Çölde yaşayan bir bitki, olağanüstü şartlarda yaşamayı başarması nedeniyle, büyük bir mucizedir. Çölün kurak ortamı, bir canlının yaşamına imkan vermeyecek şekilde zorludur. Ve bu zorlu ortama uyum sağlayabilecek bir canlı yapısı, açıkça bir yaratılış delilidir.
Çöl bitkileri, aşırı sıcakla ve susuzlukla başa çıkabilmek için sahip oldukları özel ve dayanıklı yapıyı en iyi şekilde kullanırlar. Örneğin bazı çöl bitkilerinin yaprakları, etrafta bulunan kayaları taklit eden birer kamuflaj uzmanıdırlar. Hayvanların kamuflaj gibi akıl gerektiren bir davranışı ustalıkla gerçekleştirmeleri yeterince şaşırtıcıyken, bunu bir bitkinin başarabiliyor olması elbette hayret vericidir. Her şeyden önce bu bitkinin çöl ortamını çok iyi bilmesi, çevre koşullarından haberdar olması, çevredeki diğer canlıları yakından tanıması ve bunlara karşı bir korunma planı belirlemesi ve ayrıca aşırı sıcaklara karşı koymak için bir şekil ve savunma tasarlaması gerekmektedir. Kaya görünümünün dikkat çekmeyecek özelliğe sahip olduğunu hesap etmesi ve bu hacimli görünümü ile daha iyi bir su deposu görevi göreceğini biliyor olması gerekmektedir. Ancak elbette bahsettiğimiz canlı bir çöl bitkisidir. Neyi nasıl ve nerede yapacağını bilmesi, çeşitli kararlar alması ve planlar geliştirmesi mümkün değildir. Buna rağmen akla uygun işler gerçekleştirmesi, şuurlu davranışlar sergilemesi onu, alemlerin tüm bilgisine sahip, tek ve en yüce aklın, Allah (cc)`ın yarattığını göstermektedir. Bundan şüphe içinde olanlar, çöl bitkisindeki ve yeryüzündeki tüm diğer canlıların mucizevi özelliklerini tesadüflerle açıklamaya ve buna delil getirmeye çalışmaktadırlar. Ancak bunu yapamamışlardır, yapmaları da imkansızdır.
Çöl bitkilerinde su; gövde ve yapraklarda bulunan geniş, ince duvarlı hücrelerde korunmaktadır. Yaprakların kalın üst tabakası su kaybını azaltır. Bu canlılardaki bir başka önemli özellik de küre biçiminde olmalarıdır. Küre, en düşük yüzey alanına sahip olması nedeniyle en etkili su depolama şeklidir. Çöl bitkilerinin kalın gövdeleri, küre şeklindeki görünümleri, gündüzleri kapalı, geceleri açık olan gözenekleri, buharlaşma ile su kaybını azaltan mucizevi yapının bazı parçalarıdır.
Çöl bitkilerinden kaktüs, ısıyı yayabilen, su dolu gövdesini hayvanlardan koruyabilen ve dikleşebilen iğnelere sahiptir. Mumlu üst tabaka, sıcağın bitkinin içine işlemesini engelleyerek bitkiyi korur. Bazıları, güneş ışığını yansıtacak beyaz tüylerle kaplanmıştır. ``Pencere yaprağı`` bitkisi ise, tüm gövdesini toprağın altına gömer ve sadece yaprak uçlarını dış yüzeye çıkarıp gösterir. Yaprak uçlarının biraz içeri tarafında fotosentez yapan hücreler bulunur. Bu hücreler, gelen ışığı yakalayıp fotosentez işlemi için kullanırlar. Bu özel tasarım sayesinde bitki, ihtiyacı olan besini elde ederken, bir yandan da su kaybını büyük miktarda azaltmış olur.
Bu canlıların tümü, ilk yaratıldıkları andan itibaren özel bir yetenek ve özel bir donanıma sahiptirler. Yalnızca kendilerini yaratan Allah (cc)`tan ilham alırlar. Onların besinlerini veren, onların yapılarında yaşamaları için suyu var eden, sonra bu değerli hazinenin yok olup gitmemesi için birbirinden çeşitli tasarımlar belirleyen O`dur. Bunların tümü kuşkusuz Allah (cc)`ın ``Ol`` emri iledir. Tüm alemleri yaratan Allah (cc) için, birbirinden benzersiz canlılar var etmek, elbette yalnızca O`nun dilemesiyledir:
Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah'ın her şeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah'ın ilmiyle her şeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için. (Talak Suresi, 12)