Yalnızca son bir ay içinde, Irak'tan Yemen'e, Nijerya'dan Pakistan'a, Türkiye'den Brüksel'e uzanan ve birbiri ardınca gerçekleştirilen gözü dönmüş bombalı intihar saldırıları yeni bir küresel terör dalgasının habercisi niteliğinde. İntihar eylemlerinin sayısının, sıklığının ve şiddetinin günden güne belirgin biçimde artması insanlığın yakın gelecekte terörün bu çirkin yüzüyle çok daha fazla karşılaşabileceği ihtimalini düşündürüyor.
Sonuncusu 27 Mart'ta, Pakistan'ın Lahor kentindeki bir lunapark alanında düzenlenen intihar saldırısında çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 70’den fazla kişi hayatını kaybetti, 350 civarında kişi de yaralandı. Saldırganın, çocukların oynadığı bölgeye gelerek üzerindeki bombayı patlattığı açıklandı.1 Bu olaydan 2 gün önce, Irak'ın İskenderiye kentindeki bir stadyuma düzenlenen intihar saldırısında 41 kişi hayatını kaybetti, 105 kişi de yaralandı.2 Birkaç gün önce de Yemen'in Aden kentindeki üç ayrı kontrol noktasına bomba yüklü araçlarla düzenlenen intihar eylemleri sonucunda 26 kişi hayatını kaybetti.3 16 Mart'ta Boko Haram yanlısı olduğu belirtilen iki kadın teröristin, Nijerya'nın Maiduguri şehrindeki bir camiye namaz vakti düzenlediği bombalı intihar eyleminde ise 24 Müslüman şehit oldu, 23'ü yaralandı.
Tunus’ta yayınlanan Arapça günlük gazete Dhamir’de yayınlanan Harun Yahya’nın makalesi yayınlandı.