İnsanlar için neyin hayırlı olduğunu en iyi bilen Allah (cc)'tır. "... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz" (Bakara Suresi, 216) ayeti, bu gerçeği haber vermektedir. Bu nedenle insan Yüce Rabbimiz`den bir istekte bulunduğunda sabırla duasına devam etmeli, Allah (cc)`ın icabetini en güzel tavırları göstermeye devam ederek beklemelidir. Pek çok hikmete binaen Yüce Allah (cc), kişiye dua ederek talep ettiği şeyi hemen vermeyebilir. Ancak dua etmek Yüce Allah (cc)'a olan yakınlığın ve teslimiyetin artmasına vesile olan bir ibadettir. Bu nedenle sabırla yapılan bir dua sonucunda bu kişi hem eğitilir hem de manevi yönden üstün bir olgunluğa ulaşır. Dolayısıyla böyle bir durumda mümin kişi, duasının karşılığını derin bir manevi hal kazanarak da alır.
Yüce Rabbimiz dua edenlere istediklerinin dışında, daha hayırlı başka nimetler de verebilir. Her durumda, Allah (cc)`a teslim olup iman etmiş bir müminin göstereceği sabır ve sadakat, Yüce Rabbimiz`in hoşnutluğunu umabileceği çok güzel bir tavır olacaktır. Nitekim dua eden insanın, duasında sabırlı ve kararlı olması, Allah (cc)'ın rahmetinden asla ümit kesmemesi gerektiği Kuran`da bildirilmiştir. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
"Sabır ve duayla yardım dileyin. Bu şüphesiz, huşu duyanların dışındakiler için ağır bir yüktür." (Bakara Suresi, 45)
Büyük İslam alimi Geylani Hazretleri de Allah (cc)`a sürekli olarak yönelmenin ve sabırla edilen duanın önemini bir eserinde şöyle anlatmıştır:
Ey Allah'ın kulları! Akıllı olun, ölmeden evvel Rabbiniz'i tanıyın. Gece gündüz hep O`ndan isteyin. Versin vermesin O`ndan istemek bir ibadettir. İstediklerimiz verilmedi diye acele etmeyin. İstemekten usanmayın... İcabeti gecikse de, merak etmeyin siz isteyin. O`na hiç ama hiç itiraz etmeyin. (Kalpleri Aydınlatan Sözler, Abdülkadir Geylani, s. 88, Derleyen: Şeyh Muhammed Abdülkerim El-Kesnezazi)
Tarih boyunca tüm elçiler, peygamberler ve salih müminler ömürlerinin sonuna kadar her konuda Rabbimiz`e sabırla, teslimiyetle ve samimiyetle dua etmişlerdir. Yüce Rabbimiz kimi zaman onlara istediklerini hemen, kimi zaman ise yıllar sonra vermiştir. Örneğin Hz. Yakub'un, Allah (cc)`ın duasına icabet etmesiyle yıllar sonra oğlu Hz. Yusuf'a kavuştuğu, Hz. Yusuf'un yıllar boyu kaldığı zindandan uzun zaman sonra kurtularak güç ve iktidar sahibi olduğu Kuran`da haber verilmektedir. Allah (cc) salih kullarının dualarının karşılığını belirli bir süre ertelemekle onlara hayır dilemiş, onları bu vesilelerle olgunlaştırmış, eğitmiş, sadakat ve ihlaslarını pekiştirmiş, onları cennette en yüksek makamlarla ödüllendirilen kullar haline getirmiştir.
Bu nedenle herhangi bir konuda, bir duanın karşılığını görmek için aceleci davranmak doğru değildir. Müminin sorumluluğu Rabbimiz`e kul olması ve O'nun kendisi için belirlediği kadere gönülden rıza göstermesidir. Duayı, Rabbimiz'e yaklaşmak için bir yol ve bir ibadet olarak yerine getirmeli, Yüce Allah (cc)'ın bunun ardından yarattığı güzel sonucun ise kendisi için en hayırlısı olduğunu bilerek tevekkül etmelidir.