşılaştırma yapmayıp sırf laf kalabalığına boğulmaları, ortaya çıkacak olan gerçeklerden korkmalarından kaynaklanmaktadır.
Fakat asıl olarak belirtilmesi gereken husus, burada tipik bir Darwinist aldatmaca yönteminin kullanılmakta olduğudur: Darwinistler, bir canlının, örneğin tek bir hava kesesinin günümüzdeki türdeşi ile aynı olmadığı gibi bir mantıkla bile bu canlıyı “ara form” olarak lanse edebilirler. İşte bu nedenle canlılar arasında detaylı bir iskelet karşılaştırmasının yapılması gerektiğini iddia eder, eğer canlının, örneğin bir hastalıktan dolayı parmağının en kısa kemiği biraz eğrilmişse, bunun aradıkları kayıp halka olduğunu iddia etmekten çekinmezler. (Böyle bir iddia son dönemlerde mükemmel lemur fosili Ida üzerinde yapılmış, fakat spekülasyonun boyutları Darwinist bilim adamlarını bile utandırmış ve bu yaygaraya “maskaralık” adını vermişlerdir). Darwinistlerin detaylı karşılaştırmaktan kasıtları işte budur. Oysa Darwinistler eğer ara form getirmek istiyorlarsa, getirmeleri gereken fosiller şöyle olmalıdır:
İşte ara fosil denen şey, bunlara benzer bir görünümde olmalıdır. Darwinistlerin iddiaları eğer doğruysa buna örnek olarak bir alveol keseciğini değil, yukarıdaki gibi garip varlıklardan milyonlarca, hatta milyarlarca getirmeleri gerekir. Canlılar, eğer gerçekten Darwinistlerin iddia ettikleri gibi birbirlerine dönüşüyorlarsa, bunun geçişini gösteren acayip görünümlü canlılarda sayısız garip organ, gelişmekte olan yapı ve acayiplikler, düzensizlikler bulunması gerekirdi. Yeryüzü de, tıpkı Darwin’in de açıkça belirttiği gibi bu garip varlıklarla dolup taşardı.
Fakat yeryüzünde, BUNLARDAN BİR TANE BİLE YOKTUR.
İşte Darwinistlerin gösteremedikleri şey budur. Ve yine Darwinistlerin en büyük yenilgisini ilan eden gerçek de budur.
Darwinistlerin Amber Fosillerine Açıklama Getirme Çabaları Son Derece Acizcedir
Darwinistler, Darwinizm’i ciddi şekilde yıkıma uğrattığı için öncelikle evrimi inkar eden fosil delillere saldırırlar. Fakat Yaratılış’ı ispat eden fosiller o kadar detaylı, o kadar mükemmel ve o kadar çoktur ki, yapılan hiçbir Darwinist demagojik açıklama, bilimsel delillerle verilen gerçekleri ortadan kaldıramamaktadır.
Nitekim söz konusu yayında da, fosillerin iskelet karşılaştırmalarının yapılması iddiası ile ortaya çıkan Darwinistlerin fosil delillerden bunaldıkları anlaşılmaktadır. Darwinistler, canlıların tüm detaylarıyla mükemmel şekilde sergilendiği amberlere de bahane bulmaya çalışmışlar ve tek bir amber fosilini alıp bunun “belirsiz” olduğunu söyleyerek müthiş bir karşı atak yaptıklarını zannetmişlerdir. İşte Darwinistlerin, ölmüş teorilerini kurtarmak için gösterdikleri zavallı çabaları, özellikle böyle örneklerde ortaya çıkmaktadır.
Şu ana kadar dünyada ele geçirilmiş olan milyonlarca amber vardır. Bunların bir kısmı Yaratılış Atlası’nda sergilenmiştir. Şimdi Darwinistlerin iddia ettiği şekilde bu amberlerden bir tanesi veya on tanesi “belirsiz” olmuş olsa, geri kalan mükemmel amberler için Darwinistlerin açıklaması ne olacaktır? Canlı, bir amberin içinde her detayıyla sanki bugün konulmuş gibi durmaktadır. Acaba Darwinistler bunlara nasıl bir açıklama getireceklerdir? Elbette açıklama getirebilmeleri imkansızdır. Zaten Darwinistler, bir açıklamaları olmadığı için “belirsiz” “anlaşılmaz” gibi bahanelerin ardına sığınmaya çalışırlar.
Yaratılış Atlası’nın birinci baskısında, bir baskı hatası sonucu yanlış konulmuş bir resmi Darwinistlerin bu kadar konu etmeleri de aynı yenilginin işaretidir. Bu konu, hatırlanacağı gibi, ateist Richard Dawkins dahil Yaratılış Atlası nedeniyle dehşete kapılan pek çok Darwinist’in en büyük konusu haline getirilmişti. Darwinistler, Yaratılış Atlası’nın birinci, ikinci ve üçüncü baskısında yer alan “BİNLERCE” MÜKEMMEL FOSİL HAKKINDA HER NEDENSE TÜMÜYLE SESSİZ KALIP, bu baskı hatasını çok önemli bir buluşmuş gibi durmaksızın dile getirmişlerdi. Teknik bir hatayı bir başarı zannetmişlerdi. Aslında yalnızca bu örnek bile, Darwinistlerin ne kadar büyük bir açmazda olduklarını göstermeye yetmişti.
Nitekim Yaratılış Atlası’nın sonraki baskılarında söz konusu baskı hatası düzeltilmiş, fosil resmin yanında canlının bugünkü hali yer almış ve o vakte kadar yaygara yapan adı geçen Darwinistler bir anda sessizliğe bürünmüşlerdir. Nedense fosilin yanına konan canlının bugünkü hali hakkında tek bir Darwinist’ten tek bir yorum bile gelmemiştir. Çünkü bu resim, canlıların DEĞİŞMEDİKLERİNİ ispat eden bir başka delildir.
RTBF kanalı ise, konuları biraz geriden takip ediyor olacak ki, çok önemli bir buluş yaptığını zannederek, bu konuyu önemli bir zafer edasında vermektedir. Dikkat edilirse Darwinistlerin, bir baskı hatasından başka verebilecekleri örnek olmadığı için Yaratılış delilleri karşısında bu kadar zavallı bir konuma düşebilmektedirler.
Ara Fosil Yokluğu, Darwinist İdeolojinin Sonunu Getirmiştir
İki seneden uzun bir süredir, tek bir tane ara fosil getirene 10 trilyon ödül verileceği çağrısı yapılmaktadır. Bu vakte kadar, “ara fosil” kelimeleri sürekli olarak ağızlarında olan Darwinistler, tek bir tanesini ortaya çıkarıp da 10 trilyonun talibi olmadılar. Bunun elbette tek nedeni, ELLERİNDE GERÇEKTE TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL OLMADIĞINI KENDİLERİNİN DE ÇOK İYİ BİLMESİDİR.
RTBF kanalı da görünüşe göre, adı geçen Darwinistlerle aynı çürük taktiği izlemeyi tercih etmiştir. Söz konusu kanal yıllardır Darwinist provokasyonun en önemli malzemesi haline getirilen Tiktaalik, Archeaopteryx, Pikaia gibi masalları tekrar etmekle yetinmiştir. Ara fosil olduğunu iddia ettiği bu fosilleri getirip 10’ar trilyon TL almak yerine, yine sadece spekülasyon yöntemini kullanmayı yeğlemiştir. RTBF kanalı da, tıpkı diğer Darwinistler gibi, konu hakkında çok önemli deliller var izlenimi vermeye çalışmış fakat buna dair hiçbir delil vermemiş, bunları bir ara fosil olarak meydanlarda sergilemeye yanaşmamıştır.
Bunun tek nedeni, bahsedilen fosillerin hiçbir ara form özelliği göstermeyişi ve GERÇEKTE, DARWİNİSTLERİN ELLERİNDE TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL OLMAYIŞIDIR.
Darwinistlerin Ara Fosil Aldatmacalarına Örnekler
Pikaia, günümüzden yaklaşık 540 milyon yıl önce Kambriyen döneminde yaşamış mükemmel bir canlıdır. Pikaia hakkındaki Darwinist iddialar, Darwinistlerin Kambriyen dönemine bir açıklama getirememelerinden ve dolayısıyla Kambriyen canlılarına sözde “atalarımız” görünümü vermeye çalışmalarından kaynaklanmaktadır. Pikaia, normalde, 540 milyon yıl önce, hiçbir hayali atası olmadan aniden ortaya çıkmış mükemmel bir omurgasızdır. Üstelik, Pikaia ile aynı dönemde, onun sözde torunları olan balıkların da var olduğu ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, Pikaia’nın sözde balıkların atası olduğu iddiası büyük bir aldatmacadır. Uzun bir zaman önce ortaya çıkmış bu gerçeğin farkında olmadığı anlaşılan RTBF kanalı, konu hakkında detaylı bilgilere buradan ulaşabilir.
Tiktaalik Roseae ise, uzun zamandır Darwinistler tarafından spekülasyon malzemesi yapılmaya çalışılmış, fakat bilimsel delillerle başarısız olmuş bir ara fosil aldatmacasından ibarettir. Darwinistler, bu mükemmel mozaik canlının üzerinde tek bir ara form delili gösteremezken, yalnızca spekülasyona dayanarak aldatmacaya başvurmaktadırlar. Bu fosilin geçersizliği hakkında da pek fazla bilgisi olmadığı anlaşılan RTBF kanalı yetkilileri gerekli bilgileri buradan okuyabilirler.
Archeaopteryx ise, artık hakkındaki ara form iddialarının geçersizliğini Darwinist bilim adamlarının bile itiraf ettikleri mükemmel bir kuş örneğidir. Archeaopteryx’in mükemmel uçucu bir kuş olduğu kapsamlı bilimsel delillerle detaylı olarak ispat edilmiş bir gerçektir. Dahası, Archeaopteryx ile aynı dönemde yaşayan mükemmel kuşların fosilleri, bu yönde yapılan tüm propagandaları da ortadan kaldırmıştır. RTBF kanalı yetkilileri söz konusu kuş fosilini ellerindeki Yaratılış Atlası kitabında da inceleyebilirler. Archeaopteryx yanılgısı hakkındaki detaylı bilgilere RTBF kanalı yetkilileri buradan ulaşabilirler.
Archeaopteryx ile aynı dönemde yaşamış olan mükemmel uçucu kuş Confuciusornis. |
Sonuç: Milyonlarca Fosil Darwinizm’in Yıkımını İlan Ediyor
RTBF kanalı, görünüşe göre, Darwinizm yenilgisinin boyutlarından bir hayli habersizdir. Dünyada sürekli olarak yer katmanları kazılmakta, milyonlarca fosil ele geçirilmektedir. Süveyş Kanalı, Panama Kanalı gibi dev projeler gerçekleştirilmiş, yer katmanlarının tümü ortaya çıkarılmıştır. Böyle faaliyetler, Darwin zamanında da vardır. Darwin zamanında da yer katmanlarının büyük bir bölümü kazılmıştır ve milyonlarca fosile ulaşılmıştır. Şu anda ele geçen fosillerin sayısı 250 milyondan fazladır. Ve Darwin döneminde ele geçirilememiş olan ara fosiller, şu anda da yoktur. 250 MİLYON FOSİLİN TAMAMI, MÜKEMMEL CANLILARA AİTTİR. 250 MİLYON FOSİLİN TAMAMI YARATILIŞI GÖSTERMEKTEDİR. Bu canlılar, milyonlarca yıl boyunca değişmemişlerdir. Darwinistlerin atın atasını göstermeye çalıştıkları dönemde, mükemmel at vardır. Darwinistlerin kuşun atası dedikleri dönemde mükemmel kuşlar göklerde uçmaktadır. Dolayısıyla bu çirkin Darwinist aldatmacaya bir son verilmelidir. Çünkü Darwinistlerin foyası tam 250 milyon delil ile ortaya çıkarılmıştır.
Darwinistlerin bu deliller karşısındaki çırpınışları, gerçekten de aciz bir çabadır. RTBF kanalı, son derece sıradan ve bilindik Darwinist yöntemlerle yenilgiyi bertaraf edebileceğini zannetmiştir. Oysa tüm diğer Darwinistlerin olduğu gibi, RTBF kanalının da göremediği bir gerçek vardır: Bu fosillerden 10 tanesinin, hatta 1000 tanesinin yanlış olduğunu farz etsek bile, zaten milyonlarca fosil Darwinizm’in yıkımını ilan etmiş durumdadır. Darwinistlerin bu fosillere karşı diyecek tek bir sözleri yoktur. Dolayısıyla Darwinistlerin dönüp dolaşıp aynı hikayeleri gündeme getirmeye çalışmaları yalnızca onları komik duruma düşürmektedir.
RTBF kanalına, Darwinizm’in yenilgisi konusunda uzun bir zamandır getirilmiş olan bilimsel delilleri daha iyi takip etmesini, artık eskimiş olan Darwinist taktiklere bir son vermesini, Darwinist diktatörlüğün boyunduruğu altında hareket etmekten vazgeçip bilimsel gerçekleri kabul etmesini tavsiye ediyoruz.