A9 TV, 27 Ocak 2013 Adnan Oktar: Başörtülü kardeşlerimiz “Çarşafa niyetle” desinler. Yani o ayetin hükmünü uyguladıklarına yönelik bir kanaat oluştursunlar. Neye göre? Kuran’ın açık, sarih çarşaf hükmüne göre. Ama öbüründe diyorsun ki, “Mevcut olan başörtülerini göğüslerinin üstüne vursunlar.” Şimdi orada istenen ne? Göğsün örtülmesi. İstenen eylem göğsün örtülmesi ama başörtüsüyle göğüs örtülmez. Göğüs gömlekle veyahut pardesüyle bir şeyle örtülür. Kumaş parçasıyla göğüs örtülür mü? “Başının üstünde mevcut bulunan” diyorsun. Mevcutsa, nasıl farz olsun? Zaten var. Başınızın üstünde mevcut olan, duran, farz kılıyorum der Allah. O zaman farz olur. Ahzab Suresi’nde çok net çarşaf. Nerede ve şartı ne? Kadın özgür bilinmiyorsa ve iffetsiz bilinen kadınların olduğu bir toplum varsa. O zaman çünkü erkekler ayırt edemiyor. Kim namuslu hanım fark edilemiyor. Kim özgür, kim köle fark edilemiyor. Bu ayırımın olması için, asıl ana tabanında kadınların rahatsız edilmemesi o kadar. Kadınların taciz edilmemesi. Bunun için Cenab-ı Allah bir tedbirdir diyor bu ayette. Böyle bir durum yoksa, zaten ayet gerekçeli. O zaman ona da gerek yok. Böyle bir risk yoksa zaten onu yapın demiyor Allah. A9 TV, 23 Temmuz 2012 Adnan Oktar: Başörtüsü diye bir ayet yoktur. Kuran’da öyle bir hüküm yok. Ama çarşaf vardır. Çarşaf da dışarı kıyafetidir. Allah şartlı olarak söylemiştir. Burası ev, burası sokak değil, burada çarşafa ihtiyaç yok. Ama dışarıya çıktıklarında Allah diyor,“cilbablarını, geniş örtülerini üstlerine alsınlar.” Ama bak, gerekçeyi de söylüyor Allah; hür tanınmaları yani köle olmadıklarının anlaşılması ve mümin tanınmaları, iffetli olduklarının anlaşılması için ve zarar görmemeleri için Allah söylüyor. Bu ayette bu cilbabı emrediyor. Ama gerekçeli olarak. Burada böyle bir gerekçe yok, zaten dışarı değil burası. |