Sayın Adnan Oktar, sohbet programlarında ülkelerindeki savaş ortamından kaçıp Türkiye’ye sığınan Suriyeli kardeşlerimizin çok zor durumda olduklarını ifade etmektedir. Suriyeli kardeşlerimizi istemedikleri için karışıklık çıkararak, şikayet eden vatandaşlarımıza da “aynı konumda bizlerin de olabileceğini, bu yüzden sabırlı ve şefkatli olmaları gerektiğini” hatırlatmakta ve itidale, şefkate davet etmektedir. Nitekim Sayın Erdoğan da yaptığı bir konuşmada Sayın Oktar’ın sözlerini tekrarlayarak Suriyeli kardeşlerimiz için “Aynı şeyler bizim de başımıza gelebilirdi. Lütfen sorunlara karşı sabırlı olun” dedi. A9 TV; 13 Ağustos 2014 (Gaziantep’te önceki gün Suriyeli kiracının ev sahibini öldürmesinin ardından şehirde olaylar çıktı. Kalabalık bir grup ellerinde pala ve bıçaklarla sokaklarda gördükleri Suriyeli sığınmacı kardeşlerimize saldırdılar.) ADNAN OKTAR: Ama çok ayıp ediyorlar! Misafire böyle yapılır mı? Felaket olmuş. Bu özel provokasyon da olabilir. Yani en başından provokasyon olabilir. Büyük bir felaket bu, Allah vermesin. Herkesi sükunete, itidale davet etmek lazım. Bunun provokasyon olduğu belli. Onlar Allah misafiri, mazlum, gariban insanlar, yazık günah. ONLAR DA BİR SAVAŞ OLSA BİR ÜLKEYE SIĞINSALAR NASIL ZORLUK İÇİNDE KALACAKLARINI BİR DÜŞÜNSÜNLER. Hiç kimse egoist, bencil bir bakış açısıyla bakmasın. Çok zalimce bir bakış açısı o. Merhametle, şefkatle bakmaları lazım, acıma hissiyle baksınlar. Allah vermesin bak KENDİLERİ DE AYNI ŞEKİLDE OLMUŞ OLSA GELİP TÜRKİYE’YE SIĞINSALAR, AYNI ŞARTLARDA OLSALAR NE YAPARLARDI? Bunu bir düşünsünler. Kirayı veremiyorsa affet, bağışla o kirayı ona. Sadakaya niyet et. A9 TV; 27 Temmuz 2014 ADNAN OKTAR: SABIRLI, ŞEFKATLİ, MERHAMETLİ. Çünkü büyük bir felaket, çoluk çocuk başka insanlar, ŞİKAYET EDENLER DE AYNI KONUMA DÜŞEBİLİRDİ. NE YAPACAKLARDI? SURİYE’DE OLDUKLARINI DÜŞÜNSÜNLER. Türkiye’ye gelmişler, onlar neresi olursa kabul ediyorlar. Zaten bir şey dedikleri yok, mazlum, gariban insanlar. A9 TV; 13 Temmuz 2014 Sayın Erdoğan Urfa’da halka “Suriyeli kardeşlerimize sahip çıkın” çağrısı yaptı. “Biliyorum sıkıntılar var ama siz Ensar’sınız, Urfa’daki misafir Suriyeli kardeşlerimize şimdiye kadar sahip çıktınız. Lütfen buna devam edin. Ensar’a yakışan budur” dedi. ADNAN OKTAR: Tayyip Hocam ne mübarek insan. Üslubun güzelliğine bak, üslubun güzelliğine bak. Daha önceki konuşmalarımızda Ensar olduklarını söylemiştim, Tayyip Hocam bak aynı güzel üslubu kullanıyor maşaAllah. Yakışmış. Biz orada Suriyeli sığınmacılara bakıyoruz ama çok zor şartlarda yaşıyorlar. İttihad-ı İslam olmadığı için, Türkiye’nin de maddi gücü olmadığı için kardeşlerimiz çadırlarda sefalet içinde yaşıyorlar. Biz onları saray gibi yerde yaşatırdık İttihad-ı İslam olsa. Bir kere öyle kaçıp, göçmelerine gerek kalmazdı. Kendi evlerini saray haline getirirdik. Oralar Paris, Londra gibi olurdu. Geniş caddelerde zevk, heyecan, derin iman coşkusuyla yaşarlardı. Ama görüyorsunuz hallerini. Tam bir ıstırap ortamı var, tam bir sefalet ortamı var. Yaşıyor ama insanlar çadırda yaşamanın ne demek olduğunu bilmezler. Kolay bir şey değil. Kışın da o çadırlardalar, yazın da o çadırlardalar. O sıcakta o çadırın içinde yaşamanın zorluğunu bir düşünün. Kırk beş derece sıcaklıkta. Yaşanacak gibi değil. Kışın da buz gibi soğuk oluyor. Ama canlarım ne yapsınlar? Zor bir ortam olduğu için çıtlarını çıkarmıyorlar. Öbür türlü ölüm onları bekliyor “öleceğimize böyle bir ortamda yaşayalım daha iyi” diyorlar. |