Askere Tehdit Unsurlarına Karşı “Vur” Emri Verildi
ucgen

Askere Tehdit Unsurlarına Karşı “Vur” Emri Verildi

1100
Ne demiştiNe oldu

Güneydoğu’da PKK saldırılarına karşı polisimizin ve askerimizin karşılık verme yetkisinin sınırlı olmasının yanlış olduğunu ilk defa Sayın Adnan Oktar dile getirmiş, “asker ve polisimizin yetkilerinin aciliyetli olarak genişletilmesi gerektiğini” defalarca gündeme getirmiştir.

Nitekim Dağlıca saldırısının ardından, Sn. Adnan Oktar’ın açıklamalarından hemen sonra, bölgedeki güvenlik güçlerine, herhangi bir saldırı ihtimaliyle karşılaştıklarında, her türlü tehdit unsurunu vurabileceği yönünde kesin emir verilmiştir.

4 Eylül 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR:  “Polisin yetkisini terör bölgesinde, en azından terör bölgesinde açmamak çok büyük hata olur. Bak hep yanıp yakınıyor o gençler, delikanlılar. Hep göğüslerinde bir vasiyet, ''Devlet, bizim elimizi çözmedi. Bu adamlar geldi, bizi vurdular'' diyor ''ve şehit olduk'' diyorlar daha şehit olmadan. Çözelim de rahat hareket etsin. Eli kolu bağlı nasıl hareket edecek adam? Karşısındakinin eli kolu alabildiğine açık. Adamların kolu üç yüz altmış derece dönüyor. Polisin kolu? Altmış derece. Olmaz. Onun da üç yüz altmış derece açık olması lazım. Onun ne hakkı varsa, rahatlık hakkı, onun da rahatlık hakkı olması lazım. Yani oradan netice alıyor PKK. Sınırlı olduğu için polisin yetkileri. Polisi, kendi imkanlarımızla rahatça rahatlatabiliriz. Yani niye böyle bir sınırlama içine giriyoruz? Buna ne gerek var? Adam kendini alabildiğine rahatlatmış. Sen de kendini rahatlat. Yani niye sıkıyorsun kendini? Niye cenderenin içine alıyorsun? Yahut niye bir sistemin içerisine sokuyorsun? Sokuyorsan bile, tamam biz kanunla hukukla yapıyoruz, kanuna hukuka saygımız büyük. Kabul ediyoruz. Ama açma yetkimiz de var kanunu hukuku. Açalım, açalım meclis bizim değil mi? Milletvekilleri bizim değil mi? Açalım, bitsin.”


29 Ağustos 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR:  ““Kalekol yapacağız ama müsaade etmiyor PKK” diyor. Allah Allah, dalga geçer gibi söz. PKK’lı yol kesiyor, “Ne istiyorsunuz?” dersin. “Yol kesiyoruz” dediğinde sille tokat girersin heriflere. Tutar kulağından sürükleyerek götürürsün. Adam yolu kesiyor ve hiçbir sorun da çıkmıyor. “Polis nerede?” diyorsun. “Karakolda” diyorlar. “Asker nerede?” “Kışlada.” Niye gelmiyor?” diyorsun. “Operasyon izni yok da, onun için” diyorlar. Kardeşim, olur mu böyle şey? PKK’nın operasyon izni oluyor da, ordunun nasıl operasyon izni olmuyor? Operasyonu limitsiz olarak orduya yetki olarak vermeleri lazım. “Operasyon yetkisi limitsiz, istediğiniz gibi yapın” demeleri lazım.”


19 Ağustos 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR: “Nefsi müdafaada her ne olursa olsun asker sorumlu olmasın, polis de sorumlu olmasın, vatandaş da sorumlu olmasın. Terörist saldırısında yani terörist silahlı bir şekilde geldiğinde, elinde silah olduğunu gördüğünde asker, polis veya vatandaş her ne surette olursa olsun kendini savunmakta sorumlu olmasın. Buna bir kanunla şekil verilmesi acil. Çünkü asker dikkatli davranmak durumunda kalıyor. Adam mesela elinde silahla geziyor açık, alenen ama bir şey yapamıyor. Diyor ki mesela; adam omzunda otomatik silahla geziyor, sana ne zararı var adamın? Ne yaptı ki sana?” Böyle olmaması lazım. Bu kanundan vatandaş da faydalansın.

Örneğin kendini savunuyor, suçlu duruma düşüyor. Buna bir çözüm bulunması lazım. Yani uçsuz bucaksız yetki verilmesi lazım. Silahlı terörist eğer polise saldırdıysa polisin hiçbir sorumluluğu olmaması lazım. Yani her ne meydana gelirse gelsin. Her ne olay olursa olsun. Hatta ifadesinin alınmasına dahi gerek olmaması lazım. Sadece polis ifadesi verip çıkması lazım. O kadar. Bir karakol ifadesi veya orada bir polis tutanağı yapılıp bitecek. Yani savcılığa dahi ifade vermeye gitmesine gerek kalmaması lazım.”


31 Temmuz 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR: “Polisi koruma, kendini koruma, ailesini korumada suç unsuru kalksın. Bunda ayar nasıl yapılsın kardeşim, nasıl ayar yapsın adam? Çünkü bunlar üç beş saniye içinde gelişen olaylar. İki üç saniyede gelişiyor orada sen neyi düşüneceksin,  neyi ayarlayacaksın? Haydi bakalım geç içeri.  Direkt tutuklanıyor. Bela zaten hiç istemediği şekilde gelmiş, o da mecbur kalmış kendini savunmuş. Gir içeri yat, böyle şeyin olmaması lazım. Yok bilmem yatak odasına kadar gelecek, evinin içine kadar girecek. Geldiyse caydıracak bir şeyler yapılması lazım. Havaya ateş etmek bile suç oluyor kardeşim. “Niye havaya ateş ettiniz?” Silahı kontrol ediyorlar falan. Sen mi ateş ettin? Ne yapsın caydırmak için? Başka türlü ne yapılabilir? Bunu bir hale şekle koysunlar yani. Meskun mahalde nasıl silah kullanırsın? Adam cazgır, azgınlık yapıyor. Ne yapılabilir, ne yapsın?”


29 Temmuz 2015, A9 TV

ADNAN OKTAR: “Askerimize her yamuk yapan PKK’lıya anında karşılık verecek kanun çıkarılsın. Asker, polis mağdur durumda kalıyor böyle olmaz. Silah kalitesi de değişsin, bu caydırıcı olur. Bu alçakların vurma hürriyeti var, polisin kendini savunma hürriyeti kısıtlı, askerin kendini savunma hürriyeti kısıtlı. Böyle olmaz. Diyorlar ki; “nerede bir yasak var?” Sıkıysa kendini öyle bir savunsun bak bakalım ne oluyor? Direkt tutuklanıyor.

Kimse vurulsun istemiyoruz biz de ama Allah vermesin. Ama sen öldürmeye kastediyorsan tabii kendini koruyacak. Bunun usulü adabı nasıl olur? Havaya ateş et, karaya ateş et, rica et, dur diyeceksin. Önce uyaracaksın, bekleyeceksin, bir daha uyaracaksın bekleyeceksin, bir daha üç kere uyaracaksın. Sonra olmayınca havaya ateş edeceksin. Adam seni ne yapar o arada?

 

7 Eylül 2015, Milliyet

Dağlıca saldırısından sonra sabaha kadar çatışmaların sürdüğü bölgeden gelen bilgilere göre, güvenlik güçlerine her türlü tehdit unsurunu vurabileceği yönünde kesin emir verildi.

Bölgede havadan ve karadan üst düzeyde askeri hareketlilik sürüyor. Gelen bilgilere göre Dağlıca bölgesiyle sınırlı kalacak şekilde herhangi bir tehdit unsuruna karşı hedef gözetmeksizin ateş açılması yönünde talimat verildi.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo