Pekka-Eric Auvinen 18 yaşında Finlandiyalı bir öğrenciydi. 7 Kasım 2007 tarihinde, her okul günü yaptığı gibi, Helsinki"nin 43 kilometre dışındaki Tuusula kentindeki Jokela Lisesi"ne gitmek üzere evinden ayrıldı. Ancak o gün Auvinen"in okula gitme sebebi sıradışıydı. Ve birkaç saat sonra tüm dünya bu amacı öğrenecekti.
Saat 11.44 sıralarında Jokela Lisesi"nden silah sesleri gelmeye başladı. Auvinen, okul binasının ana girişindeki öğrencilere rastgele ateş etmeye başlamıştı. Okul müdürü Helena Kalmi panik içinde koşuşturan öğrencilere sınıflara koşmaları çağrısında bulundu. Sınıfların camlarından bahçeye bakıp olan biteni izleyen öğrenciler, Kalmi"nin Auvinen"i engellemek için onun yoluna çıktığını gördüler. Ancak Auvinen dinleyecek gibi değildi. Dehşete kapılmış öğrencilerin gözü önünde 61 yaşındaki Kalmi"ye 7 el ateş edip onu öldürdü. Bir sonraki kurban, ilk açılan ateşte yaralanmış olan öğrencilere yardım için koşan okul hemşiresiydi. Auvinen 43 yaşındaki hemşireyi de öldürdü ve bina içine girdi.
Sınıf kapılarına vurup garip sloganlarla öğrencilere idareye karşı ayaklanmayı emreden Auvinen, 11.55 sularında olay yerine intikal etmiş olan polisin "teslim ol" çağrısını işitti. Ancak çağrıya ateşle cevap verdi ve okul içinde ateş karşısına çıkanlara ateş ederek ilerlemeyi sürdürdü. Okulu kuşatmış olan polisler içeri girdikten kısa bir süre sonra Auvinen"i tuvalette intihar etmiş olarak buldular. Kanlı saldırının bilançosu Auvinen de dahil olmak üzere 7 öğrenci ve iki okul yetkilisi olmak üzere dokuz ölü, onbir yaralıydı (1).
Peki ama Auvinen kimdi? Onu bu kanlı saldırıya ve intihara sürükleyen sebepler neydi? Nasıl bir kin ve nefret onu aynı sıralarda okuduğu arkadaşlarını gözünü kırpmadan öldürmeye yöneltmişti?
Finlandiya"yı şok eden saldırının faili hakkındaki bilgiler kısa bir süre sonra ortaya çıkmaya başladı. Auvinen, saldırıdan önce internet video paylaşım sitelerinde insan ve yaşama dair düşüncelerini anlattığı dosyalar yayınlamıştı. İlginç bir şekilde, bunlardan biri açıkça "Jokela Lisesi Katliamı - 7 Kasım 2007" başlığını taşıyordu. Videoda önce Jokela Lisesi binası görüntüye geliyor, ardından Auvinen odasında ve elinde silahı doğrultarak poz verir şekilde görülüyordu. Auvinen çeşitli sitelerde farklı kullanıcı isimleriyle birçok video yayınlamıştı. Bunlar karamsar ve agresif şarkılar eşliğinde şiddet içerikli görüntülerden meydana geliyordu. Böylesine kanlı bir katliamı gerçekleştiren birinin şiddete eğimli olması kimseyi şaşırtacak türden birşey değildi kuşkusuz. Ancak videolardan birisi bu şiddetin arkaplanına ışık tutması açısından özellikle dikkat çekiciydi. Auvinen, sitelerden birinde "Hepinizi öldüreceğim667 (ikillyouall667)" kullanıcı ismiyle yüklediği "Felsefem" başlıklı videoda bu katliamı doğal seleksiyonun bir gereği olarak gerçekleştirdiğini anlatıyordu.
Doğal seleksiyon, bir diğer deyişle doğal seçilim, Charles Darwin"in evrim teorisinin temeline oturtuğu bir kavramdır ve hayatta kalma mücadelesini sürdüren hayvanlardan güçlü olanların zayıf olanları elimine etmesini ifade etmektedir. Doğal seleksiyon, gerek insanı herhangi bir şuurdan yoksun doğa olaylarının ürünü olarak tanımladığı, gerekse şiddete dayandığı için hem ateist felsefelerin hem de şiddet yanlısı ideoloji ve hareketlerin vazgeçilmez bir dayanağı olmuştur. II. Dünya savaşında milyonları ölüme gönderen diktatörler savaşmayı doğal seleksiyonun bir gereği olarak görmüşler, propagandalarında Darwinizm"e fazlasıyla atıfta bulunmuşlardır.
"Ben sadece doğal seleksiyona inanan bir normal bir anarşistim. İnsanlar doğal seleksiyonu tekrar uygulamaya sokmalı. Hayvanlar bu şekilde yaşıyor, insanlar da neden öyle yaşamasın ki, bizler de nihayet sadece hayvanlarız. Biz insanlar yeryüzündeki en kötü hayvanlarız. Bizi doğuran dünyayı kirlettik ve yozlaşmış bir toplumla ortaya çıktık. Bütün dünya kötü durumda ve toplum çöküşün eşiğinde. Bu yüzden [doğal seleksiyon] olmalı. Ne kadar erken olursa o kadar iyi. ... Kanun, sadece güçlü olanın fikridir...Bu yüzden hayatınızın kontrolünü ele almalı ve anarşist olmalısınız. Ne istiyorsanız onu yapmalı, size ne yapacağınızı söyleyenleri dikkate almamalısınız. Bu sizin hayatınız. Güçlü olanlar hayatta kalırken, zayıf olanlar ölmeliler. Bu, güçlü olanın hayatta kalmasıdır, doğal seleksiyondur. Hayvanlar sürekli olarak ölürler. Bir köpeği, başka bir köpek öldüğü için ağlarken görmezsiniz. İnsanlar da ölürler. Tepki, aynı şekilde olmalıdır. Bu sadece doğal birşeyden ibarettir, büyük veya önemli bir şey değildir. Tanımadığınız birisi için ağlamayın, bu üzücü bir durum değildir...Benim kişisel görüşüm şudur: İNSAN IRKININ SOYKIRIMI GERÇEKLEŞTİRİLMELİDİR". (2) [Büyük harfler orjinaldir]
Auvinen, görüşlerini anlattığı manifestosunda, bu katliama girişmesinde Darwinist görüşlerinin etkili rol oynadığını açıkça gösteren şu ifadelere yer veriyordu:
"Davam için dövüşmeye ve ölmeye hazırım… Bir doğal seçilimci olarak, uygun görmediklerimi, insan ırkının ve doğal seleksiyonun yüz karalarını elimine edeceğim. Hayır, gerçek şu ki, ben sadece bir hayvan, bir insan ve bir muhalifim… Artık doğal seleksiyon ve güçlü olanın hayatta kalması ilkesini yeniden yoluna koymanın vakti geldi!" (3)
Jokela bir ilk değil
Jokela Lisesi katliamı, Darwinizm"i bilimsel bir gerçek olarak genç nesillere öğretmenin ne denli trajik şekillerde sonuçlanabileceğinin açık bir örneğini oluşturmaktadır. Bununla beraber, tek örnek değildir. 20 Nisan 1999 tarihinde ABD"nin Colorado eyaletinde Columbine Lisesi"nin iki öğrencisi, 18 yaşındaki Eric Harris ve 17 yaşındaki Dylan Klebold da okullarına silah ve bombalarla gitmişler, 12 öğrenciyi ve 1 öğretmeni 30 dakika içinde öldürdükten sonra intihar etmişlerdi. Saldırı anında Harris"in üzerindeki t-shirt"ün üzerinde "DOĞAL SELEKSİYON" yazıyordu(4). Saldırıdan sonra Harris"in evinde ele geçirilen yazıların çoğunda doğal seleksiyon ve üstünlük hislerinden söz ediliyordu. Haris ve Klebold, daha önce internete yükledikleri anlaşılan videolarında sürekli olarak "daha evrimleşmiş" olduklarından ve "insanlığın üstünde" olmanın nasıl bir duygu olduğundan söz ediyorlardı.(5)
Darwinist eğitim, insanlara hayatlarının bir amacı olmadığı yalanını aktararak onları her türlü umut ve sevinçten yoksun karamsar ve cani kişilikli ruh hastalarına çevirmektedir. Darwinist eğitimin insanları sürnüklediği bu olumsuz ruh halini, bizzat önde gelen ateist Darwinist"ler kabul etmektedirler. Bu etki, ateist zoolog Richard Dawkins"in, Unweaving The Rainbow (Gökkuşağını Sökmek) isimli kitabının önsözünde şu sözlerle ifade edilmektedir:
""İlk kitabımın yayımcısı, kitabı okuduktan sonra, verdiği soğuk ve kasvetli mesajdan çok bunaldığını ve üç gece boyunca uyuyamadığını itiraf etti. Bazıları da bana sabahları uyanmaya nasıl katlanabildiğimi soruyor. Uzak bir ülkeden bir öğretmen ise bana sitem dolu bir mektup gönderdi. Mektubunda, aynı kitabı okuyan bir öğrencisinin kendisine gözyaşları içinde geldiğini ve hayatın boş ve amaçsız olduğu düşüncesinin onu olumsuz yönde etkilediğini yazıyordu. Öğretmen, diğerlerinin de aynı "hiçlik karamsarlığı"ndan etkilenmemeleri için, öğrencisine kitabı başkalarına göstermemesini tavsiye etmiş."" (6)
Darwinist eğitim verenler aslında kendilerini vurmaktadırlar
Jokela ve Columbine katliamlarında saldırganlar ve onları yönlendiren düşünceler üzerinde durmak elbette gereklidir ancak bu noktada incelemeyi bir kademe daha derinleştirmek ve olaylara yol açan çok önemli bir faktöre inmek gerekmektedir. Bu faktör, okullarda sürdürülen Darwinist eğitimdir. Bilindiği gibi ABD ve Avrupa ülkelerinde öğrencilere, yaşamın yeryüzünde kendiliğinden başladığı ve insanın doğal seleksiyonla ortaya çıkmış gelişmiş bir maymun türü olduğu safsataları bilimsel gerçekler olarak öğretilmektedir. Jokela ve Columbine saldırganları da batı toplumlarında verilen Darwinizm yanlısı bu eğitimi almış kişilerdir. Dolayısıyla katliamları gerçekleştirenler her ne kadar okulun öğrencileri olsa da aslında okullar kendilerini vurmuş sayılmalıdırlar.