Rabbimiz Kuran'ın "... İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır." (Maide Suresi, 2) ayetiyle müminlere iyilik ve takva konusunda birbirlerinin destekçileri olmalarını bildirmiştir. Müminler bu ayetin hükmü gereğince hayatları boyunca samimi bir çaba sarf ederler. Allah (cc)'ın bildirdiği "iyilik ve takva" konusundaki yardımlaşmanın ise nasıl olması gerektiğini de yine Kuran ayetlerinden öğrenirler. Kuran'da iyiliğin ne olduğu şöyle açıklanmıştır:
"Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve Peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve mücadelenin kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır. "(Bakara Suresi, 177)
Kuran'da bildirilen iyilik müminin tüm hayatını kapsayan bir ahlak şeklidir ve sadece kişinin canı istediğinde, aklına geldiğinde değil, tüm yaşamı boyunca uyguladığı bir ibadettir. Müslüman kendisi ihtiyaç içinde olsa dahi yoksula ve yetime yardımda bulunan, sevdiklerinden fedakarlıkta bulunan (İnsan Suresi, 8) ihlas sahibi bir kuldur. Mümin gerektiğinde iyilik yapabilmek ve başkalarını iyiliğe teşvik edebilmek için her türlü özveride bulunabilir. Yaptığı yardım karşılıksızdır, sadece Rabbimiz'in rızasını hedefler. Allah (cc) İnsan Suresi'nde müminlerin bu konuda gösterdikleri güzel ahlakı şöyle bildirmektedir:
"Biz size, ancak Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür. Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz." (İnsan Suresi, 9-10)
Müslüman Allah (cc)'ın sonsuz adalet sahibi olduğunu ve dünya hayatında yaptığı güzel davranışların asıl karşılığının ahirette olacağını bilir. Dünya hayatının geçici olduğunu, asıl yurdun Rabbimiz katında olduğunu unutmaz. Rabbimiz Kuran ayetlerinde insanları bu kaçınılmaz son ile uyarmakta ve herkesi güzel davranışlarda bulunmaya davet etmektedir:
"Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anne-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sağ ellerinizin malik olduklarına güzellikle davranın. Çünkü Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez." (Nisa Suresi, 36)
Güzel davranışta bulunanların alacağı karşılığı ise, Allah (cc) ayetlerde şöyle müjdelemektedir:
"Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız." (Kehf Suresi, 30)