Bir şeyi duymak, bir kişiye seslenmek, yürümek, görmek, hissedebilmek kısacası dış dünya ile bağlantıda olabilmek için bedenimizde dizayn edilmiş kusursuz bir sinir ağı vardır. Bu sinir ağı öylesine hareketlidir ki, her an sayısız ileti vücudun çeşitli yerlerinden bu ağ yolu ile beyne iletilir. Bir bardağa dokunduğunuzda bardaktan elinize iletilen elektrik akımını taşıyan bu sinirlerdir. Bardağa dokunmak için beyinden elinize doğru giden emri, dokunduğunuzda da elinizden beyne giden hissi onlar iletirler. Bu olay o kadar hızlıdır ki, beynin emri ile elinizi hareket ettirdiğiniz, dokunduğunuz ve dokunduğunuz şeyi hissettiğiniz an, neredeyse aynı andır.
Bardağı elinize almak istediğinizde, beyninizden emirler gelir ve bedeninizde bir hareketlenme başlar. Beyinden gelen elektrik akımı, sinirler boyunca iletilmektedir. Vücuttaki sinirler belli bölgelerde birbirleriyle karşılaşırlar. Bu karşılaşma bölgesine sinaps adı verilir. Sinaps bir boşluktur. İki sinir hücresini birbirinden ayırmaktadır. Dolayısıyla sinirler boyunca dolaşan akım, sinapse yani boşluğa ulaştığında durur. Normal şartlarda boşlukla karşılaşan akımın kesilmesi, kaldığı sinir hücresi içinde tıkanması, yoluna devam edememesi gerekmektedir. Ancak kilometrelerce hızla, milyonlarca elektrik akımı taşıyan hücrelerimiz için böyle bir sorun yoktur. Çünkü mesajı bir sonraki sinire iletmek isteyen sinir, sinaps denilen boşluğa bir kimyasal madde bırakır. Bu kimyasalın adı asetilkolindir. Sinir sinyali sinapse ulaştığında asetilkolin moleküllerinden oluşan bir yığın bu boşluğa akar. Karşıdaki sinirin alıcılarına (reseptörlerine) tutunur ve diğer hücreyi harekete geçirmek üzere uyarır. Bunun üzerine kaslar kasılır, emir parmaklarınıza ulaşır ve bardağınızı elinize alabilirsiniz.
Sinirler, iletişim için Mors alfabesine benzer bir sistem kullanırlar. Bu sistem noktalardan oluşmaktadır. Mesaj ne kadar önemli ise, bu noktaların sıklığı da o kadar fazladır. Her nokta, yani her sinir sinyali, kendi salgıladığı asetilkolini harekete geçirir. Diğer bir deyişle bardağı kavramanızı sağlayan elektrik akımı ile yürümenizi sağlayan elektrik akımı aynı sinirler üzerinde yol almakta, ancak her biri farklı asetilkolin sıvısı salgılamaktadır. Bu nedenle bu ileticilerin bulunduğu alan, bir başka sinyal gelmeden önce mutlaka temizlenmelidir. Aksi halde mesajlar birbirine karışacaktır. Bazen saniyede 500 sinir sinyali göndermeleri gereken sinirler için bunun anlamı, asetilkolin ileticilerinin her milisaniye içinde yıkılmaları gerektiğidir.
Asetilkolin esteraz enzimleri işte tam bunu yapmak üzere yaratılmışlardır. Bu katalizörler, asetilkolin moleküllerinin içine olağanüstü bir hızla girerler ve aynı hızla onları ortadan kaldırırlar. Söz konusu enzimlerin hızları belirlenmiş ve her saniye 25.000 molekülü yok ettikleri hesaplanmıştır. Bir başka deyişle, tek bir esteraz, her asetilkolin molekülüne yaklaşık 40 milisaniye içinde saldırmaktadır.
Vücuttaki tek bir enzim türünün işlevini tümüyle yitirmesi sonucunda yaşam sona erer. Asetilkolin esteraz enzimi bu önemli gerçeğin bir kanıtıdır. Vücudumuzdaki on binlerce farklı enzimden sadece söz konusu enzim eksik olsa, yaşamamız mümkün olmayacaktır. Çünkü bir anlamda vücudun bütün elektriği kesilecektir. Alzheimer gibi hastalıklar, söz konusu enzimin sistemli çalışamamasının bir sonucudur. Bu hastalıkta asetilkolin çok hızlı bir şekilde ortadan kaldırılmakta, böylelikle sinir uyarısı ya alınamayacak kadar zayıf olmakta ya da sinir hücreleri arasında tam olarak iletilememektedir.
Bir insan bedeninin 100 milyar sinir hücresinin birbiriyle hatasız ve süratli iletişimi, Allah`ın yarattığı bir mükemmellik, bir sanattır. Bunlarla beraber var olan sayısız parça, detay ve komplekslik ise, insanın araştırdığı her şeyde tekrar tekrar mucizeler görmesi, bunların tümünün tesadüfen oluşmasının imkansız olduğunu anlaması ve Allah`ın Yüce varlığını takdir etmesi için birer sebeptir. Vücuttaki hücrelerin birbirleriyle iletişiminde sadece yardımcı sayılabilecek bir enzim bile, sistemin basit bir parçası değildir. Bu mekanizmayı azaltamaz, basitleştiremezsiniz. Söz konusu enzim olmasa, beyninizden elinize gitmesi gereken emir, bedeninizin içinde bir yerlerde kaybolup gidecektir. Böyle bir durumda ise bir daha hiçbir zaman hiçbir şeye dokunamaz, parmağınızı bile hareket ettiremezsiniz.
100 milyar sinir boyunca gerçekleşen tüm işlemler, iletilen mesajlar, bu mesajları alan beş duyunuz ve beyniniz, her şeyi kusursuz bir uyum içinde yaratan Allah`ın eserleridir. Her birinin yaptığı iş Allah`ın bilgisindedir. Tüm varlıklar O`nun kontrolündedir ve O`na teslim olmuşlardır:
Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah`a tevekkül ettim. O`nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır). (Hud Suresi, 56)