Gizli gerçek, ensest dünyanın kanayan bir yarasıdır

38199

Aile, Türk toplumunda çok önemli bir değerdir ve Türk aile yapısının mutlaka korunması gerekir.

Fakat her büyük toplumda olduğu gibi, bizim toplumumuzda da akıl ve mantık yapısı bozuk, psikolojik sorunları olan, hasta ruhlu, ahlak dışı yaşantıları olan anne ve babalar bulunmaktadır.

Bu büyük gerçek; bir insanın, sırf anne-babası olduğu için bu ahlak yapısındaki kişilerin fikirlerine boyun eğmesi, onlara bağlılığını koruması gibi bir durumu da ortadan kaldırır.

Unutulmamalıdır ki bugün cezaevleri cinayet işlemiş, hırsızlık yapmış, devlete zarar vermiş, terör eylemlerine katılmış, kendi öz çocuğuna ya da akrabasına cinsel istismarda bulunmuş milyonlarca anne-babayla doludur. Hiçkimse, bu kişilerin çocuklarının; anne-babalarıyla her ne olursa olsun müşterek bir hayat yaşamak zorunda olduklarını ya da bu hasta ruhlu, suç işleme eğilimi yüksek, kriminal yapılı insanlarla aynı çatı altında yaşamaya mecbur olduklarını iddia edemez.

Bir çocuğun sırf ailesi olduğu için anne ve babasının düşünce yapısı ve hayat tarzını benimsemesi gibi bir zorunluluğu yoktur. Türkiye'de ailesi komünist düşünceye sahip olan, ancak çocukları komünist düşünceyi benimsememiş pek çok aile vardır.

Bu noktada şu soruları sormak gerekir: Bizzat kendi öz babası, abisi, amcası ya da dayısı tarafından cinsel saldırıya uğrayan bir kız çocuğu bu tüyler ürpertici ortamda ses çıkarmadan olanlara katlanarak kalmaya devam mı etmelidir? Bu zavallı çocuklara “o senin babamdır, abindir, amcandır, dayındır öyle şey yapmaz” diyerek ya da “böyle birşey başkasına söylenmez, saklı tutulur” diyerek gerçekleri görmezden gelmek hangi akla vicdana uygun bir nasihattır? 

Aileleri komünist materyalist olduğu için bir çocuk komünist düşünceyi mi Kabul edip savunmalıdır? Aileleri gayri meşru bir yaşama sahip olduğu için ailelerinden uzaklaşan binlerce evlat vardır. Bu evlatlara, "Bunlar senin annen baban, gayri meşru bir hayatları da olsa, onlara uymak, onlarla aynı hayatı yaşamak zorundasın" mı denilmelidir? Ailesi PKK mensubu olan bir çocuk da, ailesine bağlılık gösterip PKK'lı mı olmalıdır?

Daha çoğaltabileceğimiz bu tip soruların cevapları ise son derece açıktır. Bir insan için, akıl ve vicdana neyin uygun neyin uygun olmadığını bilmek son derece kolaydır. Aile ancak yüksek ahlak sahibi, son derece vicdanlı, Allah korkusu, Allah sevgisi olan insanlardan oluşan bir müessese olduğu sürece ailedir. Aksi takdirde yani Allah korkusu, ahlaki değerler, güven, saygı, sevgi gibi temel unsurlar kaybedildiğinde o topluluk aile olma özelliğini yitirir.

Allah korkusu olmayan dolayısıyla da her türlü ahlaksızlığa açık, namussuz, şerefsiz ahlaksız insanlara sadece biyolojik olarak anne ya da baba olmaları nedeniyle körü körüne bir sadakat olmasını beklemek gayri ahlaki bir beklentidir. Akıl ve mantık sahibi bir insanın böyle bir ahlak yapısını kabul etmeyeceği çok açıktır.

1996’da yapılan araştırmaya göre 20 milyon Amerikalı, henüz çocukken ensest maduru oldu. Fakat bunun çok küçük bir kısmı bildirildi çünkü madur olan çocuklar aileyi parçalamaktan çekiniyorlar. Aynı kuruluşun 1991 yılında yayınladığı araştırmaya göre ensest madurlarına her yıl 16 bin yeni vaka ekleniyor.

2006 yılında 17 bin 64 kişi aile içi şiddete maruz kaldı. Aile içi şiddete maruz kalanarın %18 kadarı ise aile içi taciz vakasına yani ensest ilişkiye maruz kalmıştır. 1992'de ABD'de üç eyalette yapılan ensest araştırması, 12 yaşın altındaki tecavüz mağdurlarının yüzde 46'sının tecavüzcüsüyle aile ilişkisi olduğunu, yüzde 20'sinin babaları tarafından tecavüze uğradığını ortaya çıkarmıştır. Kanada'da 1992 tarihli rapora göre 16 yaşın altındaki kızların yüzde 17'si ensest ilişki yaşamış. 2003 tarihli Yeni Zelanda Tecavüz Krizi Auckland Raporu'na göre çocuklukta yaşanan cinsel taciz davalarının yüzde 43'ünde tecavüzcü aile üyelerinden biri.

Türkiye’de tecavüze uğrayanların % 50’si 18 yaş altında ve bunlardan % 10’u erkek çocuk gerisi ise kız çocuktur. Her 4 kız çocuktan biri cinsel şiddete uğruyor. Daha çok 7–9 yaş arası çocuklar cinsel şiddete uğruyor. 5–10 yaş arası çocukların % 55'i ensest mağdurudur. 10–16 yaş arası çocukların % 40’ı ensest mağdurudur. Cinsel saldırganların % 75'i tanıdık biridir. Ensest olaylarında faillerin % 50'si öz baba, sırasıyla da amcalar enişteler, ağabeyler, dedeler ve dayılardır. Acil yardım hattını arayan kadınlardan, % 14,6'sı enseste maruz kalmıştır. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’na telefonla ya da gelerek başvuranların %26’sı ensest maduru. Ensest iddiasıyla sığınağa başvuran çocukların yüzde 25'inin vücudunda iz olmayacak şekilde enseste maruz kalmışlar. Yüzde 13’ünün ise vücudunda derin ve yüzeysel kesikler, morluklar var.

Güvenilir araştırmalar gösteriyor ki Amerika’daki çocukların %10 ila %20’si ensest ilişkiye maruz kalmıştır.

2006 yılında yapılan araştırmaya göre Türkiye’de her 26 dakikada 1, aile içi şiddet olayı yaşanmıştır. Çocuk istismarı, kadın istismarı ve taciz, aile içi tecavüz ve şiddet, ensest gibi olaylar yasal mercilere en az taşınanlar arasında olmasına rağmen böyle büyük bir rakamla karşılaşıyoruz.

2009 VERİLERİNE GÖRE

Türkiye’de tecavüzlerin %27’si ensest. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kadınların %25’i ensest maduru. Uluslararası af örgütü raporuna göre Türkiye’de Acil yardım hattını arayan kadınların yüzde 57'sini fiziksel şiddete, yüzde 46.9'unu cinsel şiddete, yüzde 14.6'sını enseste, yüzde 8.6'sını tecavüze maruz kalanlar oluşturuyor.

KAMER (KADIN MERKEZİ) Başkanı Nebahat Akkoç: ’Her dört evden birinde ensest ilişki yaşanıyor’ Bize başvuran yaklaşık 50 bin kadının yüzde 25’i aile içinde ensest ilişkiye maruz kalıyor.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER