Peygamberimiz (sav)'in kitap ehli'ne karşı şefkatli, koruyucu ve sevgi dolu tutumu
ucgen

Peygamberimiz (sav)'in kitap ehli'ne karşı şefkatli, koruyucu ve sevgi dolu tutumu

5517

* PEYGAMBERİMİZ (SAV) NECRAN HRİSTİYANLARININ MESCİDİ NEBEVİ'DE KENDİ İBADETLERİNİ YAPMALARINA İZİN VERMİŞTİR *

“Hıristiyan Necran heyeti bir ikindi vakti Medine’ye gelerek Mescid-i Nebevî’ye girmişlerdir. Hz. Peygamber ashabı ile henüz ikindi namazını kıldığı sırada ibadet vakitleri gelen Hıristiyanlar doğuya yönelerek ibadet etmeye hazırlanmışlardır. BAZI SAHABİLER ONLARIN İBADET ETMESİNİ ENGEL OLMAK İSTEMİŞLER, FAKAT HZ. PEYGAMBER ONLARIN SERBEST BIRAKILMASINI VE İBADETLERİNİ YERİNE GETİRMELERİNE MÜSAADE EDİLMESİNİ EMRETMİŞTİR.” (Taberî, İbn Kesir, Razî, Kurtubî; Al-i İmran, 3/1-61; Tefsirlerin bir kısmı, bu konuyu surenin başında, bir kısmı mubahele ayeti olarak bilinen 61. ayette söz konusu etmiştir).(Hamidullah, İslâm Peygamberi, çev: Salih Tuğ, Ankara 2003, I, 920; Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 278.)

* PEYGAMBERİMİZ (SAV), NECRAN HRİSTİYANLARININ ZİYARETİ SIRASINDA OTURMALARI İÇİN ABASINI SERMİŞTİR *

Tüm bunların yanı sıra Resulullah (sav)'in Kitap Ehli'nin düğün yemeklerine katıldığına, hastalarını ziyaret ettiğine ve onlara ikramda bulunduğuna dair rivayetler bulunmaktadır. HATTA NECRAN HIRİSTİYANLARI ONU ZİYARETLERİNDE HZ. MUHAMMED (SAV) ONLARA ABASINI SERMİŞ VE OTURMALARINI SÖYLEMİŞTİR. 

 

* PEYGAMBERİMİZ (SAV) KİTAP EHLİNİN MÜSLÜMANLARIN EMANINDA OLDUKLARINI SÖYLEMİŞTİR *

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in, Hıristiyan olan İbn Harris b. Ka'b ve kavmine yazdırdığı anlaşma metninde: "ŞARKTA VE GARPTA YAŞAYAN TÜM HIRİSTİYANLARIN DİNLERİ, KİLİSELERİ, CANLARI, IRZLARI VE MALLARI ALLAH'IN, PEYGAMBER'İN VE TÜM MÜMİNLERİN HİMAYESİNDEDİR.Hıristiyanlık dini üzere yaşayanlardan hiç kimse istemeden İslam'ı kabule zorlanmayacaktır.Hıristiyanlardan birisi herhangi bir cinayete veya haksızlığa maruz kalırsa Müslümanlar ona yardım etmek zorundadırlar" yazdırmasıdır. (İbn Hişam, Ebu Muhammed Abdulmelik, Es-Siretü'n-Nebeviyye, Daru't-Türasi'l-Arabiyle, Beyrut, 1396/1971, II/141-150)

* PEYGAMBERİMİZ (SAV), ZİYARETE GELEN KİTAP EHLİ'NİN KALMASI İÇİN SAHABENİN EVLERİNİ ONLARA TASHİH EDERDİ *

Hz. Peygamber (sav) döneminde, gruplar halinde elçiler ve heyetler Medine’ye ziyaretlerde bulunurlardı. Gelen heyetler – Kitap ehli de dahil- bazen on günden fazla da kalabiliyorlardı ki, Abdurrahman b. Avf, Muğire b. Şube, Ebû Eyyubü’l-Ensarî ve Ensardan bazı kimselerin evleri, onlara tahsis edilirdi. Bunlara ek olarak Mescid-i Nebevî’nin etrafındaki ilim tahsil eden Ashab-ı Suffe’nin kaldığı yerler ile Mescid’in yakınlarına kurulan bir çadır, gelen ziyaretçiler için hazırlanırdı.Hz. Peygamber, görüşmeye gelenlerin bazılarına, emânnâme ve ahidnâme (yazılı emir ve talimat, bazı şahıs ve gruplara tanınan hak ve imtiyazları, yabancılarla yapılan anlaşma hükümlerini içeren belge) ve onlara tahsis edilen arazileri bildiren resmî evrak verirdi. Bazı bölgelere de kendileri içinden valiler tayin ederdi. Yine Kutlu Elçi, Müslümanlara zekat memurları gönderirken, Hıristiyan olarak kalanlara da cizye tahsildarları görevlendirirdi.Aslında gelen bu resmî heyetler, tüm Arap yarımadasının, Hz. Muhammed’in (sav) peygamberliğini ve hakimiyetini kabul edişinin birer kanıtları durumundaydılar. (Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, 356.)

*  PEYGAMBERİMİZ (SAV) VAHİY İNMEYEN KONULARDA MEKKELİ MÜŞRİKLERİN DEĞİL KİTAP EHLİ'NİN DAVRANIŞLARINA GÖRE HAREKET ETMİŞTİR *

Allah Resûlü (sav) Mekke'de, vahiy almadığı konularda Mekkeli müşriklere muhalefet ederek, EHL-İ KİTAB'IN DAVRANIŞLARINA UYGUN HAREKET ETMİŞTİR.(Buhârî, Libâs 70; Müslim, Fedâil 90)

 

* PEYGAMBERİMİZ (SAV), SAHABEYİ HRİSTİYAN NECAŞİ'NİN YANINA HİCRETE GÖNDERMİŞTİR *

Peygamberimizin Hicret'ten önce ilk ilgi duyduğu ve Müslümanların hicret etmelerini arzu ettiği Hıristiyan ülke, Habeşistan olmuştur. Allah Resûlü, Mekke müşriklerinin amansız işkenceleri ve tazyikleri karşısında Mekkeli Müslümanların Habeşistan'a hicretlerini arzu etmişve bu hislerini şu ifadelerle belirtmiştir."İsterseniz ve elinizden gelirse, Habeşistan'a iltica ediniz. ZİRA ORADA HÜKÜM SÜREN KRALIN TOPRAKLARINDA KİMSEYE ZULÜM EDİLMEZ. ORASI DOĞRU VE EMİN BİR YERDİR, ALLAH ÂSÂN EDİNCEYE (kolaylık verinceye) KADAR ORADA KALIN." (Hamîdullah, el-Vesâikü's- Siyâsiye, (trcm.Vecdi Akyüz), Kitabevi, İstanbul 1997,, s.115; Hamîdullah, İslâm Peygamberi, I,297.)

 *  PEYGAMBERİMİZ (SAV) YAHUDİ BİRİNİN CENAZESİ GEÇERKEN AYAĞA KALKMIŞTIR *

Cabir b. Abdullah (ra) şöyle nakletmiştir: 
Yanımızdan bir cenaze geçmişti. Resulullah (sav) hemen o cenaze için ayağa kalktı. Biz de (ona uyarak) kendisi ile beraber ayağa kalktıkve: "Ey Allah'ın Resulü! Bu bir Yahudi kadınının cenazesidir" dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Şüphesiz ölüm korkunç bir şeydir. Cenazeyi gördüğünüzde hemen ayağa kalkınız" buyurmuştur. (Müslim, Cenaiz, 78,Hadis no:1593)

Kays b. Sa'd'in (r.a.) rivayetinde İbn Ebu Leyla şöyle nakletmiştir: 
Kays b. Sa'd ile Sehl b. Huneyf, Kadisiyye'de bulunurlarken yanlarından bir cenaze geçti. Bunlar ayağa kalktılar. Kendilerine; bu cenaze, bu yer halkından (yani zımmilerden) dir, denildiğinde Kays ile Sehl de: Resulüllah'ın (sav) yanından bir cenaze geçmişti. Allah Resulü, ayağa kalktı. Bunun bir Yahudi cenazesi olduğu kendisine bildirildiğinde: "Bu da bir insan değil mi?" buyurdu.(Müslim, Cenaiz, 78,Hadis no: 1596)

 
 

 * PEYGAMBERİMİZ (SAV) ZIMMİLERE EZİYET EDİLMEMESİNİ BUYURMUŞTUR *

Hadis-i şerifte Efendimiz (sas) "Kim zimmî (İslam ülkesindeki gayrimüslim) olan birisine eziyet ederse, ben onun hasmı olurum." buyurmuştur.

 
* PEYGAMBERİMİZ (SAV)'E İLK PEYGAMBERLİK GELDİĞİNDE, HRİSTİYANLARLA GÖRÜŞÜYORDU *

Peygamber Efendimiz (sav), Allah Resûlü sıfatıyla tebliğe başladığı zaman, ilk defa Mekke'de bazı Hıristiyanlarla karşılaşmıştı. Hatta, Kendisine vahiy gelmeye başladığı ilk günlerinde Hz. Hatice ve Peygamber Efendimizle görüşen Varaka b. Nevfel de İncil'in el yazmalarına sahip olan bir Hıristiyan'dı.(Buhârî, Bedu'l- Vahy 3.)

 

* PEYGAMBERİMİZ (SAV), KİMSENİN DİNİNE KARIŞILMASINA İZİN VERMEMİŞTİR *

Din seçme hürriyetinin ifadesi olan La ikrâhe fı'd-dîn "Dinde zorlama yoktur." âyetini (Bakara, 256) uygulamakta olan Peygamberimiz, 630 senesinde, Müslüman olduklarını bildirmek üzere Medine'ye gelen Hımyer hükümdarının elçilerine şu talimatı vermiştir:

"Bir Yahudi veya bir Hıristiyan, Müslüman oldukları takdirde, müminlerden olurlar (onlarla hukuken eşittirler). KİM YAHUDİLİĞİNDE VEYA HIRİSTİYANLIĞINDA KALMAK İSTİYORSA, ONA MÜDAHALE EDİLEMEZ." (İbn Hişâm, es-Sîre, II, 586)

  * PEYGAMBERİMİZ (SAV) BİZZAT KENDİSİ YAHUDİLERLE TİCARET YAPMIŞTIR *

Allah Resûlü'nün, insanlarla ilişkilerinde temel aldığı değerlerden birisi dürüstlüktür. Bu meziyeti gördüğü kimsenin başka dinden olması, onunla ticarî ilişkilere girmesine engel teşkil etmemiştir. Bizzat kendisi Medineli Yahudi tüccarlardan gıda maddeleri ve borç almıştır.

Allah’ın Resûlu (sav) vefat ettiğinde, şehirdeki bir Yahudiden aldığı borç mukabili, zırhı emanette durmaktaydı.

 

* PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN HAYBER'İN FETHİ SIRASINDA YAHUDİLERE GÖSTERDİĞİ ŞEFKAT *

Hayber'in fethinden sonra elde edilen ganimetlerin arasında tomarlar halinde Tevrat nüshaları bulunmuştur. Hz. Peygamber bu nüshaları ganimetlerin içerisinden çıkartıp, Yahudilere geri verilmesini emretmiştir.

Yine Hayber'in fethinden sonra, Müslüman askerler, Yahudilere ait bağlardan ve hurma bahçelerinden yemeye başlarlar. Yahudiler Hz. Peygamber'e şikayet ederler. Hz. Peygamber de bölge halkının mallarına, bağve bahçelerine el sürülmemesini emreder.


* PEYGAMBERİMİZ (SAV) MEDİNE SÖZLEŞMESİYLE YAHUDİLERİN DİNİNE KARIŞILMAYACAĞINI SÖYLEMİŞTİR *

Hz. Muhammed (sav), Evs ve Hazrec kabileleri ile yapılan Medine Anlaşması'na Musevilerin de katılmasına izin vermiş ve böylece Musevilerin de Müslümanların arasında, ayrı bir dini grup olarak varlıklarını devam ettirmelerini sağlamıştır. Medine Anlaşması'nın "BENİ AVF MUSEVİLERİ, İNANANLARLA BİRLİKTE BİR ULUS OLUŞTURDULAR. MUSEVİLERİN DİNİ KENDİLERİNE, MÜSLÜMANLARIN DİNİ KENDİLERİNEDİR" hükmüyle, Müslümanların Musevilerin geleneklerine ve inanışlarına gösterdikleri şefkatin ve anlayışın temeli Peygamberimiz (sav) döneminde atılmıştır. 

Peygamberimiz (sav)'in Hıristiyan, Yahudi ve müşrik topluluklarla imzaladığı Medine Vesikası da önemli bir adalet örneğidir. Medine Vesikası'nın maddelerinden biri şöyledir:

"Ben-i Avf Yahudileri, müminlerle beraber aynı ümmettirler, YAHUDİLERİN DİNLERİ KENDİLERİNE, MÜSLÜMANLARIN DİNLERİ DE KENDİLERİNEDİR."

Medine Vesikası'nın 16. maddesinde ise, "Bize tabi olan Yahudiler, hiçbir haksızlığa uğramaksızınve düşmanlarıyla da yardımlaşmaksızın, yardım ve desteğimize hak kazanacaklardır" diye bildirilmiştir.

Peygamberimiz (sav)'den sonra da sahabeleri Peygamberimiz (sav)'in antlaşmaya koydurduğu bu hükme sadık kalmışlar ve aynı hükmü, Berberi, Budist, Brahman ve benzeri inançlara sahip kişiler için de uygulamışlardır.

 

* PEYGAMBERİMİZ (SAV) NECRANLILARA VERDİĞİ EMANNAMEDE ONLARIN MÜSLÜMANLARIN KORUMASI ALTINDA OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİR *

Bizzat Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Edruh, Makna, Hayber, Necran ve Akabe'li Kitap Ehli'ne verilen beratlar, Müslümanların Kitap Ehli'nin can ve mal güvenliğini garanti altına aldıklarını ve onlara inanç ve ibadet özgürlüğü tanıdıklarını göstermektedir. Peygamberimiz (sav)'in Necranlılar ile yaptığı sözleşmede yer alan şu maddeler de dikkat çekicidir:

NECRANLILARIN VE MAİYETİNDEKİLERİN CANLARI, MALLARI, DİNLERİ, VARLARI VE YOKLARI, AİLELERİ, KİLİSELERİ VE SAHİP OLDUKLARI HERŞEY ALLAH'IN VE ALLAH'IN PEYGAMBERİNİN güvencesi altına alınacaktır.

Hiçbir psikopos ya da keşiş kilisesinden ya da manastırından edilmeyecektir ve hiçbir papaz papazlık hayatını terk etmeye zorlanmayacaktır. ONLARA HİÇBİR EZA YA DA AŞAĞILAMA YAPILMAYACAKTIR ve toprakları ordumuz tarafından işgal edilmeyecektir.  Hak talebinde bulunan olursa, Necran’da adaletlice hüküm verilecektir.…Onlara düşen sadakat ve yükümlülüklerinde çaba içinde olmaktır. Zulme ve baskıya uğramayacaklardır.


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER