Bazı insanlar, sabrı ancak zaruri bir durum oluştuğunda ve yapacak başka birşey kalmadığına inandıkları anlarda gösterirler. Bu kimseler göğüs germek durumunda oldukları bir zorluğa ancak tahammül edebilirler. Başlarına gelen olayları Allah (c.c)'ın bir hikmet üzerine yarattığını ve tümünün ardında pek çok hayır gizlenmiş olabileceğini düşünmeden, sadece tahammül eden bir insan sıkıntı içerisindedir. Ruh halindeki bu olumsuzluk, memnuniyetsizliğini ifade eden şikayetçi konuşmalarla ve sıkıntılı yüz ifadeleriyle kendini belli eder. Tahammül edilmesi gereken durum sona erene kadar bu kimseler olumsuz ruh halinden kurtulamazlar.
Müminlerin gösterdiği sabır ise bu tahammül anlayışından çok farklıdır. Müminler, başlarına bir zorluk geliyorsa bunu yaratanın Allah (c.c) olduğunu ve bunun mutlaka kendileri için hayırlara vesile olacağını bilirler. Yüce Allah'ın kendileri için en güzel kaderi belirlediğini bildikleri için karşılaştıkları her olaya gönülden razı olur ve hoşnutlukla tevekkül ederler. Bir ayette Allah (c.c) müminler için "Ki onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir." (Ankebut Suresi, 59) şeklinde bildirmiştir.
Müminler hangi şartlar altında olurlarsa olsunlar, şikayet etmeyi, yakınmayı kendilerine hiçbir şekilde yakıştırmazlar. Bunun yanında Kuran'da, "Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır." (İnşirah Suresi, 5-6) ayetleriyle de bildirildiği gibi, Allah (c.c)'ın zorlukları kolaylıklarıyla birlikte yarattığını ve bunun Allah (c.c)'ın değişmeyen kesin bir kanunu olduğunu bilirler.
"Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez..." (Bakara Suresi, 286) ayetiyle Allah (c.c) kullarına önemli bir gerçeği daha hatırlatmıştır. Yüce Allah her insanı, ancak üstesinden gelebileceği zorluklarla denemektedir.
Dolayısıyla insan bir zorlukla karşılaşıyorsa, kesin bir gerçektir ki Allah (c,c) o kişiye bu duruma sabredebileceği gücü de vermiştir.
İşte Kuran'ın bu ayetlerine iman eden müminler sabrı hiçbir şekilde "bir olaya tahammül etmek" olarak algılamazlar. Allah (c.c)'tan gelen bir zorluğu giderebilecek olanın ancak Allah (c.c) olduğunu, yalnızca Allah'a sığınıp O'ndan yardım dileyebileceklerini bilerek zorlukları hafifletmesi için Rabbimiz'e dua ederler:
``... Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın...`` (Bakara Suresi, 286)