Terörizmle yapılacak mücadelenin kesin sonuca ulaşabilmesi için terörizmin kaynağının doğru tespit edilebilmesi ve yöntemlerin de buna göre belirlenmesi gerekir. Bu nedenle terörizmle yapılacak mücadele çok kapsamlı, her aşaması dikkatle düşünülmüş ve bütün bataklığı tamamen yok etmeye yönelik olmalıdır.
Terörist faaliyetlerin önlenmesi ya da suçluların bulunması terör ile mücadelede yeterli bir yöntem değildir. Önemli olan, terörizmin çıkış noktasının ortadan kaldırılmasıdır.
Terörün çıkış noktası, şiddeti, çatışmayı ve anarşiyi tek yol olarak sunan ideoloji ve akımlardır. Bir terörist, masum insanları öldürürken, kamu huzurunu ve düzenini bozarken, -kendisine empoze edilen fikirlerin ve görüşlerin etkisi altında olduğundan- sözde makul bir mücadele verdiğini düşünür.
Bir terörist ancak, kendisini şiddete iten ideolojilerin yanlışlığını ve mantıksızlığını anladığı ve bu ideolojilerden yola çıkarak bir yere varamayacağını kavradığı zaman, terörden vazgeçer. Aksi takdirde terörizme karşı alınan tedbirler hep kısa süreli olacak, bir süre sonra terör, başka yerlerde, başka koşullarda, bambaşka bir yüzle insanlığın karşısına yine çıkacaktır.
İşte bu nedenle terörizmin sona ermesi ancak terörün fikri alt yapısının tamamen ortadan kaldırılması ile mümkündür.
Terörün fikri dayanağını Darwinizm ve Darwinizm`den kaynaklanan materyalist akımlar oluşturmaktadır. Darwinizm`in insanlara verdiği, ‘yaşam bir mücadele alanıdır', ‘yalnızca güçlü olanlar ayakta kalabilirler ve zayıf olanlar elenmeye mahkumdur', ‘insan ve tüm kainat kör tesadüflerin eseridir, dolayısıyla hiç kimse yaptıklarından ötürü kimseye karşı sorumlu değildir' gibi telkinler, insanları adeta hayvanca bir yaşama sürüklemektedir. Bu durumun doğal bir neticesi olarak da acımasızlık, saldırganlık ve şiddet olağan karşılanır hale gelmektedir.
Teröre başvuran, hedefine ancak şiddet yolu ile ulaşabileceğini savunan kişi, hangi dine, hangi ırka, hangi gruba mensup olursa olsun aslında materyalist düşüncenin ve Darwinizm`in etkisi altında kalarak bu eylemi gerçekleştirmektedir. Buna zaman zaman din adına ortaya çıktıkları iddiasında bulunan terörist gruplar da dahildir. Çünkü gerçek din ahlakını yaşayan kimsenin şiddeti çözüm yolu olarak benimsemesi, insanları öldürerek amacına ulaşmaya çalışması kesinlikle mümkün değildir. Dolayısıyla bu tarz kişiler din ahlakının tam tersi bir yaşam sürmektedirler ve eylemlerini materyalist ideolojilerin etkisi altında gerçekleştirmektedirler.
İslam ahlakı, -kime karşı yapılırsa yapılsın- terörün her türlüsünü şiddetle lanetlemektedir ve insanları barışa, hoşgörüye ve uzlaşmacı olmaya davet etmektedir. İslam ahlakına sahip olan bir kişi terörün her türlüsüyle fikri olarak mücadele eder. Din ahlakının ve onun insanlığa sunduğu güzel ahlakın her insan tarafından yaşanması için çalışır.