Dünyaya barış ve huzur getirecek bir Türk-İslam Birliği'nin sağlanması konusunda Türkiye'nin önemli bir konuma sahip olduğu açık bir gerçektir. Çünkü Türkiye, sözünü ettiğimiz manada bir birliği kurmuş olan Osmanlı İmparatorluğu'nun tek mirasçısıdır. Bu sorumluluğu tekrar üstlenebilecek toplumsal alt yapıya ve devlet geleneğine sahiptir. Dahası Türkiye, İslam dünyasının Batı ile ilişkileri en gelişmiş ülkesidir ki; bu, Batı ile İslam dünyası arasındaki sorunların çözümünde arabuluculuk yapabilmesine Allah'ın izniyle imkan sağlayacaktır.
Türkiye; geliştireceği stratejilerle hem tüm Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya'da kalıcı barışı temin edebilecek, hem de böyle bir birliktelikten oluşacak gücü en etkili şekilde idare edebilecek bir tarihi birikime sahiptir.
Büyük Türk Milleti'nin tarih boyunca kurduğu devletlerin sayısının 100'ün üzerinde olduğu kabul edilmektedir. Hatta pek çok tarihçi, araştırmalar derinleştirildikçe bu sayının daha da artabileceğini belirtmektedir. Bu devletlerden 16 tanesi ise dünya tarihinde etkili rol oynamış, çok güçlü devletlerdir. Türk Milleti, birbirinden güçlü olan bu 16 devletle ve bu devletlerin yönetiminde gösterdiği üstün kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmuştur. Bu başarının en önemli nedenlerinden biri ise, hakimiyeti altında yaşayan değişik etnik kökene mensup toplulukları, her birinin dil ve din farklılıklarına saygı göstererek, barış, huzur ve güvenlik içerisinde, asırlar boyunca bir arada yaşatma başarısı göstermesidir. Aynı topraklar üzerinde hakimiyet kuran farklı devletler ise bu başarıyı sağlayamamış, söz konusu topraklarda bu kadar uzun süreli medeniyetler meydan gelmemiştir.
Selçuklu ve Osmanlı devletleri başta olmak üzere, Türk Milleti'ni bu coğrafyayla bütünleştiren ve güçlü kılan nedenleri sadece askeri güçle açıklamak mümkün değildir. Anadolu'yu fetheden, Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar dünyanın en karışık ve en hassas bölgesini asırlar boyunca hakimiyeti altında tutan güç, Türk Milleti'nin özünde var olan ve Türklerin İslam'ı kabul etmesiyle birlikte tam bir olgunluğa ulaşan Kuran'a dayalı ahlak anlayışıdır.
Eğer Türkiye, sahip olduğu büyük medeniyet mirasını iyi değerlendirir, yüzünü hep ileriye dönük tutup, geçmişini de unutmazsa, önünde çok aydınlık bir gelecek bulacaktır. Türkiye, tarihin en köklü medeniyetlerinden birinin varisidir. Bu büyük miras iyi değerlendirildiği ve maddi manevi önemi iyi kavrandığı takdirde, uluslararası platformda ülkemiz Allah'ın izniyle 21. yüzyılın lider devletlerinden biri haline gelecektir