Kuran'da Müslümanların kafirler, müşrikler ve münafıklarla olan mücadelesini anlatan kıssalar müminlere önemli dersler ve öğütler içerir. Allah’ın tüm kainatta yaratmış olduğu nizam (Adetullah) gereği müminler Allah’ın düşmanlarına karşı gerçekleştirdikleri mücadelede ilk başta mağlubiyet yaşayabilirler. Ancak sonrasında muhteşem bir zafere ulaşırlar. Bu durum müminlere galibiyetin asıl olarak manevi olgunlaşma ve ruhsal derinleşmeyle mümkün olduğunu hatırlatır. Nitekim galibiyet ve başarı çoğunlukla zorlukların, çetin mücadelelerin ve geçici mağlubiyetlerin ardından elde edilir.
Rabbimiz, "Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler, sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Peygamber ve onunla beraber mü’minler, 'Allah’ın yardımı ne zaman?' diyecek kadar darlığa ve zorluğa uğramışlar ve sarsılmışlardı. İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır." (Bakara Suresi, 214) ayetiyle ve Peygamberlerin hayatından örneklerin yer aldığı pek çok kıssayla, müminlerin de benzer imtihanlarla sınanacaklarına dikkat çekmiştir. Söz konusu kıssalar zorluklar karşısında sabır, ihlas ve kararlılık göstermenin gerekliliğini öğretmekle kalmaz, aynı zamanda Allah’a duyulan güvenin ve tevekkülün önemini vurgular.
Allah’ın Düşmanlarının Galibiyeti Geçicidir
"Kim Allah’ı, O‘nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir." (Maide Suresi, 56) ayetinde bildirildiği gibi, Müslümanlar Allah’ın her şeyin mutlak hakimi olduğunu ve nihai zaferin daima Allah’ın taraftarlarının olacağını bilirler.

Allah düşmanlarının bu geçici üstünlüğü de, Allah'ın bu dünya hayatı için belirlediği kaderin bir parçasıdır. Kainatta her şeyin olduğu gibi, bunun da birçok hayrı ve hikmeti vardır. En önemli hikmetlerinden biri de, bu vesileyle müminlerin imtihan olmaları, çeşitli eğitimlerden geçerek olgunlaşmalarıdır. Müminler dünyanın imtihan yeri olduğunu bilir, Allah düşmanlarının başarıları karşısında sabırlı, ihlaslı ve kararlı bir tutum sergilerler. Nihai zaferin her zaman Allah’ın taraftarlarına ait olduğunun, Allah düşmanlarının ve münafıkların elde ettiği geçici başarıların bu gerçeği asla değiştiremeyeceğinin bilincindedirler. Bu geçici zaman zarfında da sabırları, imanları, Allah'a olan teslimiyetleriyle denenmiş, eğitilmiş, olgunlaşmış olurlar.
Kuran'da, Müslümanlara karşı kurulan her tuzağın Allah tarafından "bozulmuş" olarak yaratıldığına ve Allah’ın taraftarlarının mutlaka galip geldiğine dair örnekler vardır. Hz. Yusuf kıssası bu gerçeği vurgulayan kıssalardan biridir. Bu kıssa, zorlukların ve imtihanların Allah’ın planında birer basamak olabileceğini, sabır ve teslimiyetle hareket edenlerin sonunda mutlaka hayra ulaşacağını anlatır. Hz. Yusuf'un, kardeşleri tarafından kıskançlıkla kuyuya atılması, ardından köle olarak satılması ve zindanda kaldığı yıllar esnasında pek çok zorluk yaşaması, dışarıdan bakıldığında onun açısından bir mağlubiyet gibi görünse de, aslında Allah’ın onu Mısır’a sultan yapma planının birer parçasıdır.
Hz. Musa kıssasında da benzer yönde örneklere rastlanır. Hz. Musa Firavun'a karşı verdiği mücadelede önce mağlubiyete uğramış, ardından Allah’ın yardımıyla tüm zorlukların üstesinden gelmiştir. Bu kıssa, inancın ve sabrın, en zor durumlarda dahi insanı başarıya ulaştırabileceğinin kanıtıdır. Firavun’un zulmüne karşı yılmadan mücadele eden ve galip gelen Hz. Musa, kararlılığıyla, sabrıyla ve Allah’a olan tevekkülüyle en güzel örneklerden biridir.
Hz. İbrahim’in hayatı da zorluklarla doludur. Hz. İbrahim putlara tapan kavmi tarafından ateşe atılmış, babası dahi ondan yüz çevirmiştir. Uğradığı bu zulmün yanı sıra, Allah’a olan güvenini asla yitirmemiştir. Mağlubiyetin yalnızca geçici bir durum olduğunu bilen Hz. İbrahim, asıl zaferin manevi boyutta gerçekleştiğini göstermiştir. Gösterdiği sabır, sadakat ve teslimiyet tüm Müslümanlara yol gösterici bir rehber olmuştur.
Peygamber Efendimizin (sav) hayatı da, Allah’ın taraftarlarının muhakkak galip geleceğini gösteren bir başka örnektir. Peygamber Efendimiz (sav) İslam dinini tebliğ etmeye başladıktan sonra Mekke'deki müşriklerin yoğun baskılarına, hakaretlerine ve hatta fiziksel şiddetine maruz kalmış, Mekke'deki baskılardan sonra Taif'e yaptığı yolculukta taşlanmış ve ağır şekilde yaralanmış, Mekke'den Medine'ye hicret etmek zorunda kalmış, Medine'de de müşriklerle ve diğer düşmanlarla birçok savaşa girmiş ve büyük zorluklar yaşamıştır. Fakat tüm bu zorluklara rağmen davasından asla vazgeçmemiş, sabır ve tevekkül ile mücadele ederek büyük bir zafer kazanmıştır. Bu gerçek bir ayette şöyle bildirilir:
Allah'ın yardımı ve fetih (Mekke fethi) geldiğinde ve insanların bölük bölük Allah'ın dinine girdiğini gördüğünde Rabbine ham ederek tesbihte bulun ve O'ndan bağışlanma dile. Çünkü O, tövbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)
Bedir Savaşı ise Allah’ın Müslümanlar üzerindeki yardımıyla ve galibiyetle sonuçlanan önemli bir dönüm noktasıdır. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilir:
Karşı karşıya gelen iki topluluğun durumlarında sizin için ibret vardır; biri Allah yolunda savaşanlardır, diğeri inkarcılardır ki, bunlar karşı tarafı gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Bunda görebilenler için ibret vardır. (Al-i İmran Suresi, 13)
Bedir Savaşı'nda az sayıda Müslüman’ın çok daha büyük bir düşman ordusuna karşı kazandığı zafer, imkansız gibi görünen durumların dahi Allah’ın yardımıyla galibiyetle sonuçlanabileceğini gösterir. Bu önemli olay sayıca azlığın ya da görünürdeki diğer dezavantajların güçlü bir imanla nasıl zafere dönüşebileceğini hatırlatır. Allah’a duyulan güven ve sadakat, karşılaşılabilecek her türlü zorluğun üstesinden gelmekte en güçlü dayanaktır. Ayette bu gerçek şöyle haber verilir:
Andolsun siz son derece güçsüz iken Allah size Bedir’de yardım etmişti. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ki şükretmiş olasınız. Hani sen müminlere, "Rabbinizin, indirilmiş üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?" diyordun. Evet, sabrettiğiniz ve Allah’a karşı gelmekten sakındığınız takdirde, onlar ansızın üzerinize gelseler bile Rabbiniz nişanlı beş bin melekle size yardım eder. (Al-i İmran Suresi, 123-125)
İnkarcılar Yenilmiş Olarak Yaratılır
Kuran’da münafıkların ve inkarcıların hileli düzenlerinin etkisiz hale getirileceğine dair birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler Allah'ın inkarcıların başlangıçtan itibaren planlarının bozulmuş olarak yaratıldığını ve müminlerin bu konuda Allah'a güvenmeleri gerektiğini vurgular. Al-i İmran Suresi'nin 54. ayetinde bu durum şöyle bildirilir: "Onlar bir tuzak kurdular, Allah da bir tuzak kurdu. Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır." Bu ayet, Allah'ın, münafıkların ve inkarcıların kurduğu her türlü planı boşa çıkaracağını ve onların hilelerine karşı en etkili tedbirleri alacağını vurgular. Bir başka ayet de şöyledir:
Hani inkarcılar seni tutuklamak, öldürmek ya da sürgün etmek için tuzak kuruyorlardı. Onlar plan yaparken, Allah da plan yapıyordu. Allah, plan yapanların en hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)
Bu ayet, münafıkların ve inkarcıların ne kadar karmaşık ve tehlikeli planlar yaparsa yapsın, Allah’ın onların tüm tuzaklarını etkisiz hale getirmekteki mutlak gücünü bir kez daha hatırlatır.
Bu ayetler müminlere Allah'ın koruyuculuğuna olan inançlarını çok güçlendirmeleri gerektiğini öğretir. İnkarcıların ve münafıkların hileleri ne kadar büyük ve karmaşık olursa olsun, Allah onların planlarını bozar, müminleri korur ve onlara yardım eder. Rabbimiz, müminlere sabır, güven ve teslimiyetle hareket etmeleri gerektiğini birçok kez hatırlatır. Allah iman edenlerin yanındadır ve onların en büyük koruyucusudur.
SONUÇ: ALLAH’IN DOSTLARI MUHAKKAK GALİP GELİR

Müminler asla yenilmez, çünkü Allah’ın dostları daima üstün gelir. Allah’ın düşmanları ise kaderleri gereği yenilgiye mahkumdur. Kuran ayetleri dikkatle incelendiğinde, münafıkların her çabasının hüsran ve perişanlıkla sonuçlandığı görülür. Ancak münafıklar bu durumun Adetullah'ın bir gereği olduğunu anlayamadıkları için sürekli çırpınır ve boşa uğraş verirler.
Merhamet, şefkat, akıl ve doğruluk galibiyetin temel unsurlarıdır. Zulüm, kibir, enaniyet ve gaddarlık ise Allah tarafından yenilgiye mahkum edilmiştir. Zalimler yenilgiye uğramaya mahkumdur. Ancak merhametli, şefkatli, adil ve dürüst olanlar başarıya ulaşır. Nitekim Allah, "Allah’ın Hizbi galip olandır" buyurarak bu gerçeği açıkça ortaya koymuştur:
Kim Allah’ı, O‘nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir. (Maide Suresi, 56)
Allah, kullarının bilmediği bir planı yürütür. Her olayın bir hikmeti vardır. Sabır, tevekkül ve Allah’a olan sarsılmaz inanç, zorlukların üstesinden gelmede büyük bir öneme sahiptir. Kuran’da anlatılan kıssalar Müslümanlar için rehber niteliğindedir ve zor zamanlarda onlara umut ve güç verir. Bu nedenle Müslümanlar için önemli olan, zorluklar karşısında asla pes etmemek, Allah’a güvenmek ve sabırla mücadeleye devam etmektir. Galibiyetin çoğu zaman zorlukların ve yenilgilerin ardından geldiği unutulmamalıdır.