Karadeliklere Kuran ayetlerinde nasıl işaret edilmiştir?
Tarık Suresi’nin üçüncü ayetinde “delen yıldız”dan söz edilmektedir:
Göğe ve Tarık’a andolsun, Tarık’ın ne olduğunu sana bildiren nedir? (Karanlığı) delen yıldızdır. (Tarık Suresi, 1-3)
Ayetin Arapçasında “delik” anlamına gelen “sakb” kelime kökünden, “delik açan, delen ve delip geçen” anlamlarına gelen “essakibu” ifadesi kullanılmaktadır. Karadelikleri tarif eden bilimsel yayınlarda ise “delik açmak, delmek” anlamlarına gelen “puncture” kelimesi kullanılmaktadır. Karadeliklerin özelliğini ifade etmek için Kuran’da kullanılan bu kelime son derece hikmetlidir. Ayette yıldızlarla ilgili bu bilgiye de dikkat çekilmiş olması, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan bir diğer önemli bilgidir.
Karadeliklerden geçmişe ait bilgi elde edilebileceği bilimsel olarak nasıl açıklanmıştır?
20. yüzyılda evrendeki gök cisimleri ile ilgili pek çok yeni keşif yapılmıştır. Günümüzde henüz yeni tanınan bu cisimlerden biri de karadeliklerdir. Karadelikler, yakıtı tükenen bir yıldızın kendi içine doğru büzülmesi ve en sonunda, yıldız yerine sınırsız yoğunlukta ve sıfır hacimde çok büyük bir çekim alanının ortaya çıkmasıyla oluşmaktadır. Karadeliği, yüzey yerçekimi oldukça güçlü olduğu ve ışık içerisinden kaçamadığı için, en büyük teleskoplarla bile göremeyiz. Ancak içine çöken yıldız bulunduğu yerin çevresine olan etkisiyle algılanabilir. Allah Vakıa Suresi’nde yıldızların yerleri üzerine yemin ederek bu konuya şöyle dikkat çekmiştir:
Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim. Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir. (Vakıa Suresi, 75-76)
Karadelik, bir kütlenin, ışığın artık sızamayacağı kadar küçük bir alanda toplanmasıdır. Şiddetli çekim alanı, fotonları ve en hızlı parçacıkları dahi bu bölgede hapseder. Güneş’in 3 katı büyüklüğündeki kütleye sahip tipik bir yıldızın yanması ve patlaması sonucunda oluşan karadeliğin çapı sadece 20 km kadardır. Kara delikler “kara”dır, yani doğrudan gözlemlemek mümkün değildir. Aşağıdaki ayette de kıyamet günü tasvirlerinin yanı sıra, bir yönüyle de karadeliklerle ilgili bu bilimsel bulguya işaret ediliyor olabilir:
Yıldızlar ‘örtülüp (ışıkları) silindiği’ zaman. (Mürselat Suresi, 8)
Ayette yıldızlarla ilgili bu bilgiye dikkat çekilmiş olması, Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan bir diğer önemli bilgidir.
İşte insanların henüz gökcisimleri hakkında bilgi sahibi olmadığı bir dönemde Yüce Allah Kuran’da diğer gökcisimleri gibi “karadelikler” hakkında da bilgi vermektedir.
Karadeliklerden Geçmişe Ait Bilgi Elde Edilebileceği Bilimsel Olarak Açıklanmıştır
Dünyanın ünlü fizikçilerinden İngiliz Stephen Hawking, bir kara deliğin, oluşmasıyla birlikte, nükleer enerji üretmeye başladığını ve dolayısıyla oluşan radyasyonun kara deliğin içinde ne olduğu hakkında bilgi verdiğini açıklamıştır.
1 Stephen Hawking’in bu şekilde bir bilgiye ulaşması oldukça ilginçtir. Çünkü bu teori Yüce Allah’ın Hafız yani “yapılan bütün işleri ayrıntılarıyla tutan, koruyan” sıfatının tecellisinin açık bir göstergesidir ve ünlü bir fizikçi tarafından da bilimsel olarak kanıtlanmaktadır.
Allah Katında her şey yalnızca tek bir anda olup bitmiştir. İşte dünya var olduğundan beri gerçekleşen olaylar da bu tek bir ana sığmaktadır. Ve bu ana dair tüm bilgiler, Allah Katında bir “Kitap”ta saklanmaktadır. Kuran’da, Levh-i Mahfuz olarak isimlendirilen “Ana Kitap”ta her şeyin bilgisinin bulunduğu bildirilmektedir:
• Gökte ve yerde gizli olan hiçbir şey yoktur ki, apaçık olan bir Kitapta (Levh-i Mahfuz’da) olmasın. (Neml Suresi, 75 )
• (Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: “Eyvahlar bize, bu Kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp her şeyi sayıp-döküyor?” Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez. (Kehf Suresi, 49)
İşte kainat yaratıldığından beri var olan canlı cansız her şey, gerçekleşen her olay Allah tarafından yaratılmaktadır ve dolayısıyla O’nun tarafından bilinmektedir; yani tüm bunlar “Allah’ın hafızası”ndadır. Levh-i Mahfuz da Allah’ın Hafız sıfatının bir tecellisidir.
Kuran’ın Allah’ın sözü olduğunu ispatlayan mucizevi özelliklerinden biri de karadeliklere işaret eden ayetlerdir. Kuran ayetlerinin müteşabih olma (birden çok anlama gelme) özelliği sayesinde, gelecek yıllarda da Kuran’ın daha pek çok mucizesinin gün ışığına çıkması söz konusudur. (Doğrusunu Allah bilir.) Kuran sonsuz akıl ve ilim sahibi Yüce Allah’ın sözü olarak, insanların kavrayamadığı ya da henüz anlamaya bilgilerinin yeterli olmadığı pek çok bilgiyi de kapsamaktadır. Bu bilgiler gelişen teknoloji ve bilim sayesinde, -Rabbimiz’in dilediği zamanda ve dilediği miktarda- gün ışığına çıkmakta ve Kuran’ın mucizevi yönlerini pekiştirmektedir.
“Sonsuzluğa Kilitlenmek” Ne Demektir?
Bu durumda karşımıza çok önemli bir gerçek çıkmaktadır: Allah’ın hafızası sonsuzdur, o halde onda var olan hiçbir şey yok olmaz. Diğer bir deyişle Allah’ın yarattığı hiçbir canlı ölüp kaybolmaz, hiçbir çiçek solup yok olmaz, hiçbir içecek bitmez, hiçbir süre geçmez, hiçbir yiyecek tükenmez... Allah her an yaratmaktadır, her şey ezelde yaratılmış ve “sonsuzluğa kilitlenmiş”tir.
Bu şöyle açıklanabilir: Her varlığın ve olayın yaratıldığı anda aslında onun için sonsuzluk da başlamıştır. Örneğin bir çiçek yaratıldığında aslında bir daha yok olmamak üzere yaratılmıştır. Bu varlığın ya da nesnenin insanın görüntüsünden çıkması, insanın hafızasından silinmesi onun yok olması, ölmesi anlamına gelmez. Önemli olan Allah’ın Hafızasındaki, Allah’ın Katındaki halidir. Ve Allah’ın Hafızasında bu canlının varoluşu da, yaşamı boyunca geçirdiği anlar da, ölümü de mevcuttur.
Allah, varlık verdiği her şeyi sonsuz olarak yaratmıştır. Var olan şeyler için artık sonsuz yaşam başlamıştır. Fakat bunu iyi anlayabilmek için tek tek varlıklar ve olaylar üzerinde düşünmekte yarar vardır. Ancak bu örneklere geçmeden önce bir konuya daha değinmek gerekir: Burada anlatılanlar, kuşkusuz bir insanın yaşamında karşılaşabileceği en büyük ilimlerden biridir. Sonsuzluk kavramıyla ilgili bu gerçekleri çoğu insan ilk kez duyuyor, ilk kez düşünüyor olabilir. Önemli olan şudur; Allah Kuran’da yalnızca “içten Allah’a yönelen” kimselerin öğüt alabileceğine dikkat çekmektedir. Yani samimi kalple Allah’tan yardım dileyen, O’nun sonsuz kudretini takdir etmeye çalışan, Rabbinin büyüklüğünü kavramak için çaba gösteren insanlar burada anlatılan gerçeklerden de öğüt alacak ve bu gerçekleri kavramaya başlayacaklardır.
Adnan Oktar'ın Arab News'da yayınlanan makalesi: