Dinin elden çıkışı sünnetin terkiyle başlar. Halat nasıl lif lif kopup parçalanırsa, din de sünnetin birer birer terkiyle ortadan kalkar. (Darimi, Mukaddime 16)
Peygamber Efendimiz (sav)'in vefatının ardından, İslam dünyasında zaman zaman çeşitli sapmalar yaşanmıştır. İslam ahlakının özünden uzaklaşarak sapkın itikadler meydana gelmesine neden olan kimseleri bu kötü yola iten en önemli unsur, Peygamberimiz (sav)'in yolundan ayrılmış olmalarıdır. Kuran'ın ve Allah Resulü (sav)'in yolundan sapan insanlara karşı ise tarih boyunca Ehl-i Sünnet alimleri büyük fikri mücadele vermişlerdir. Müslümanların yapması gereken ise, "Ehl-i Sünnet ve'l cemaat"e, yani sünnete ve sünnete uyan topluluğa bağlılık göstermek, Ehl-i Sünnet alimlerinin yolunu izlemektir. Hz. Peygamber (sav), "size emrettiklerimi yerine getirin, yasaklarımı da gücünüz yettiğince terk edin" buyurmuştur. (Müslim, sf. 412; İbn Mace, Mukaddime) Nitekim bir Kuran ayetinde, "... Resul size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun..." (Haşr Suresi, 7) buyrulmaktadır.
Efendimiz (sav) sünnetine uyulmasını emrettiği gibi, kendi ashabına da uyulmasını emir buyurmuştur: "İçinizde benden sonra yaşayanlar birçok ayrılıklara şahit olacaktır. Size sünnetimi, hidayete erdirilmiş, doğru yolu bulmuş halifelerinin sünnetini (yolunu) tavsiye ederim. Ona sımsıkı sarılın, adeta dişlerinizle tutun, sonradan çıkacak şeylerden sakının. Çünkü her uydurma bidat, her bidat sapıklıktır." (Ebu Davud, Sünne, 5) Zira Ashab-ı Kiram da her işlerinde Kuran'la birlikte, Kuran'ın hayata geçmiş hali olan Resulullah (sav)'in sünnetine uymuşlardır. Sahabelerden nakledilen şu söz bu durumun bir ispatı niteliğindedir:
Biz hiç bir şey bilmezken Allah bize Hz. Muhammed (sav)'i peygamber olarak gönderdi. Biz, Hz. Muhammed (sav)'i neyi, nasıl yaparken görmüşsek, onu öylece yaparız. (Nesai, Taksir 1)
Bu nedenle iman edenlerin de, ahiretteki gerçek mutluluğu yakalayabilmeleri için İslam'ın bu iki kaynağını (Kuran'ı ve Sünneti) çok iyi anlayıp, eksiksiz olarak uygulamaları gerekir. Bunun en önemli yollarından biri, Ehl-i Sünnet alimlerini rehber edinmek, onların açtığı yoldan gitmektedir. Resulullah (sav) bir hadis-i şerifinde "Ümmetimin fesad zamanında, unutulmuş sünnetlerimden birini ihya edene yüz şehid sevabı verilir" (İbn-i Mace) buyuruyor. Tüm dünyayı çeşitli fitnelerin sardığı bu dönemde, Ehl-i Sünnet İslam alimleri, Peygamber Efendimiz (sav)'in sünnetlerini anlatan, açıklayan, en doğru haliyle uygulayanlar olarak bu sevabı kazanmamıza vesile olacak kişilerdir.
Ahiret gününde utanıp mahcup olanlardan değil de, Allah (c.c)'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazananlardan olmak istiyorsak Allah (c.c)'ın son kitabı Kuran-ı Kerim'i ve O'nun Resulü Hz. Muhammed (sav)'in açmış olduğu nurlu yolu izlemeliyiz. Bu yolun anahtarı ise Ehl-i Sünnet ve'l Cemaatten ayrılmamaktır.