Thomas Endlein, Cambridge Üniversitesi Zooloğu karıncaların bu resim ile “Biotechnology and Biological Sciences Research Council” kurumundan ödül aldı.
Güney Florida Üniversitesi Biyoloji Profesörü Deby Cassill tam 30 yıl karıncaları incelemiş ve özellikle bu canlıların tırmanma kabiliyetini incelediğinde adeta “büyülendiğini” söylemiştir. Peki bu hayranlığın sebebi nedir?
Tavanda ters asılı duran hatta orada koşturan karıncalar nasıl düşmüyor?
Hayvan bilimcilerin bu soruya verdiği yanıt şu; çünkü karıncaların ayaklarında bir alet takımı bulunuyor.
Karıncaların altı ayağı bulunur. Ayakların her biri, neredeyse tüm yüzeyleri kavramayı sağlayan dikenli aletlerle kaplıdır. Karıncaların ayakları, son kısmında bir çift pençe bulunan beş eklemli bir yapıdadır. Bu pençelerin şekli bir kedinin pençelerine benzer ve düzgün olmayan yüzeyleri kavrayabilir. Ayak kısımlarının her birinde, ağaç kabuğu gibi dokulu yüzeylerdeki mikroskobik çukurlara girerek fazladan tutuş sağlayan kalın ve ince dikenler ile kıllar da bulunur. Pençeler ve dikenler, karıncaların ayaklarını tıpkı sizin ayakkabılarınız gibi sıcak yüzeyler ve keskin cisimlerden de korur. Tüm bu yapı ayrıca çok önemli başka bir sistem tarafından desteklenir ki bunlar “arolia” adı verilen ve şişebilen yapışkan yastıklardır.
Arolia adı verilen yastıklar bütün karınca ayaklarının ucunda, pençelerin arasında yer alır. Balona benzeyen bu yapı, karıncaların yer çekimine karşı koyup tavanlarda veya cam gibi ultra sert yüzeylerde yürümesini sağlar.
Bir karınca duvarda veya tavanda yürüdüğünde, yer çekimi pençelerinin genişleyip daralmasına sebep olur. Karıncaların bacak kasları da bu sırada ayaklarının ucunda bulunan yastıklara sıvı pompalayarak şişmelerini sağlar. Karıncalar pürüzsüz bir yüzey üzerinde baş aşağı koştuklarında, her adımlarında arolium açılır ve geriye doğru katlanır. Yastığın içindeki hemolenf adı verilen vücut sıvısı, bir karıncanın vücudunda dolaşan ve kana benzeyen yapışkan bir sıvıdır.
Hemolenf yastığa pompalandıktan sonra, bir kısmı yastığın dışına sızar ve karıncalar bu şekilde bir duvara veya tavana yapışabilirler. Fakat karınca ayağını kaldırdığında, bacak kasları kasılır ve bu sıvının büyük bir bölümünü emip yeniden yastığa ve ardından bacağa geri gönderir. Karıncanın kanı, bu şekilde tekrar tekrar kullanılmış olur (bacaktan yastığa pompalanır ve ardından tekrar bacağa çekilir) ki bu çok verimli bir sistemdir.
Karıncalar tüy kadar hafif olduklarından, altı yapışkan yastık da herhangi bir yüzeydeki yer çekimine karşı koymaları için yeterli olur. Aslında karıncalar, evleri olan yer altındaki odalarda yapışkan yastıklarını tavanda uyumak için kullanırlar. Tavanda uyuyarak, diğer karıncaların oda yüzeyindeki yoğun trafiğinden kaçmış olurlar.
Bitkilerle beslenen küçük hayvanlar için pürüzsüz yüzeylere tutunma kapasitesi çok önemlidir. Bazı böcekler mükemmel derecede pürüzsüz yüzeyler üzerinde kendi vücut ağırlıklarının 100 katına eşdeğer yapışma kuvveti üretebilirler. Bununla birlikte, bu böcekler sadece sıkı bir şekilde tutunmakla kalmaz, aynı zamanda pürüzsüz bir alt tabaka üzerinde hızla koşabilirler. Bu farklı görevlerde ustalaşmak için böceklerin yapışma kuvvetleri üzerinde hızlı ve etkili bir kontrole sahip olmaları gerektiği açıktır. Ancak böceklerin yüzeye tutunmayı ve ayrılmayı nasıl kontrol ettiğine dair mekanizmalar hakkında neredeyse hiçbir veri yoktur.
Karınca örneğinde gördüğümüz mükemmellik bizi bu sistemin kendiliğinden var olamayacağına, bir Yaratıcının varlığına götürür. Gözümüzü nereye çevirsek, hangi hayvana hatta kainattaki hangi zerreye bakarsak bakalım mutlaka Allah’ın varlığına dair çok açık ve hayranlık uyandıran deliller görürüz.
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman ın yaratmasında hiç bir 'çelişki ve uygunsuzluk' göremezsin. İşte gözünü çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)
Kaynak:
https://popsci.com.tr/karincalar-yer-cekimine-ragmen-nasil-dusmeden-durabiliyor-iste-bunun-sebebi/
https://www.pnas.org/doi/full/10.1073/pnas.111139298
https://arthropoda.wordpress.com/tag/arolium/
Fotoğraflar: Deby Cassill