Kesinlikle. Çünkü politika alanında veya teolojide veya güzel sanatlarda nasıl siyasi görüşler ve ön yargılar varsa, aynı şekilde bilimin içinde de siyasi görüş ve ön yargıların var olduğu pek çok insan tarafından bilinmiyor. Darwin’in çalışmalarını yaptığı 19. yüzyıla bakalım. Soru şu, eğer önünüzde açık deliller olsaydı, örneğin hücre içindeki kompleksliği görüyor olsaydınız, hala evrim teorisini ileri sürer miydiniz? Bilemiyorum. Batılılara ve önlerindeki delillere nasıl tepki verdiklerine ve ne tip teoriler ürettiklerine bakalım. Avrupa ve Batı nasıldı? Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Batı’da Afrika kökenli insanlar vardı. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Batı’da bu insanlar “tam insan” olarak görülmediler, o dönem kanun önünde sadece belirli yüzdede insan oldukları şiddetle savunuldu. Bu önlerindeki tüm delillere rağmen savunuldu; bu insan doğuyor, büyüyor, arzuları, sıkıntıları, duyguları var, yaşlanıyor ve ölüyordu, tıpkı senin gibi. Ancak önlerindeki bu ezici delillere rağmen çeşitli düşünürler bazı insanların diğerlerinden daha fazla insan olduğu düşüncesini korudular. O halde, önünde bu deliller olsaydı, bu Darwin’in teorisini değiştirir miydi? Değiştirirdi diyemem. Çünkü bu teorilere, yaptığı çalışmaya sonucu etkileyen belirli kabuller ve belirli ön yargılarla gelmişti. Bir bilgiyi değerlendirirken bilim içinde bu mekanizmaların işlediğinin anlaşılması son derece önemli; bu mekanizmalar önyargısız ve tümüyle tarafsız değil. Fikirler ve ön yargılarla geliyor ve eminin Darwin’in de kendi önyargıları vardı.