Gazetelerde “Özürlü kardeşlere Darwin incelemesi” diye basında yer alan haberler bazı özürlü vatandaşlarımızın evrim teorisi açısından incelendiklerini haber veriyordu. Habere göre, İngiltere'den gelen araştırmacılar, İskenderun'da bir ailenin akraba evliliği sonucu doğmuş sakat çocuklarını incelediler. Böyle bir dönemde, Avrupalı bilim adamlarının engelli vatandaşlarımızı “İşte evrime kanıt!” diyerek incelemeye almaları oldukça dikkat çekicidir.
AB görüşmeleri halen sürerken ülkemiz insanının sözde evrimsel geriliğinin gündeme getirilmesinin derin anlamları vardır. Çünkü bilim alet edilerek toplumumuz küçük düşürülmekte ve böylece modern dünyadan dışlanmak istenmektedir. Bu girişimde evrim teorisi sözde bilimsel bir dayanak olarak kullanılmaktadır. Darwin'in evrim teorisine göre Avrupalı insan evrimini tamamlamış modern insandır, diğer ırklar ise sözde evrimsel gelişimini tamamlayamamış, yok olmaya mahkum ve hatta sömürülerek kullanılması makul kalabalıklardır.
Dünyanın her yerinde görülebilen, akraba evliliğine bağlı olarak ortaya çıkmış bulunan genetik bir hastalığın Türkiye'de “bu insanların evrimsel gelişimi durmuş” diyerek gündeme getirilmesi Türk insanına yapılmış büyük bir hakarettir. Evrimcilerin özürlü vatandaşlarımızı “insan olamamış hayvan” diye niteleyen açıklamaları Darwinist öjeni görüşünün fiili bir tezahürüdür. Bilindiği gibi öjeni teorisi, sakat ve hasta insanların ayıklanması ve sağlıklı bireylerin çoğaltılması yoluyla bir insan ırkının "ıslah edilmesi" anlamına gelir. Hatta bu teori Hitler döneminde bir devlet politikası olarak uygulanmış, 350 bin özürlü çıkarılan bir yasa ile kısırlaştırılmıştır.
Oysa söz konusu doğum anormallikleri her toplumda rastlanabilen mutasyonların sonucudur, belli bir topluma ya da coğrafyaya özgü değildir. Her insanın genlerinde meydana gelebilen bozulmalar olan mutasyonlar, özellikle akraba evliliklerinde sakatlıklar ya da gelişme gerilikleri halinde kendini gösterir. Anne ve babadan gelen aynı tip gen mutasyonları bu şekilde belirginleşir ve habere konu olan hastalıklar ortaya çıkar. Bu tip sakat doğum vakaları yalnızca Türkiye'de rastlanan hastalıklar değil, ABD, Avrupa ve diğer pek çok coğrafyada görülen anormalliklerdir.
Ülkemizin AB üyeliğine alınması tartışmalarının sürdüğü günümüzde Türkiye'de “dört ayağı üzerinde yürüyen” ilkel insanların yaşadığı haberlerinin çıkarılması, zamanlama açısından değerlendirildiğinde kesinlikle bir tesadüf değildir. Bilimsel hiç bir kanıtı olmayan, bugüne dek yalnızca ideolojik olarak savunulan evrim teorisi, bu defa da politik amaçlara hizmet etmektedir. Evrimci bilim adamlarının yardımları ile, bilimsellik kisvesi altında yürütülen bu çalışma uluslararası bir oyunun parçasıdır. Aziz Türk Milleti bu oyuna gelmemelidir.