IŞİD’in yaptığı zulümler herkesten önce Müslümanları rahatsız ediyor. IŞİD’in şiddetinin son bulması için faaliyet gösterilmesi gerektiği açık. Ancak ABD 100 yıldır yaptığı yanlışı yineliyor ve hava bombardımanı ile netice alacağını zannediyor.
Oysa, IŞİD, Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde detaylı olarak özelliklerini anlattığı bir yapıdır. Resulullah, IŞİD’in ortaya çıkışını anlattığı gibi, çözümün ne olduğunu da anlatmıştır. IŞİD’in Kuran’a uygun olmayan şekilde uyguladığı şiddet, sonunda Mehdi (as)’a tabi olup Kuran’a uymalarıyla son bulacak, bölgedeki terör ve şiddet de bu şekilde bitecektir.
(Konuyla ilgili hadisleri bu linkten okuyabilirsiniz. http://www.harunyahya.org/tr/Makaleler/188071/peygamberimiz-(sav)-bugun-irakta-yasanan)
Hava bombardımanı ise terörü bitirmeyip güçlendirdiği gibi, çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine de sebep olan tehlikeli bir yöntemdir. Yüzeysel düşünen bazı kimseler, şiddete karşı olmanın tek göstergesinin hava bombardımanını desteklemek olduğunu sanıyorlar. Bazı ezik kimseler de birilerini memnun etmek için neticelerini düşünmeden bu fikri savunuyorlar. Ancak cinayet hiçbir zaman bir başka cinayet işleyerek çözülmez. Ölümleri durdurmanın yolu daha çok insan öldürmek değildir.
Hava bombardımanı bir toptan cezalandırma yöntemidir ve sivil, katil, suçlu, suçsuz, çocuk, kadın, yaşlı, hasta ayırt etmeden bir halkı toptan vurur. Ve gayri insani bir yöntemdir. Demokratik sistemlerde en azılı katiller dahi önce yakalanır, sonra adaletin önüne çıkarılır ve yargılanır. Hava bombardımanları ise değil katili yargılamayı, bulup tespit etmeyi dahi çok görür. Bir bölgede yaşayan onlarca insanı tek bir suçluyu cezalandırmak adına öldürür. Üstelik çoğu zaman, o “suçlu” ölenler arasında dahi değildir.
Tevrat ve İncil’de yer alan “öldürmeyeceksin” emri, Kuran’da da vardır. Allah, Müslümanlara bir insanın öldürülmesinin tüm insanları öldürmek gibi olduğunu bildirmiştir. Samimi olarak iman eden ve Kuran’a uyan bir insan tek bir kişinin hayatını korumak için dahi maksimum çabayı sarf eder. Bu sebeple, hava bombardımanını savunmak ve “elbette böyle operasyonda kazayla bir iki kişi de ölebilir” demek Müslümanın kullanabileceği bir üslup değildir. Müslümanın izlemesi gereken yol fikri mücadele, kullanacağı üslup da sadece sevgi üslubudur.
IŞİD Kuran’a uygun olmayan, müşrik bakış açısına sahip bir yapılanmadır. Sahip oldukları yanlış inanç nedeniyle zulüm uygulamaktadır. Bu zulmü ortadan kaldırmak o yanlış inancı düzeltmekle mümkün olur. Bu da ancak Mehdiyet ile sağlanır. Mehdiyet ile hem IŞİD’in sebep olduğu dehşet ortadan kaldırılır. Hem de binlerce genci radikalizme çeken zemin ortadan kalkar.
Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (as)’ın en önemli özelliklerinden birinin İslam dinine dahil edilmiş hurafeleri kaldırmak ve dini tahfif etmek (hafifletmek, kolaylaştırmak) olduğunu bildirmiştir. Dinin hafifletilmesi, İslam’ın özüne dönmesi, yani Kuran’a tam uyarak yaşanması demektir. O zaman tüm dünya İslam’ın sevgi ve barış dini olduğuna şahitlik edecektir.
Dolayısıyla ABD ve Batı’nın yapması gereken Mehdi (as)’ı aramak, Mehdiyete zemin hazırlamaktır. Sorunu temelden çözebilecek akılcı ve makul bir yöntem varken, hava bombardımanında ısrarlı olmak ise sadece maddi manevi kayıpları arttırır. Bombalarla yıkılan binalar, harap olan altyapı, yaşanmaz hale gelen şehirler terörist gruplar için bulunmaz bir fırsattır. Günde ortalama 7-8 milyon dolar harcayarak bu fırsatı teröristlere sunmayı hiçbir mantıklı insanın savunmaması gerekir.
Şu ana kadar ABD ve koalisyon güçleri 300’den fazla hava saldırısı düzenlemiş, ancak milyonlarca dolar harcanan bu saldırılar IŞİD’in geri çekilmesini sağlamamıştır. Tam tersine Irak’ta da Suriye’de de ilerlemesi devam etmektedir.
Geçtiğimiz günlerde CNN’de yayınlanan, eski IŞİD mensupları ile yapılan röportajda da hava bombardımanlarının IŞİD’e hiçbir etkisinin olmadığı net örneklerle anlatılmıştır.[1] IŞİD, ABD operasyonlarından kısa bir süre önce merkezlerini boşaltmış, konvoy halinde hareket eden yapısını da değiştirmiştir. Dolayısıyla hava saldırısının hedefi olmaktan kurtulmaktadır. Bombardımanlarla petrol rafinerilerinin ve fabrikaların hedef alınması da IŞİD için caydırıcı değildir. Çünkü IŞİD’in geliri bunlarla sınırlı değildir. Dolayısıyla ya IŞİD’in boşalttığı bombalanmakta ya da yerel halkın hayatını felç edecek şekilde fabrikalar, rafineriler, üretim sahaları hedef alınmaktadır.
İçinde IŞİD unsurları bulunmayan binaları bombalayarak, sivillerin ölümüne sebep olarak IŞİD’in sona erdirilemeyeceği açıktır. IŞİD ancak Mehdi (as)’a tabi olarak şiddeti bırakacaktır. Olayları derin düşünüp çözüm üretmek yerine kendisine telkin edeni kabul etmeye eğilimli kişilerin bu gerçeği görmeleri gerekir. Özellikle de Müslümanların bu tarz bir toplu katliam yöntemine destek olmaları son derece yanlıştır. Unutmamak gerekir ki Resulullah (sav) şiddeti alışkanlık haline getirmiş Mekkeli müşriklere karşı konuşma, anlatma, doğruya davet etme yöntemlerini kullanmıştır. Mekke’yi fethettiğinde de onlara karşı silah kullanmamıştır. Madem müşrikler, madem şiddete eğilimler o zaman toptan yok edilmeleri gerekir gibi bir mantığı asla kabul etmemiştir. Böyle bir imkan varken, suç işleyen işlemeyen, eylemlere karışan karışmayan ayırt etmeden şiddet kullanarak bu insanları caydırmaya çalışmak terörü körüklemekten başka bir işe yaramaz.
IŞİD terörü ve aşırılık silahla, bombayla terbiye edilir sananlar, geriye dönüp Afganistan operasyonundan bugüne kadar neler olduğuna dikkatli bir şekilde bakmalıdır. Askeri operasyonlar terörü bitirmemiş tam tersine büyütmüştür. Eğer Ortadoğu’da şiddetin bitmesi isteniyorsa, bunun yolu asırlardır terk edilmiş olan Kuran ahlakına yeniden dönülmesi ve Mehdiyettir. IŞİD’in şiddetten vazgeçmesini isteyenin yapması gereken Mehdi (as)’ı aramaktır.
Adnan Oktar'ın News Rescue & Indian Newslink & Riyadh Vision'da yayınlanan makalesi:
http://www.riyadhvision.com/2014/11/04/airstrikes-also-kill-civilians-kind-murder/
http://newsrescue.com/airstrikes-also-kill-civilians-kind-murder/#axzz3IFrknOH0
http://www.indiannewslink.co.nz/index.php/view/air-strikes-cannot-eliminate-isis.html