İlgilendikleri konular her ne kadar birbirinden farklı olsa da, hemen her insan, dünya hayatında kendince bir başarı elde etmeye çalışır. Tüm bu insanların ortak amacı "gösterdikleri çaba ve emeğin karşılığını alabilmek"tir. Kendilerine dünya hayatini amaç edinip ahireti gözardı eden kişiler, dünyadaki çabalarının karşılığını aldıklarını görmenin, o uğurda yaşadıkları tüm sıkıntılara değeceğine inanırlar.
Oysa bir işi ve bundan alınacak sonucu asıl değerli kılan, "Allah (cc)'ın o kişiden razı olması"dır. Allah (cc)'in rızası hedeflenmeden yapılan bir işte harcanan çaba ya da elde edilen başarı, aynı dünya hayatı gibi geçicidir; dünyadaki her şey gibi bir gün yok olur. Bu nedenle Allah (cc) inkar edenlerin dünya hayatındaki çabalarını ve yapıp ettiklerini bir "seraba" benzetmiştir. Bu kimseler ahirete gittiklerinde -Allah (cc)'in dilemesi dışında- o ana kadar emek verip sevinç duydukları tüm çabalarının boşa çıktığını göreceklerdir:
İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah`ı bulur. (Allah da) Onun hesabini tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir. (Nur Suresi, 39)
Bir kimse Allah (cc)'in rızasını gözeterek hareket etmediği takdirde, dünyanın en önemli işini yapıyor olsa da, Allah (cc) Katında bunun değeri olmayabilir. Allah (cc)'in rızasına uygun hareket etmediği sürece, bu kişinin çevresindeki herkes tarafından takdir edilmesi veya iyi işler yapan biri olarak tanınması, yaptıklarının boşa gitmesini engelleyemez. Allah (cc) kendilerini iyi işler yapmakta sanan kimi insanların ahiretteki durumunu, Kuran'da söyle bildirmiştir:
onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel is yapmakta sanıyorlar. (Kehf Suresi, 104)
İnsanin, hırsla peşinden koştuğu şeylerin, ahiretteki nimetlerin yanında ne kadar değersiz olduğunu öldükten sonra anlaması, sonsuz bir pişmanlığa sebep olur. Hayati boyunca harcadığı tüm çabanın boşa gittiğini öğrenmesi, bu üzüntüsünü sonsuza dek sürecek bir hüsrana dönüştürecektir. Allah (cc) bu kimselerin ahiretteki durumlarını söyle bildirmiştir:
İste bunların, ahirette kendileri için ateşten başkası yoktur. onların onda (dünyada) bütün isledikleri boşa çıkmıştır ve yapmakta oldukları şeyler de geçersiz olmuştur. (Hud Suresi, 16)
Kuskusuz bir ömür boyunca harcadığı çabanın boşa çıkmasını hiçbir insan istemez. Bunun çözümü, insanın geçici bir dünya için değil, gerçek olan sonsuz ahiret hayati için çaba harcamasıdır. Eğer kişi, her isinde Allah (cc)'in rızasını kazanmayı hedefler, tüm çabasını Rabbimiz'in beğendiği ahlaki yasayabilmek için harcarsa, yaptığı en küçük bir iyiliğin bile eksiksiz olarak karşılığını almayı umabilir. Allah (cc) bir ayetinde Hz. Lokman`ın oğluna verdiği bir öğüdü söyle bildirmiştir:
"Ey oğlum, (yaptığın iş) gerçekten bir hardal tanesi ağırlığında olsa da, (bu,) ister bir kaya parçasından ya da göklerde veya yer(in derinliklerinde) de bulunsa bile, Allah onu getirir (açığa çıkarır). Şüphesiz Allah, latif olandır, (her şeyden) haberdardır." (Lokman Suresi, 16)
İman sahibi bir insan dünya hayatında tüm yaptıklarını, karşılığını yalnızca Allah'tan umarak ihlasla yerine getirir. Her davranışında, amacı yalnızca Allah`ın rızasını kazanabilmektir. Rabbimiz bu ihlaslı tavırlarına karşılık olarak, müminler için hem dünyada hem de ahirette yaptıklarının daha güzeli ve fazlası' olduğunu bildirmiştir:
De ki: "Ey iman eden kullarım, Rabbiniz'den sakinin. Bu dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah`ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir." (Zümer Suresi, 10)
Bir başka ayette de Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
Ama iman edenler ve salih amellerde bulunanlar, onlara ecirlerini eksiksiz ödeyecek ve onlara Kendi fazlından ekleyecektir de. Çekimser davrananlar ve büyüklenenler, onları acıklı bir azabla azablandıracaktır ve kendileri için Allah'tan başka bir (vekil) koruyucu dost ve yardımcı bulamayacaklardır. (Nisa Suresi, 173)