20. yüzyıl biliminin çökerttiği bir evrimci iddia, "tesadüf" iddiasıdır. 1960'lı yıllardan itibaren yapılan araştırmalar, evrendeki tüm fiziksel dengelerin insan yaşamı için çok hassas bir biçimde ayarlandığını ortaya koymaktadır. Araştırmalar derinleştirildikçe evrendeki fizik, kimya ve biyoloji kanunlarının, yerçekimi, elektromanyetizma gibi temel kuvvetlerin, atomların ve elementlerin yapılarının tümünün insanın yaşamı için tam olmaları gereken şekilde düzenlendikleri birer birer bulunmuştur. Batılı bilim adamları bugün bu olağanüstü yaratılışa "İnsani İlke" (Anthropic Principle) adını vermektedirler. Yani evrendeki her ayrıntı, insanın yaşamasını mümkün kılacak özel bir yaratılışa sahiptir. (bkz. İnsani ilke)
Ağaçların arasında bulduğunuz son model bir arabanın ormandaki çeşitli elementlerin milyonlarca yıl içinde tesadüfen biraraya gelerek böyle bir ürün ortaya çıkardığını düşünmezsiniz. Çünkü kompleks bir yapının aniden, bir anda, bir bütün olarak ortaya çıkması, onun bilinçli bir irade tarafından var edildiğini gösterir. |
Kompleks bir yapının bir anda oluşması ise kesinlikle tesadüflerle açıklanamayacak bir durumdur. Örneğin ağaçların arasında bulduğunuz son model bir arabanın ormandaki çeşitli elementlerin milyonlarca yıl içinde tesadüfen biraraya gelerek böyle bir ürün ortaya çıkardığını düşünmezsiniz. Arabayı oluşturan tüm hammadde; demir, plastik, kauçuk vs. topraktan ya da onun ürünlerinden elde edilmektedir. Ama bu durum size, bu malzemelerin "tesadüfen" sentezlenip sonra da biraraya gelerek sonuçta ortaya böyle bir araba çıkardıklarını düşündürmez.
Elbette ki, akıl ve mantıkla düşünen her insan, arabanın bilinçli insanlar tarafından tasarlandığını, bir fabrikanın ürünü olduğunu düşünecek ve bunun ormanda ne aradığını merak edecektir. Çünkü kompleks bir yapının aniden, bir anda bir bütün olarak ortaya çıkması, onun bilinçli bir irade tarafından var edildiğini gösterir. Hücre gibi kompleks bir sistem de elbette üstün bir ilmin ve iradenin ürünüdür. Yani Yüce Rabbimiz Allah'ın yaratmasıyla var olmuştur.
Evrimciler ise, tesadüflerin ortaya son derece kusursuz yapılar çıkarabileceklerine inanmakla, gerçekte aklın ve bilimin dışına çıkmış olurlar. Bu konudaki açık sözlü otoritelerden biri, Fransız Bilimler Akademisi'nin eski başkanı olan ünlü Fransız zoolog Pierre Grassé'dir. Grassé bir materyalisttir, ancak Darwinist teorinin canlılığı açıklayamadığını savunmakta ve Darwinizm'in temelini oluşturan "tesadüf" mantığı hakkında şunları söylemektedir:
... Mutasyonların hayvanların ve bitkilerin ihtiyaçlarının karşılanmasını sağladığına inanmak, gerçekten çok zordur. Ama Darwinizm bundan fazlasını da ister: Tek bir bitki, tek bir hayvan, binlerce ve binlerce tam olması gerektiği şekilde faydalı tesadüflere maruz kalmalıdır. Yani mucizeler sıradan bir kural haline gelmeli, son derece düşük olasılıklara sahip olaylar kolaylıkla gerçekleşmelidir. Hayal kurmayı yasaklayan bir kanun yoktur, ama bilim bu işin içine dahil edilmemelidir.244
... Tesadüf, ateizm görüntüsü altında kendisine gizlice tapınılan bir tür ilah haline gelmiştir.245
244. Pierre P. Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 103.
245. Pierre P. Grassé, Evolution of Living Organisms, Academic Press, New York, 1977, s. 107.