Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar, yüzyılı aşkın süredir baskı altında yaşamaktadır. Türk İslam coğrafyasında çatışmalar, fitneler, baskı ve zulüm binlerce masum Müslümanın canına mal oldu, on binlercesi sakat kaldı, milyonlarcası evsiz kalıp yurtlarından sürüldü, pek çoğu da sadece inançlarından ve fikirlerinden dolayı tutuklandı. Bugün Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da, Doğu Türkistan'da, Moro'da ve baskıcı yönetimler tarafından idare edilen çeşitli İslam ülkelerinde bu zulüm tüm şiddetiyle devam etmektedir.
Son olarak Doğu Türkistan'da 600'ü gizli olmak üzere toplam 796 Müslüman hiçbir gerekçe gösterilmeden idam edilmiştir. Bu idamlar, bu zulümler ve haksızlıklar Türk İslam Birliği kurulmadığı müddetçe devam edecektir. Akan kanın durması için Türk İslam Birliği'nin kurulmasından başka çözüm yoktur. Türk İslam Birliği'nin olduğu bir dünyada ise, Çin'in uluslararası hukuğu tanımadan, böylesine acımasız bir uygulama yapması mümkün değildir.
Türk İslam Birliği'nin varlığı hem Çin'in tüm endişelerini ve korkularını ortadan kaldıracak, hem de hiçbir Müslümanın en küçük bir haksızlığa ve zarara uğramayacağı bir ortam oluşturacaktır. Çin'in müreffeh olmasının; ezilmeden, dışlanmadan varlığını devam ettirmesinin; ekonomisinin sarsılmamasının; sanayisi için gerekli enerji kaynaklarına güvenilir yollarla ulaşabilmesinin; saygı duyulan bir devlet olmasının yolu baskıcı, yıldırıcı, şiddete dayalı bir politika izlemesi değildir. Bunu yolu Türk İslam Birliği'nin kurulmasıdır.
Türk İslam Birliği hem Doğu Türkistan'da yaşayan Müslümanların haklarını en güzel şekilde koruyacak, hem Çinlilerin ve Uygur Türklerinin birarada kardeşce, huzur içinde yaşayabilecekleri bir güven ortamı meydana getirecek, hem de Çin'in gelişmesine ve güçlenmesine katkıda bulunacaktır. Kalben Türk-İslam Birliği'ne bağlı bir Doğu Türkistan'ın da Çin'in süper bir güç haline gelmesi için dostane katkıda bulunacağı açıktır, bu gerçeği Çin yönetimi de görmelidir.
Türk İslam Birliği kurulduğunda, Türk İslam coğrafyasında terörist faaliyetler kökünden kazınacak, teröre tevessül edenler karşılarında son derece caydırıcı bir Türk İslam Birliği askeri paktının ordusunu bulacaklardır. Birliği oluşturan devletlerin üniter yapıları korunacaktır. Türk İslam Birliği'nin temel ideolojilerinden biri ise laiklik olacaktır. Dolayısıyla Müslüman olan da olmayan da sağlam bir çatı altında güven içinde yaşayacaktır.
Türk İslam Birliği, bir sevgi birliğidir. Muhabbet birliğidir, gönül birliğidir. Bu birliğin temeli, sevgi, fedakarlık, yardımseverlik, merhamet, hoşgörü, anlayış ve uzlaşıdır. Ayrıca insana saygı, sanatta, bilimde ve teknolojide en yüksek noktaya ulaşmak birliğin hedefidir. Birliğin kurulmasıyla, sadece Türk toplumları ve Müslümanlar değil, tüm dünya aydınlığa kavuşacaktır.
Türk İslam Birliği bir itidal birliğidir. Bu birlik fanatik, baskıcı, tahakküm eden bir birlik değildir. Hem bu bayrak altında birleşen milletlere hem de dünya milletlerine güvenlik sağlayacaktır. Türk İslam dünyasının böylesine akılcı, sağduyulu ve adil bir liderliğe kavuşması, hem bugün pek çok sorunla karşı karşıya bulunan yaklaşık 1.5 milyar Müslüman için, hem de dünyanın tüm diğer insanları için çok hayırlı olacaktır. Müslümanlar, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in devrinden bu yana, insanlığa; akıl, bilim, düşünce, sanat, kültür, medeniyet gibi alanlarda öncülük etmiş, "insanların hayrı"na dev eserler ortaya koymuşlardır. 21. yüzyılın gerçek bir aydınlanma çağı olmasının öncüsü de Türk İslam Birliği olacaktır.