Her yıl okyanuslardan 45 milyon metre küp su buharlaşır. Buharlaşan su, bulutlar haline sokulup rüzgarlar vasıtasıyla karalara taşınır. Böylece her yıl 3-4 milyon kilometre küp su, okyanuslardan karalara, yani bize ulaşmış olur. İnsanların hiçbir şekilde dolaşımını kontrol edemediği ve onsuz birkaç günden fazla yaşayamayacağı su, özel olarak gönderilir. Üstelik bu suyun oluşumunda ve yeryüzüne düşmesinde pek çok hikmetler vardır. Kuran'da, insanın "şükretmesi" için en açık işaretlerden biri olan yağmurun bu hikmetli özelliklerini Allah bir ayette şöyle bildirir:
"Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; şükretmeniz gerekmez mi?" (Vakıa Suresi, 68-70)
Yağmurun Buluttan Damla Damla Süzülerek Yağması Allah’ın Rahmetidir
Allah’ın yağmurda yarattığı hikmetlerden biri, yağmurun şelalelerde olduğu gibi büyük bir su kütlesi şeklinde yeryüzüne düşmemesidir. Eğer yağmur yeryüzüne bu şekilde düşseydi, yağışlar sırasında insanların günlük hayatlarına devam etmeleri mümkün olmaz, hatta her yağış sırasında seller oluşurdu. Bu seller önlerine çıkan herşeyi sürükleyerek maddi ve manevi pek çok zarara neden olurlardı. Fakat Yüce Rabbimiz’in yarattığı fizik kuralları sebebiyle yağmur, damlalar halinde ve hızını azaltarak yeryüzüne düşer ve tüm canlıların hayat kaynağı olan suya dönüşür.
Yağmurun damlalar halinde yağmasının sebebi su damlacıklarının bulutlarda oluşmasıdır. Bilindiği gibi bulut, buharın toz zerrecikleri ve elektrik yüklü parçacıklar üzerinde yoğunlaşmasıyla oluşur.Bu damlacıkların çapları genellikle 1 ila 10 mikron (1 mikron = 0,001 milimetredir) arasındadır. Bulutlar yukarı doğru belli bir hızla (1 ile 10 metre/saniye) hareket ederlerken su damlacıklarını da doğal olarak beraberinde götürürler.Damlacıklar yükseldikçe yoğunlukların artması sonucunda büyürler. İki veya daha fazla damlacık birleşerek damlalar oluşur. Bu damlacıkları hava artık yukarı taşıyamaz hale gelir ve damlalar yeryüzüne doğru düşmeye başlarlar.
Yağmur damlaları yere düşerken sabit hıza ulaşana kadar, büyük damlalar küçük damlalardan daha hızlı düştüğü için, büyük damlalar ile küçük damlalar çarpışıp birleşir. Çarpışma ve birleşme ile büyüyen damlalar belli büyüklüğe ulaşınca hava direnci su damlasının şeklini bozup, dağıttır ve saniyenin yüzde altısı gibi kısa bir sürede birçok küçük damlacığa dönüştürür. Aynı büyüklükteki damlaların havadaki hızları aynı olduğu ve aynı yönde hareket ettikleri için birbirleri ile çarpışmaları sözkonusu değildir.
Yağmur Damlalarının Hızının Yere Düşerken Yavaşlaması Rabbimiz’in İlmiyle Gerçekleşir
Yüce Rabbimiz’in yağmur damlaları üzerinde yarattığı hikmetlerden biri de yağmurun düşüş hızıyla ilgilidir. Yağmur damlasıyla aynı ağırlık ve büyüklükteki bir cisim 1200 metreden bırakıldığında giderek hızlanacak ve yere yaklaşık 558 km/saatlik bir hızla düşecektir. Eğer yağmur damlası da bu yükseklikten aynı şekilde düşecek olsaydı, bu durumda tüm ekinler tahrip olacak, yerleşim alanları, evler ve arabalar hasar görecek, insanlar gerekli tedbirleri almadan yürüyemeyeceklerdi. Fakat böyle bir olay hiçbir zaman yaşanmaz; yağmur damlaları ne kadar yüksekten düşerlerse düşsünler, yeryüzüne ulaştıklarında ortalama hızları sadece saatte 8-10 km'dir. Bunun sebebi ise, yağmur damlasının atmosferin sürtünme etkisini artıran ve yere daha yavaş düşmesini sağlayan bir biçime sahip olmasıdır. Eğer yağmur damlası farklı bir şekilde olsaydı veya atmosferin sürtünme özelliği bulunmasaydı, her yağmur yağışında yeryüzünün nasıl bir felaketle karşı karşıya geleceğini anlamak için şu rakamlara bakmak yeterli olacaktır:
Görüldüğü gibi Allah yağmurun düşme hızını belirleyerek yağmuru tüm canlılar için faydalı hale getirir:
"Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik." (Kaf Suresi, 9)
Yağmurun Sıcak Yağmaması Allah’ın Kullarına Lütfudur
Yağmur eğer sürtünme kuvvetinin etkisiyle ısınsaydı ve kaynar su şeklinde yeryüzüne düşseydi, canlılık asla mümkün olmazdı. Ancak yağmur suyu Rabbimiz’in ilmi ve kullarına olan lüftu sebebiyle daima hayat verecek şekilde soğuktur.
Daha önce belirtildiği gibi yağmur suyu buluttan ayrıldıktan sonra yere inerken hızlanır. Yağmur damlaları ağırlığından dolayı yerçekiminin etkisi ile aşağı düşerken aynı zamanda havanın direnci onu yukarıda tutmaya çalışır. Hava direnci damlacığa etki eden yer çekimi kuvvetine eşit olana kadar damlacık aşağı doğru hızlanır. Eşitlendiği andaki hız terminal hızdır ve bu sabit hızla damlacık aşağı olan yolculuğuna devam eder. Damlacık aşağı doğru inerken hava direncinden dolayı sürtünme nedeniyle ısınır. Fakat bu ısı damlacık kenarlarından buharlaşmada kullanılır. Buharlaşma ise damlacık yüzeyinde soğumaya neden olur. Böylece damlacık aşağı inerken küçülür ama ısınmaz. Dolayısıyla damlacık sıcak olmaz ve sıcak yağmur yağmaz.
Yüce Rabbimiz yağmuru kontrolü altında tutarak insanlar ve tüm canlılar için hayat kaynağı haline dönüştürdüğünü bir ayetinde şöyle haber verir:
"Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, ağaç ondandır (ki) hayvanlarınızı onda otlatmaktasınız." (Nahl Suresi, 10)
Yağmurun Gübreleme Özelliği
Yağmur önemli bir gübredir. Fakir bir toprak, yalnızca yağmur aracılığıyla gelen gübrelerle bile, yüzyıllık bir süre içinde bitkiler için gereken tüm elementleri kazanabilir. Ormanlar da, yine bu deniz kökenli aerosoller yardımıyla gelişir ve beslenirler. Bu yolla, her yıl kara parçalarının toplam yüzeyi üzerine 150 milyon ton gübre düşmektedir. Bu doğal gübreleme işleyişi olmasaydı, Dünya üzerinde çok daha az bitki olacak, hayat dengesi bozulacaktı.
Yüce Rabbimiz’in belli bir miktar suyu gökten indirmesi, bu suyun içilebilecek tadda olması, ölü bir beldeyi canlandırması şüphesiz O’nun bize verdiği büyük bir nimettir. Bir ayette Rabbimiz’in yaratma ilmi şöyle bildirilmiştir:
“Görmüyor musun; gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçirdi. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor. Sonra kurumaya başlar, böylece onu sararmış görürsün. Sonra da onu kurumuş kırıntılar kılıyor. Şüphesiz bunda, temiz akıl sahipleri için gerçekten öğüt alınacak bir ders (zikr) vardır.” (Zümer Suresi, 21)
Yağmur suyunun kaynağı buharlaşmadır ve buharlaşmanın %97'si "tuzlu" okyanuslardan olmaktadır. Oysa yağmur suyu tatlıdır. Yağmurun tatlı olmasının sebebi Allah'ın koyduğu başka bir kanundur. Bu kanuna göre, su, ister tuzlu denizlerden, ister mineralli göllerden ya da çamurların içinden buharlaşsın yanında başka hiçbir yabancı madde taşımaz. "Biz, gökten tertemiz su indirdik..." (Furkan Suresi, 48) hükmü gereği, duru ve tertemiz bir biçimde yere iner.
Yağmurları Oluşturan Bulutlar Yüce Allah’ın Çeşitlilik Sanatının Örneklerindendir:
Kuran'da yağmurun oluşmasında büyük önemi olan bulutlarla ilgili ayetler aynı zamanda Allah’ın yaratmasındaki çeşitlilik hakkında da bilgi verir:
"Allah rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda Kendi kullarından dilediğine verince hemen sevince kapılıverirler." (Rum Suresi, 48)