1- Kendinizi tanıtır mısınız; çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz.
Öncelikle nazik röportaj davetiniz için teşekkür ediyor, tüm Hollanda halkına buradan selam, sevgi ve en güzel dileklerimi sunuyorum. Kitaplarım ve kitaplarımdan hazırlanan belgeseller uzun yıllardır Hollandaca olarak da basılıyor. Ayrıca, eserlerimden hazırlanan ve Hollandaca yayın yapan http://nl.harunyahya.com sitemiz var. Hollanda halkı eserlerimi büyük bir ilgiyle takip ediyor, hepsine çok teşekkür ediyorum.
Allah'a büyük bir sevgiyle bağlı, O'nun Kitabı olan Kuran'a büyük titizlikle uymaya gayret eden, samimi, dindar ve sade bir Müslümanım. 1956 Ankara doğumluyum. Köken olarak Kafkas seyidiyim, yani Peygamberimiz Hz. Muhammed'in soyundan geliyorum. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi ve İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümlerinde eğitim gördüm.
Üniversite yıllarından bu yana dini, siyasi, sosyal ve bilimsel içerikli konularda çok yoğun, kapsamlı araştırma ve çalışmalarım oldu. Bu süre zarfında 300'ün üzerinde kitap yazdım ve yazmaya devam ediyorum.
73 farklı dile çevrilen kitaplarım 40'a yakın ülkede yabancı dilde yaklaşık 100 milyon adet basıldı. Yalnızca Türkiye'de 8 milyon kitabım satıldı. Eserlerim kaynak alınarak hazırlanmış 800'den fazla internet sitesi var. İzlanda’dan Japonya’ya, Rusya’dan, ABD’ye, Şili’den Güney Afrika'ya, Çin'den Yeni Zelanda’ya kadar hemen her ülkede, İslam dünyasının ise neredeyse tamamında kitaplarımı okuyan, TV programlarımı izleyen, “harunyahya.com” sitemi yakından takip eden oldukça geniş bir çevre var. Ve bu çevre her geçen gün genişlemeye devam ediyor. Çalışmalarıma ilgi duyanlar yalnızca Müslümanlar değil. Hristiyanlardan, Musevilerden hatta ateistlerden TV programlarımı, eserlerimi ve her konudaki açıklamalarımı düzenli biçimde takip eden çok sayıda insan var.
2- Geçen haftalarda Hollanda’da dağıtılan homoseksüellik karşıtı bir ilanla ilgili olarak ülkemiz basınında sizin adınız anıldı. Bu konuda bilginiz var mı, homoseksüellik konusunda fikriniz nedir?
Basından öğrendiğim kadarıyla Hollanda'daki bazı kişilerin homoseksüelliği eleştiren bir çalışması söz konusu. Homoseksüellik Kuran’a göre haramdır. Özellikle homoseksüel çiftlere çocukların evlatlık olarak verilmesi çok vahim bir durumdur. Bu, bir çok çocuğun tecavüze uğramasına, şiddete maruz kalmasına sebep oluyor. Homoseksüellik Kuran'da ahlaksız bir eylem biçimi, çirkin bir sapkınlık olarak tarif edilir. İncil ve Tevrat’a göre de haramdır. Her Müslüman cinayetin, hırsızlığın, fuhşun haram olduğunu anlatıp insanları doğruya davet etmekle nasıl yükümlüyse homoseksüelliğin de haram olduğunu anlatmalıdır. Ancak bu, homoseksüellere karşı şiddet, baskı uygulanmalı, onlar ezilmeli anlamına gelmemelidir. Bunu asla kabul etmem. Ben şiddetin, zorbalığın her çeşidine kime karşı olursa olsun kökten karşıyım.
3- Amsterdam'da dağıtılan el ilanında Müslümanların, Hıristiyanların ve Musevilerin homoseksüelliğe karşı birleşmesi öneriliyor ve kutsal kitaplarda homoseksüelliğin yasak olduğu anlatılıyor. Pek çok insan bu ilanda sizin fikirlerinizin etkisinin görüldüğünü ifade ediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Her üç dinde de homoseksüelliğin hiçbir yoruma yer vermeden açıkça haram olduğu doğru. İslam dahil (Kuran-ı Kerim, Araf Suresi 80-82) tüm semavi dinlerin kutsal kitaplarında (İncil, Levililer 18/22, Romalılar 1 / 24-28) homoseksüelliğin haram kılındığı ve bu haramı işleyenlerin Allah Katında karşılık görecekleri (Kuran-ı Kerim Hicr Suresi / 68-75 İncil, 2 Petrus 2/ 6-10 ve Levililer 20/13) bildirilir. Dolayısıyla üç semavi dinin mensuplarının da homoseksüelliğin haram olduğunu, insanları yanlışa karşı uyarmaları, doğruyu göstermeleri makul ve doğru bir tutumdur.
Günümüzde belli çevreler tarafından homoseksüellik insanlara sözde meşru, masum hatta sempatik gösterilerek yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Bu sapkınlık özellikle dindar toplumlar içine sinsi ve planlı bir biçimde enjekte ediliyor. Bu sayede, dini ve ahlaki değerlerinden soyutlanmış, manevi çöküntüye uğramış, dava ruhlarını, kimliklerini, özgüvenlerini, kendilerine olan saygılarını, onurlarını kaybetmiş nesiller üretilmeye çalışılıyor. Bu yöntemle güçten düşürülmüş kitlelerin kontrol edilmesi, istendiği gibi yönlendirilmesi de son derece kolay hale gelecek. Bu sapkınlık yalnızca Müslüman toplumlarını değil, tüm dinlerin mensuplarını tehdit ediyor. Herkesin bu tehlikeye karşı dikkatli olması önemlidir.
4- Bahsi geçen el ilanında aynı cinsten ebeveynlerin çocuklarını suistimal ettikleri belirtiliyor. Buna katılıyor musunuz? Bu konuda ne gibi bilgiler verebilirsiniz?
Ne yazık ki bu çok doğru bir tespit. Bazı ülkelerde, yasaların homoseksüel çiftlerin evlat edinebilmesine izin vermesi son derece ürkütücü bir durum. Kız olsun erkek olsun, bu zavallı çocukların büyük bölümünün ölçü, sınır ve ahlak kaygısı taşımayan homoseksüel çiftler tarafından tecavüze uğradıklarını, manevi ve fiziksel zarar gördüklerini ve kendileri gibi homoseksüel olmaya zorlandıkları bilimsel araştırmalarla ortaya konmuş bir gerçek.
AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara en çok homoseksüellerde rastlandığı tıbbi bir gerçek. Ayrıca homoseksüeller depresyon ve intihar oranlarının en yüksek düzeyde olduğu bir kesim. Zavallı, masum çocukların normal, sağlıklı, ahlaklı aileler dururken zorla böyle bir kabusun içine sürüklenmeleri onlara yapılabilecek en büyük zulüm ve haksızlık.
Yasal kurumların bu konuda acil düzenleme yaparak bu kabusa bir son vermeleri şart. Halen homoseksüel çiftlerin yanlarına verilmiş çocukların da çok geç olmadan kurtarılmaları hayati bir konu.
5- Hollanda’da dağıtılan bu ilanı hazırlayan kişiler homoseksüellik konusunda bir tartışma başlatmak istediklerini söylüyorlar. Sizin bu konuda görüşünüz nedir?
Homoseksüellik bir fikir, ideoloji ya da felsefi sistemi değil ki tartışma konusu olsun. Yanlışlığı, çirkinliği her yönüyle ortada olan ahlak dışı, sapkın bir davranış bozukluğu. Bu yüzden ortada tartışılması gereken değil, eğitilerek düzeltilmesi gereken bir bozukluk var.
6- Hollanda polisi de bu broşürün sizin bir çalışmanız olmadığı yönünde karar verdi. Bu konuda yorumunuzu alabilir miyiz?
Buraya kadarki sorularınızdan anladığım kadarıyla, Hollanda'da yapılan söz konusu çalışma benim savunduğum fikirlerle aynı paralelde. Ayrıca, zamanlama açısından da benim bu konuyu son aylarda ağırlıklı olarak gündeme getirmemin ardından yapılmış görünüyor. Ancak, sonuçta önemli olan benden etkilenerek ya da etkilenmeyerek hayati bir konunun gündeme getirilip doğruların savunulması ve toplumda bir bilinçlenme olması. Ancak ben şiddete, ezmeye, baskıya karşıyım eğer bu çalışmalarda herhangi bir insana karşı baskı olabilecek bir şey savunuluyorsa buna tamamen karşı olurum.
Ayrıca, Allah'a inanıp güvenen bir Müslüman, her şeyin Allah'ın kaderinde belli olduğunu ve her şeyin hayırla yaratıldığını bilir. O yüzden, hayal kırıklığı, üzüntü, korku, moral bozukluğu gibi olumsuz psikolojilere hiçbir zaman girmez.
7- Düşüncelerinizi, felsefenizi nasıl tarif edersiniz?
Benim düşünce ve ahlakım Kuran'dır. Allah Kuran’da bizden sevgi, şefkat, merhamet, bağışlayıcılık, dürüstlük, adalet, cesaret, cömertlik, fedakarlık, ilmini artırmak gibi güzel ahlak özelliklerini istiyor. Biz de bu güzel ahlakın dünyaya hakim olmasını istiyoruz. Bir Müslümanın güzel ahlakı yaşarken diğer insanlara da bu ahlakı öğütlemesi, onları doğruya, güzele, iyiye davet etmesi yine Kuran'ın bir emri. Allah aynı zamanda müminlerin insanları kötü ve yanlış olan davranışlardan sakındırmasını da emrediyor.
Benim tüm fikri çalışmalarım, faaliyetlerim ve eserlerim Allah'ın emirlerini hakkıyla yerine getirebilme niyet ve çabasının bir sonucudur.
8- Hollanda yargısı söz konusu homoseksüellik karşıtı ilanı hazırlayan kişilerin cezalandırılması gerekip gerekmediğini araştırıyor. Siz eğer ceza alırlarsa bunun adil olduğunu düşünür müsünüz?
Bu ilanın tamamen iyi niyetle, fikir özgürlüğü ve kendini ifade etme serbestliği çerçevesinde hazırlandığı açık. Homoseksüellik konusunda düşüncelerini belirtme, insanları uyarma ve bilgilendirme amacı taşıyorlar. İlanda gördüğüm kadarıyla saldırgan ve düşmanca bir ifade ya da hakaret yer almıyor.
Düşünce özgürlüğü kapsamında homoseksüelliği savunmak bir suç teşkil etmiyor. O halde, homoseksüelliğe karşı olduğunu belirtmek de ifade özgürlüğü kapsamında suç olmamalı. Hollanda yargısının da konuyu bu çerçevede adalet ve sağduyuyla değerlendireceğine inanıyorum.
9- Hollanda’da çok fazla takipçiniz var mı, Türkiye dışındaki ülkelerde çok fazla takipçiniz var mı? Örneğin Hollanda’da ne kadar takipçiniz vardır?
Evet Afrika’dan Asya’ya dünyanın hemen her ülkesinde takipçilerim var. Hollanda’da da eserlerim çok sayıda okunuyor, tv programlarımın İngilizce yayını yoğun olarak izleniyor.
10 - Hollanda'da bir gazete sizi ve takipçilerinizi şöyle tarif ediyor: “Ultra muhafazakar, antisemit ve batı karşıtı. Yaratılışçılar; evrime inanmıyorlar ayrıca soykırıma inanmıyorlar ve 11 Eylül olayının Darwinist bir komplo teorisi olduğunu düşünüyorlar. Homoseksüelliği lanetliyorsunuz ve PKK karşıtısınız. Bunun yanı sıra Erdoğan yanlısısınız; Erdoğan Harun Yahya’nın yakın bir dostu olarak anılıyor.” Siz gerçekten ultra muhafazakar, antisemit ve batı karşıtı mısınız?
Dünya çapında evrim teorisini bir daha doğrulamayacak biçimde her yönden bilimsel bilgiyle çürüten ve yaratılış gerçeğini ispat eden benim, bu doğru. Allah’a çok şükrediyorum böyle bir güzelliğe beni vesile kıldığı için. Her üç dinde de yasaklanmış ve lanetlenmiş olan homoseksüelliğe karşı olduğum konusunda da haklılar. Bugüne kadar 40 bin kişinin ölümüne sebep olmasıyla Ortadoğu’nun en kanlı terör örgütü olan Marksist Leninist Stalinist PKK’nın da ideolojisine ve uyguladığı şiddete karşıyım. Bu felsefelere karşı ise fikren mücadele yapılması gerektiğine inanıyorum. Esas olan bir insanın zihnini değiştirmek ve kazanmak, herkesin doğru ve iyi olması için uğraşmaktır. Bu da ilimle, irfanla, eğitimle mümkün olur. Muhafazakarlıktan kastınız iyi ve güzel olanın muhafaza edilmesi ise evet muhafazakarım. Ancak taassup ve tutuculuk ise kast ettiğiniz, tam tersine ultra modern anlayışa sahip bir insanım. Batı'nın medeniyetini, sanatını, kültürünü, demokrasi, modernlik, özgürlük ve kalite anlayışını pek çok yönüyle takdir eden bir insanım.
Kuran, her zaman sanatı, bilimi, aydınlığı, kaliteyi, güzelliği över; birliğe, kardeşliğe, barışa ve sevgiye çağırır. Oysa bugün, İslam dünyası ihtilaflar, çatışmalar, mezhep, grup, kabile kavgaları, savaşlarla kaynıyor. Bunun nedeni hep bağnazlık, Kuran dışı hurafelere, kabile geleneklerine dayalı uydurma din anlayışı.
Bir Müslümanın anti-semit olması ise Kuran’a göre mümkün değildir. Müslüman Peygamber soyu olan bir kavme düşmanlık yapamaz. Museviler Kuran’a göre Kitap Ehli’dir ve Müslümanların dostudur. Musevilere yapılan zulmü tarihi belgeleriyle, tüm detaylarıyla anlatan ve lanetleyen "Soykırım Vahşeti" adlı kitabım var. Bu yüzden Soykırım karşıtlığı çok haksız ve yersiz bir iddia.
11- 11 Eylül'ü Darwinist bir komplo olarak düşündüğünüz doğru mu?
Dikkatlice bakıldığında dünyadaki şiddetin temelinde insanı sözde gelişmiş bir hayvan olarak gören, farklı ırkları kendince aşağılayan, çatışmanın ilerleme getireceğini savunan Darwinist ve materyalist ideolojiler olduğu görülür. Dünyanın hemen her ülkesinde Darwinizm adeta dayatmayla tüm okullarda okutulmakta ve gençlere “siz değersiz amaçsız birer varlıksınız, toplumların ilerlemesi çatışmayla olur” eğitimi verilmektedir. Bu eğitimi alan bir kişinin şiddeti savunan ideolojilere yönelmesi çok kolaydır. Allah’a ve ahirete iman eden bir insan sivilleri, mazlumları asla hedef alamaz. Kuran’a göre bir insanı öldürmek tüm insanlığı öldürmek gibidir (Maide Suresi, 32). Sadece 11 Eylül saldırıları değil, tüm terör saldırılarının ardındaki gerçek budur.
12- Hollanda gibi liberal bir ülke ve Amsterdam gibi bir şehir hakkındaki fikirleriniz nelerdir?
Bizzat gitmiş olmasam da fotoğraflarından ve filmlerinden gördüğüm kadarıyla, Hollanda hem doğal hem tarihi dokusu bakımından çok güzel bir ülke. Amsterdam, yüzyıllardır özenle korunmuş tarihi binaları, içiçe geçmiş su kanallarıyla hoş ve estetik bir görünüme sahip.
İnsanların, özellikle kadınların saygı ve sevgi görmesi, özgür, eşit, rahat, neşeli, hiçbir baskı olmadan mutlu yaşamaları çok önemli. Tüm bu özellikler Kuran'da da övülen, teşvik edilen güzelliklerden. Benzer bir kültür, sanat, estetik, kalite, modernlik, özgürlük düzeyine İslam dünyasının tamamının da erişmesi ve çok daha ötesine gitmesi en büyük dileklerimden.
13- Erdoğan’ın yakın bir dostu musunuz?
Sayın Erdoğan'la bizzat tanışmadım. Fakat, kendisinin dürüst ve samimi bir insan olduğuna inanıyorum. Herkes gibi onun da hataları ve eksikleri olabilir. Ancak bugüne kadar ki izlenimlerim ülkesini, milletini, vatanını seven, bu uğurda gecesini gündüzüne katan çalışkan ve fedakar bir insan olduğu yönünde. Hakkında gerek Türkiye'de gerekse yabancı kamuoyunda öne sürülen ağır ithamları, hakaret derecesine varan suçlamaları ve iftiraları çok haksız ve vicdansızca buluyorum.
14- İslami yaratılışçılık nedir?
Tek bir protein molekülünün bile matematiksel olarak tesadüfen oluşması imkansız. Bir proteinin olabilmesi için başka bir proteine ihtiyaç vardır, bu da evrim teorisinin daha en baştan çökmüş olması demektir. Dahası bugün dünya üzerinde mevcut yüz milyonlarca yıllık, yine yüz milyonlarca sayıdaki canlı fosilinin günümüzdeki örnekleriyle birebir aynı olması, canlılığın dünya tarihinin hiçbir döneminde en küçük bir evrim ya da değişikliğe uğramadığının en açık ve somut kanıtlarından.
İslami Yaratılışçılık kavramı da benim eserlerimden sonra tüm dünyada gündeme gelmiş bir konu. Özellikle Yaratılış Atlası kitabımın 900 sayfalık 1. cildi bu gündemin oluşmasında oldukça etkili oldu.
Batı medyasında geniş yankı bulan bu eserim Fransa'da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yasaklandı. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi de 4 Kasım 2007 tarihli oturumunun ardından "yaratılışçılık" ve "akıllı tasarım" konularının okullarda öğretilmesinin yasaklanması kararına varıldı. Demokrasi ve düşünce özgürlüğünün kalesi olmakla övünen Avrupa'nın merkezinde yaşanan ve Ortaçağ engizisyon kararlarını aratmayan bu çelişki beni hayrete düşürdü. Ancak, bu beklenmedik panik ortamı Yaratılış Atlası'nı büyük bir merak ve ilgi odağı haline getirdi. Kitabın yüzbinlerce dijital kopyası indirildi.
15- Neden çevrenizde her zaman kedicikler olarak isimlendirilen bayanlar bulunuyor? Kadınların erkeklerden daha önemli olduğunu düşünüyorsunuz; neden?
Kadın Allah'ın en güzel tecellilerini üzerinde taşıyan çok değerli bir varlık. Bence kadınların zeka, sevgi, şefkat, merhamet, derinlik, incelik, nezaket, asalet, ince düşünce, anlayış, kavrayış, sezgi gibi vasıfları erkeklerden çok daha üstün. Kadının bulunduğu bir toplulukta dikkat ederseniz erkeklerin de kalitesi bir anda yükselir. Ortama nezaket, saygı, nezihlik, ölçülülük, terbiye ve kalite hakim olur.
Sosyal yaşamın her parçasında, siyasette, ticarette, iş hayatında, akademik hayatta, vb. kadınların erkeklerle en az eşit sayıda yetki ve sorumluluk almaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin parlamentoların en az yarısının kadın milletvekillerinde oluşması lazım. Kadın başkan, bakan ve yöneticilerin çok daha fazla sayıda olması gerekiyor. Kız arkadaşlarımın kamuoyunda kedicik olarak anılmasının sebebi ise benim hem kedileri hem kadınları çok sevmem, çok değer vermem ve kedilerin huylarıyla kadınların huylarının birbirine çok benzemesi. İkisi de çok tatlı, çok sıcakkanlı, kendisini sevdirmeyi çok iyi biliyor, nimet varlıklar.
16- Gülen hareketi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gülen örgütünün bir kısmı başlangıçta, samimi niyetle İslam'a hizmet amacıyla ortaya çıkmış bir hareket olabilir. Ancak zamanla ortaya çıkan bir gerçek şu ki, bir çok İslam ülkesinde farklı şekillerde olduğu gibi Türkiye’de de Gülen örgütü İngiliz derin devleti tarafından kullanılan bir yapılanma haline dönüşmüş durumda. Özellikle 15 Temmuz gecesi 246 kişinin şehit olmasıyla neticelenen darbe girişimi bu örgütün nasıl bir yapıya ve zihniyete dönüştüğünü göstermesi açısından ibretlik. Tabi henüz yargılama süreci devam ediyor. Tüm hukuk devletlerinde olduğu gibi Türkiye’de de yargılamanın sonucu bekleniyor. Ancak milletimiz 15 Temmuz gecesi yaşanan katliamı hiçbir zaman unutmayacaktır.
17- Bizimle ve Hollandalı okuyucuzlarımızla paylaşmak istediğniz başka bir konu var mı?
Şu anda ahir zamandayız. Yakın bir gelecek İsa Mesih’i ve Mehdi’yi göreceğiz inşaAllah. Yaşanan olayları Peygamberimiz'in hadislerinde en dikkat çekici ayrıntılarıyla bildirmiş. Afganistan'ın işgalinden Irak savaşına, Kuveyt'teki petrol kuyularının ateş almasından Suriye üzerinde 80 ayrı milletin savaşacağına kadar yüzlerce olay hadislerde mucizevi biçimde bildirilmiş.
Yine hadislerin işaretinden çok daha büyük olaylar yaşanacağını anlıyoruz.
Ancak tüm bu sıkıntıların ardından Mehdiyet ve Mesihiyet vesilesiyle tüm dünyaya barış, sevgi, mutluluk, bolluk, huzur hakim olacak.
Kardeşlerimiz www.harunyahya.com adresinde bu konularla ilgili çok ayrıntılı bilgilere kaynaklarıyla birlikte ulaşabilirler.
Sizlere, okuyucularınıza ve tüm Hollandalılara tekrar en içten saygı, sevgi ve selamlarımı sunuyorum. Teşekkür ederim.