Avrupa düşüncesinin temeline yerleşmiş olan diyalektik materyalist ve Darwinist ilkeler, sadece Avrupa insanına değil, bugüne kadar bütün insanlığa zarar vermiş ve halen vermektedir. Darwinist, materyalist, ateist anlayışın hakim olduğu Avrupa Birliği ölümün eşiğindedir.
Anadolu'da var olan her türlü insani, ahlaki, manevi güzellik ise bütün dünya insanlığı için en ideal hayat anlayışı ve yaşam şeklidir. Bütün dünyanın, özellikle Avrupa'nın bu anlayışa, bu değerlere şiddetle ihtiyacı vardır. Türk Milleti'nin üstün meziyetlerini, güzel ahlakını hayat tarzı olarak benimseyen bir AB mükemmel bir yapıya kavuşacaktır. Bunun için, Türkiye'nin -Türk ve İslam Alemi'nin lideri- büyük bir devlet olarak AB'ye girmesi, onları kendi manevi ikliminde eritmesi hayati derecede önemlidir. Anti-Darwinist, anti-materyalist, dindar, milliyetçi, aydın ve ilerici Türk Milleti bu tarihi görevi büyük bir başarı ile yerine getirecektir.
Bölücü Teröre Destek Veren Avrupa Materyalistlerinin Düşünceleri Yok Edilmelidir
Bölücü terörün kökünü kazıyacak, hayat damarlarını kesecek olan bizzat Türk Milleti'dir. Yapılması gereken, bölücü örgütün sahip olduğu materyalist-Darwinist dine karşı kararlı ve güçlü bir ilmi mücadele başlatmaktır. Bu din bilimsel yöntemlerle yok edilirse terörün ruhu ölecektir. Darwinizm'in olmadığı yerde komünist-bölücü hareket de olmayacaktır. Unutulmamalıdır ki bölücü teröre karşı en güçlü silah fikirdir.
Bugün Avrupa'nın ortak paydası diyalektik materyalizm ve Darwinizm'dir. Avrupa'daki tüm partiler; Komünistler, Sosyalistler, Hıristiyan Demokratlar, Yeşiller ve diğerleri Darwinizm'in öngördüğü dünya ve hayat görüşünde birleşmektedirler. İktidarları elinde tutan veya iktidar ortağı olmaya soyunan pek çok parti Darwinizm kaynaklı olan ateizmi benimsediklerini ilan etmiş durumdadır. Avrupa bu görüşün etkisi altındadır.
Avrupa'da rahiplerin bile büyük çoğunluğu Darwinist eğitimden geçmiş ve pasifize edilmiştir. Kamuoyu araştırmalarına göre Avrupa, % 75-80'lere varan bir oranda Allah inancını reddetmekte ve Darwinizm'i desteklemektedir.
Tüm bu gerçekler göstermektedir ki "Avrupa Birliği Hıristiyan bir birlik değil, Allah inancını ve mukaddesatı reddeden Darwinist bir birliktir."
Avrupa, kendisi gibi Darwinist ve materyalist temeller üzerinde yapılanmış olan ve ülkemizin doğusunda faaliyet gösteren bölücü terör örgütüne açık ve gizli olarak arka çıkmakta, ona lojistik destek sağlamakta, örgütün ayakta durmasını sağlamaktadır. Böyle bir durumda bölücü terörü yok etmek için Avrupa'dan yardım beklemek abes olacaktır. İslam ülkelerinin ise böyle bir destek vermeye durumları elvermemektedir.
Yaşlanmış, heyecanını kaybetmiş materyalistlerin peşinden giden Avrupa ölüme sürüklenmektedir. Avrupa, materyalizm batağına düşmüştür, onu bu bataktan kurtaracak yegane güç ise Türk Milleti'nde bulunmaktadır. Türk Milleti -Allah'ın izniyle- Avrupa'ya, insani duyguları, sevgiyi, merhameti, vefayı, sadakati, yardımseverliği öğretecek, dünyanın yepyeni bir çağa girmesine vesile olacaktır.
Terörizmin Fikri Temeli Darwinizm ile İlmi Alanda Mücadele Edilmelidir
Terör, temeli Darwinizm'e dayanan bölücü ideolojilerin hedefe ulaşmak için kullandığı etkin bir yöntemdir. Komünist liderler terörü vazgeçilmez bir silah olarak taraftarlarına tavsiye etmişlerdir. Bölücü terör örgütünün bütün yöntemleri komünist ideolog ve liderlerin tavsiyeleri doğrultusundadır. Bu liderlerden Lenin'in terör talimatları oldukça dikkat çekicidir:
"Polisleri, askerleri, devlet memurlarını öldürmek, devlet kurumlarında yangınlar çıkartmak... Devletin hazinelerinden paraları almak... Devrimci komünist güçler yenilmez silahlı bir güç olarak ortaya çıkmalı, insanları öldürerek, bombalayarak, binaları havaya uçurarak korku yaymak ve bu şekilde toplumun üzerinde komünist diktatörlüğünü teşkil etmek iktidara ulaşmamızın önemli unsurlarındandır." ("Vladimir Lenin, Teorik ve Pratik Terör Hakkında", Homizuri G.P., Moskova 2005)
Darwinizm üzerine bina edilen Marksist-Leninist fikirler ve Lenin'in terör direktifleri doğrultusunda yetişen bölücü militanlar, askerimizi, polisimizi ve masum vatandaşlarımızı katletmekte, her türlü terör yöntemine başvurmaktadırlar. Avrupa'daki ve dünyanın çeşitli yerlerindeki Darwinist-Marksist görüşlü insanların ise teröre karşı olması beklenemez. Bu Marksist felsefenin ruhuna-mantığına aykırı olur. Kınama mesajları, uyarmalar böyle kitleleri hiç ilgilendirmez. Darwinist-Marksistler teröristleri, -güya- ``feodalizme karşı savaşan, devrimci güçler`` olarak görürler. Teröristler, Ho Chi Minh gibi tarihe geçen kan dökücüleri saygı ile anarlar.
20. yüzyıl tarihine kanlı yönetimiyle geçmiş Rus diktatörü Lenin'in evrim teorisi hakkındaki görüşleri de şöyledir:
"Marx'ın teorisinin tümü, evrim teorisinin, en tutarlı, en tam, en düşünülmüş ve özlü biçimiyle çağdaş kapitalizme uygulanmasıdır." (Robert M. Young, Darwinian Evolution and Human History, Historical Studies on Science and Belief, 1980)
Vietnamlı gerilla lideri Ho Chi Minh (1890-1969) koyu bir Marksist-Leninist ve Darwinistti. Bölücü komünist örgütün Güneydoğu'da kullandığı gerilla yöntemleri, bu azılı komünist liderin yöntemlerinin birebir uygulamasıdır.
Darwinist görüşleri benimseyen komünist liderler, insanı bir çeşit hayvan olarak görmüşler, terörü, katliamı, kan dökmeyi vazgeçilmez bir yöntem olarak kullanmışlardır. Darwinizm`den kaynaklanan komünist terör, sadece Güneydoğu bölgemiz ile sınırlı değildir. Tüm Türkiye ve tüm Ortadoğu komünist istila tehlikesi altındadır ve hedeflenen de budur. Unutulmamalıdır ki "Komünizmin vatanı olmaz. Komünistin vatanı bütün dünyadır."