Evrimciler canlılar arasındaki birtakım benzerliklere dayanarak, aralarında ata-torun ilişkisi kurmaya çalışırlar. Ancak bir kısım canlılar vardır ki, fonksiyon bakımından benzer organlara sahip olmalarına rağmen, aralarında hiçbir evrimsel bağ kurulamaz. Bu tür bir benzerliğe "analoji", böyle organlara da "analog organlar" denir. Analog organlar yapı ve gelişme bakımından farklı, fakat fonksiyonları aynı olan organlardır.15 Örneğin kuşların, böceklerin, memeli olan yarasaların kanatları fonksiyon olarak benzer olmalarına rağmen, aralarında sözde evrimsel bir ilişki yoktur.
Dolayısıyla evrimciler, aralarında evrimsel bir akrabalık bağı kuramadıkları bu benzer organların, ayrı ayrı evrimleşmenin ürünü olduğunu söylemek zorunda kalırlar. Örneğin kanatın kuşlarda, böceklerde, memeli olan yarasalarda ayrı ayrı "tesadüflerle" ortaya çıkması gerekmektedir. Bu durum sadece benzerliklere dayanarak evrimsel bağ kurmaya çalışan evrimciler açısından büyük bir çelişki oluşturur. Çünkü evrimciler, örneğin kanatlar gibi son derece kompleks yapıların tesadüfen nasıl oluştuğunu bir kez bile açıklayamazken bunu farklı canlılar için ayrı ayrı açıklamalıdırlar. (bkz. Homoloji; Homolog organ) Bu konu ile ilgili evrimcileri çıkmaza sürükleyen daha pek çok örnek bulunmaktadır. (bkz. Analog organ)
15 Prof. Dr. Eşref Deniz, Tıbbi Biyoloji, 4. baskı, Ankara, 1992, s.369