Adnan Oktar'ın 6 Ocak 2010 tarihli Gaziantep Olay ve Samsun Aks TV röportajından
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım diyor ki Cenab-ı Allah “Hayır sen bu muhteşem yaratılışa” Allah’ın muhteşem yaratışına “ve onların inkârına” İnsanların inkâr etmesine “şaşırdın kaldın” diyor. Yani hayret ediyorsun onların imansızlığına ve Allah’ın yarattığı bu ihtişama da hayret ediyorsun diyor. “Onlar ise alay edip duruyorlar” diyor. “Kendilerine öğüt verildiğinde, öğüt almıyorlar”, diyor Allah. “Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar” yani istediğin mucizeyi göster istediğin şeyi anlat alay küfrün klasik özelliklerindendir, gece gündüz alay eder, “İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; artık kendileri (diriltilmiş olarak) bakıp duruyorlar” birden bütün insanlık böyle yerden kalkıp dikilecekler, böyle çıplak çırılçıplak olarak kalkacaklar. Bir mana veremeyecekler ne olduğuna, baygınlık mı geçirdiler, araziyi de tam çıkaramayacaklar. Etrafındaki insanları bu kalabalığı tam kavrayamayacaklar. Ama sonra tek bir noktaya doğru koşmaya başlıyorlar. Dikili bir şeye doğru koşuyorlar, koşacaklar diyor Allah, çağırıcıya uyarlar diyor, çağırıcı. Bak o zaman diyorlar ki, “Derler ki: "Eyvahlar bize; bu, din günüdür." Kast edilen bu diyorlar, biz öldük dirildik demek ki diyorlar. Ama şüpheliler yani yine de anlayamıyorlar. Yani dirilip dirilmediğini anlayamıyor. "Bu, sizin yalanladığınız (mü'mini kafirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür. Zulmedenleri, eşlerini ve taptıklarını biraraya getirip toplayın" diyor Allah. Eşi niye çünkü adam mesela bir kızcağız mesela diyor adam diyor ki haşa ben dinsizim, imansızım, içerim, rezalet çıkartırım, ağzım da bozuktur diyor ama diyor şöyle güzel özelliklerim var diyor tipim düzgün diyor, zibil gibi param var diyor, evim var, arabam var, yazlıklarım var, kışlık hepsi var diyor. Ya diyor koçum hiç sorun değil diyor kız yani hiç dert değil diyor, yeter ki bu hususta ana hususlara sahipsin zaten ahlaksız olman, ters olman, zalim olman, dinsiz imansız olman hiç onlar sorun değil diyor. Sen asıl yapman gereken kısmı yapmışsın zaten diyor. Ne oldu şimdi diyor, aşık olduğunu söylüyor. Deliler gibi aşık olduğunu yoksa işte bileğini keseceğini yok kafamı uçururum diyor, hap içerim diyor, bilmem ne yaparım, muhabbete başlıyor, deliler gibi sevdiğini söylüyor. Bu işte samimiyetsizlik; sevgi Allah için olur, onun için Allah onu ceza olarak onu da onunla beraber cehenneme koyuyor. Yani bu tarz seçimler için çünkü sevginin kökeni mesela ben seni seviyorum, niçin, mesela çok zevk alıyorum varlığından Allah’ın tecellisi olduğun için. Niye? Elinde, yüzünde nur var, temizlik var, efendilik var, saygı duyulacak bir insansın, değer verilecek bir insansın, o yüzden seviyorum, o yüzden de hoşuma gidiyor. Kimi seviyorum? Allah’ı seviyorum? Allah bana ne gösteriyor? Senin görüntünü beynimde tecelli ettiriyor beynimde. Dışarıda senin görüntün simsiyah, karanlık ve saydamsın sen dışarıda. Atomların yapısından dolayı, tabii, değil mi? Çekirdeğin yapısı, nötron, protonların yapısından dolayı saydamsın. Bütün bilim adamlarının ittifakla kabul ettikleri bir şey bu. Renk de yok. Şimdi pırıl pırıl renkli, cıvıl cıvıl tatlı bir varlık olarak görünüyorsun. Bu rengi kim veriyor? Allah veriyor. Bu görüntüyü kim veriyor? Allah veriyor. Muhabbeti, kalbime sevgiyi kim veriyor? Allah veriyor. Güzel olabilirsin, etkilenmem. Yani bakarım, duvara bakar gibi bakarım. Muhabbet ve sevginin oluşması ayrı bir mucizedir o. Ete, kemiğe niye olsun ki, niçin etkilensin insan? O zaman kasapta eti gördük mü hipnotize olmamız lazım yani. Kuşbaşı falan, pirzola falan. Ama o kızartma açısından tabii. Şimdi ağzım sulandı deyince. Dolayısıyla bütün övgüler Allah’adır. Tabii, biz seni övdük mü, doğrudan Allah övülür. Çünkü yaratan O, sevdiren O, görüntüyü meydana getiren O, maddeyi meydana getiren O, beynimizi de yaratan O. Onun konuşmasını yaratan O. Benim konuşmamı yaratan O. Geri ne kaldı? Geriye bir gölge kalıyor yani. Gölge varlıklar, değil mi, Allah’ın tecellisi. Allah’tan başka hiçbir şey mutlak varlık değildir. Sadece Allah vardır ve Allah’ın tecellileri inşaAllah. Onun için bazen mesela iltifat ettiğim kişiler estağfirullah diyor, işte … Benim oradaki övgüm Allah’a. Allah’a hayranım yani onu bilecek inşaAllah, kendi üstüne alınmayacak onu inşaAllah. Dolayısıyla mesela biz çocukları da gösteriyoruz, çocukların güzelliklerini gösteriyoruz. Hepsi Allah’ın tecellileri. Cennette de Allah tecelli edecek. Adeta hipnotize olacağız aşktan, muhabbetten. Yani beynimiz böyle parçalanacak gibi olacak böyle zevkten, Allah’ın tecellisini gördüğümüzde. Bu nedir? Allah aşkındandır. Allah’ı sevmemizden kaynaklanıyor. Küfrün öyle bir şeyi yok. Ahirette diyorlar; Rabbinize söyleyin diyorlar, size verdiklerinden bize de versin diyorlar, Rabbinize, adamlar yine sapıtık vaziyette yani, denge gitmiş, kafa hasta adamların inşaAllah.