Çırağan İftar Yemeği, 16 Ekim 2008 Adnan Oktar: Biz onlarla iç içeyiz. Ve milleti sadıkadır Ermeniler. Adı üstünde sadık millettir. Tamamen gereksiz, onlar orada hapsedilmişlerdir. Ekonomik yönden de güçsüzler, sıkıntı içindeler. Açılsın oradaki kapılar. Gürcistan'ın da kapıları açılsın, Ermenistan'ın da, Azerbaycan'ın da kapıları açılsın, Türkiye'yle birleşsinler. Güzel bir ittifak oluşsun. Hem ekonomik hem sosyal hem kültürel bilimsel yönden her yönden mükemmel bir gelişme olur. Onlar da çok rahat eder, biz de çok rahat ederiz. Ama bunun sürekli gündemde tutulması ve teklif olarak getirilmesi gerekiyor. Bu düşmanlık politikalarının kalkması gerekiyor. Yani Ermeniler düşman, Rumlar düşman, Suriye düşman, bir ara öyle bir akıl vardı. Rusya düşman, düşman olmayan hiçbir yer yoktu. İçerde de düşmanlar vardı güya. İşte Aleviler düşman, Bektaşiler düşman, Sünniler düşman, bu düşman düşüncesi artık yerine dostluk, sevgi, barış ve kardeşlik şeklinde bir güzellikle bunlar yer değiştiriyorlar, artık yerini bunlar alıyor. Bunun güzel neticelerini yaklaşık on yıl içerisinde alırız benim kanaatim. Alacağız, çok da güzel gidiyor Türkiye. Büyükhaber, 12 Aralık 2008 Adnan Oktar: Bir kere Ermeni olmak bence bir onurdur. Bizim güzel milletimizin, güzel toplumumuzun, güzel fertleridir, onlar bizim kardeşlerimizdir. Ermeni kardeşlerimiz Ermenilikleri ile iftihar edebilirler, millet-i sadıkadır, Osmanlı döneminde her zaman sevilmiş baş tacı yapılmış mübarek bir millettir. Ben hatta Ermenistan ile Türkiye'nin sınırlarının açılmasını, yıllardan beri bizden bu uzak tutulan bu kardeşlerimizle kucaklaşmayı istiyorum. İnşaAllah buna doğru gidiyoruz. Ben bu konuşmaları yaptıktan sonra, bu açıklamaları yaptıktan sonra görüyorsunuz bu konuda çok ciddi gelişmeler oldu, çok müthiş değişme oldu Türkiye'de. Bu fikri ilk ortaya atan benim Allah'a çok şükür. Elhamdüllillah. Sonra Türkiye ve Ermenistan arasında çok güçlü bir bağ kurulmaya başlandı. Ve o düşmanlık gibi görünen bazı şeyler tamamen ortadan kalkmış oldu. |
Ermenistan-Türkiye futbol karşılaşmasını izlemek üzere Ermenistan'a gitmesiyle başlayan süreç, artık o kadar hızlı bir şekilde ilerliyor ki, çok yakın bir gelecekte Türkiye ile Ermenistan sınırının açılmasına neredeyse "kesin” gözüyle bakılıyor. Peki, Ermenistan halkı karşılıklı başlatılan bu "normalleşme” açılımlarına nasıl bakıyor? Bir Türk gazeteci olarak bu soruların yanıtlarını ararken Ermenistan'da gittiğim her yerde beklemediğim bir yakınlıkla karşılandım. Görüştüğüm hemen herkesin ortak düşüncesi ise şu: İki ülke arasında diplomatik ilişkiler kurulmalı ve sınır ticareti bir an önce başlamalı... Ermenistan Ulusal ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi Direktörü Giragosian, "Gizli görüşmelerin artık sonuna gelindi. Bir iki ay içinde Ermenistan-Türkiye sınırı açılacak. Mayıs ile Aralık ayları arasında da diplomatik ilişkiler kurulacak" diyor. "Biz yüzyıllarca beraber yaşamışız...” Dünyaca ünlü duduk ustası Civan Kasparyan, ben daha soru sormadan lafa böyle başlıyor. İşte Kasparyan'ın hikâyesi ve anlattıkları "Biz aslen Muşluyuz... 100 yıl önce yaşanan olaylar bugünkü insanların suçu değil. Biz yüzyıllarca beraber yaşamışız. Ben Türklerle Ermenilerin çok iyi dost olmasını istiyorum, çünkü, dünyada iyi veya kötü millet yoktur, iyi veya kötü insan vardır. Türkiye'de beni çok iyi karşıladılar. İlk gittiğimde 2000 yılıydı. İstanbul'da ilk konser verdiğimde daha soyadım anons edilmeden seyirciler ayağa kalkıp alkışlamaya başladı, ben olduğum yerde titredim. Normalde sadece bir gün kalacaktım ama, Türkler bana o kadar yakınlık gösterdi ki, bir hafta kaldım. Oradayken Türkiye'de miyim, Erivan'da mıyım anlamadım." |