Hz. Mehdi (a.s.), Ateizm, Materyalizm ve Darwinizm Gibi Dinsiz Felsefeleri Savunan İnkarcı Zihniyeti Ortadan Kaldırmak İçin Fikri Mücadele Yürütecektir
Bediüzzaman Said Nursi eserlerinde Ahir Zaman'da ateist felsefeler tehlike oluşturacağını bildirmiş, özellikle Darwinist, materyalist felsefelerin ateizmle güç bulacaklarını ve Allah'ın varlığını inkar edecek tehlikeli bir çizgiye geleceklerini ifade etmiştir (Allah'ı tenzih ederiz). Bu nedenle Hz. Mehdi (a.s.)'ın birinci vazifesinin de, maddecilik fikri yani Allah’ı inkar üzerine kurulmuş (Allah'ı tenzih ederiz) materyalist, Darwinist ve ateist felsefelerle fikren mücadele etmek ve bu felsefelerin insanlar üzerindeki etkisini tam anlamıyla kaldırmak olacağını belirtmiştir. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 9) (Emirdağ Lahikası I, 206. Mektup, s. 259)
Ahir Zaman'da teknolojinin hızla ilerlemesiyle birçok bilim dalında gelişmeler olacak; Allah’ın varlığının delilleri, yeryüzündeki iman hakikatleri bilimsel delilleriyle açıkça ortaya çıkacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) bu gerçekleri insanlara en etkili yöntemlerle ulaştıracak ve Hz. Mehdi (a.s.), dinsizliğin etkisini dünya çapında tam olarak ortadan kaldırana kadar bu fikri mücadelesini sürdürecektir.
Ancak u süreç içerisinde elbetteki, tüm dünyayı etkisi altına almış olan bu dinsiz felsefelerin savunucuları da Hz. Mehdi (a.s.)'ı kendilerine hedef alacaklardır. Ellerinden gelen her türlü hileli yöntem ve oyunlara başvurarak, komplolar kurarak, iftiralar atarak, Hz. Mehdi (a.s.)'ın bu yöndeki fikri çalışmalarını etkisiz hale getirmeye çalışacaklardır.
Mosanlar, komünistler, ateistler, materyalistler, Darwinistler ve dinsizliği savunan tüm diğer sapkın ideolojiler bu amaç doğrultusunda Hz. Mehdi (a.s.)'a karşı birlik olacak ve tüm imkanlarını Hz. Mehdi (a.s.) aleyhinde kullanmaktan çekinmeyeceklerdir.
Fakat Allah'ın kesin ve hak vaadi üzere, bu hileli düzenlerin hiçbiri Hz. Mehdi (a.s.)'ı durduramayacaktır. Hz. Mehdi (a.s.), bu inkarcı sistemleri bir bir çökertecek ve İslam ahlakını tüm dünyaya hakim kılacaktır.
Hz. Mehdi (a.s.)'ın Deccal ile Olan Mücadelesi
Deccal, Hz. Mehdi (a.s.)’ın karşısındaki negatif güce verilen isimdir. Deccal kıyametten önceki son dönemde, yani Ahir Zaman'da ortaya çıkıp insanları din ahlakından uzaklaştıracak, yeryüzünde büyük kargaşa ve zulme neden olacaktır. Peygamberimiz (sav)'in verdiği bilgilere göre deccal, karmaşa ve huzursuzluğun yaygınlaşmasına neden olan, insanları ahlaksızlığa ve kötülüğe iten, kitleleri inkara ve isyana yönlendiren, terörün ve şiddetin asıl kaynağı olacaktır.
Peygamber Efendimiz (sav), deccal’in fitnesinin büyüklüğüne dikkat çekerek tüm Müslümanları bu tehlikeye karşı uyarmıştır:
“ALLAH’IN HZ. ADEM’İ YARATMIŞ OLDUĞU GÜNDEN BU YANA, DECCAL’İN FİTNESİNDEN DAHA BÜYÜK BİR FİTNE OLMAMIŞTIR.” (Medineli Allâme Muhammed B. Resul el Hüseyin el Berzenci, Kıyamet Alametleri, Genişletilmiş 8. Baskı, s. 225)
Hadislere göre Hz. Mehdi (a.s.), tarihin bu gelmiş geçmiş en şiddetli şeytani gücüne ve fitnesine karşı da mücadele edecektir:
“Ümmetimden bir taife, kendilerine düşmanlık edenlere galip oldukları halde hak üzerinde mücadelede devam ederler. Hatta ONLARIN SONUNCUSU (HZ. MEHDİ (A.S.)) MESİHÜD DECCAL İLE (FİKRİ) MÜCADELE EDER.” (Ramuz El-Ahadis, sf. 472 (Hanbelin Müsnedi -Ebu Davud-Tabarani -Hakim)
“KIYAMETE (DECCAL İLE SAVAŞA) KADAR BENİM ÜMMETİMDEN BİR GRUP HAK ÜZERE GALİP OLARAK (FİKREN) MÜCADELE EDECEKLERDİR.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 80) (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 80)
“Deccal çıkınca ona karşı müminlerden bir adam (Hz. Mehdi (a.s.)), yönelir. Derken o mümin kimseye birçok silahlılar, deccal’in merkezlerde gözetleme yapan silahlıları karşı çıkarlar.” (Mehdilik ve İmamiye s. 37, Sahih-i Müslim, 11/393'den nakil)
Hadislerde haber verilen bu deccal sistemi, Hz. Mehdi (a.s.)’ın mücadelesi için özel olarak yaratılmıştır. Bu kadar büyük çaplı olmasının sebebi, insanların şeytana ne kadar kolay esir düşeceğinin ve Mehdiliğin de bu sistemi ne kadar kolay yıkacağının görülmesi içindir.
Deccalin ve deccaliyetin farkında olmadan ve istemeden üstlenecekleri önemli bir görev de, insanlara Hz. Mehdi (a.s.)'ı tanıtması olacaktır. Tarih boyunca dinsizliği temsil eden en şedid güçler, her zaman kendilerine ‘imanı ve hak dini temsil eden en güçlü insanları’ hedef almışlardır. Peygamberler, elçiler ve dini tebliğ eden en etkili insanlar her zaman için deccaliyetin en öncelikli hedefi olmuştur. Dönemin Firavun'u Hz. Musa (a.s.)’ı, Nemrud Hz. İbrahim (a.s.)'ı, Mekke müşriklerinin önde gelenleri Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’i etkisiz hale getirmeye çalışmışlardır.
İşte deccaliyet kimi hedef alıyorsa, insanların aradıkları hidayet önderleri de orada olmuştur. Ahir Zaman'da da bu durum değişmeyecek; Ahir Zaman'ın Büyük Deccal’i de Hz. Mehdi (a.s.)'la mücadele edecektir. İnsanlar da hak dini temsil eden Ahir Zaman'ın Büyük Hidayet Önderi olan Hz. Mehdi (a.s.)'ın kim olduğunu bu vesileyle de anlayacaklardır.
Sayın Adnan Oktarın bu konuyla ilgili bir açıklaması şöyledir:
“... Firavun da günlerini alıyor bak. Mısır’ın her yerine adamlar, kervanlar gidiyor, adam toplanıyor. Yani o devrin sahtekar alimlerini topluyorlar, büyücü alimlerini. Hz. Musa (a.s.) ile karşılaştırmak için. Hayır istese Hz. Musa (a.s.)’ı şehit edebilir. Şehit edebilir. Etmiyor. Yani “onun bir kere fikren mutlaka yıkılması gerekir” diyor yani. “İnsanların kafasında izdiham kalmasın” diyor. Yani “zaten ben onu mat edeceğim” diyor, “görsünler” diyor. Onun için demokrat gösteriyor kendini. Ama işin doğrusu şimdiki birçoğuna göre daha demokrat Firavun, onu da söyleyeyim. Hakikaten. Adam, “gel tartışalım” diyor. Tartışma ortamı meydana getiriyor, konuşuyor. Şimdinin Firavunları ona da müsaade etmiyor yani, değil mi? Tartışmasız karar veriyor adam yani. Yanaşmıyor tartışmaya. Fir’a’vun’e diye geçiyor inşaAllah Kuran’da. Kuran’ın dili çok şahanedir. Bayağı güzel maşaAllah. Biz de şimdi Ahir zaman deccaline bakacağız, deccalin en çok dikkatini çeken kimse, o odur. O kişi odur. Yani gayet kolaydır. Mıknatısı tutarsın, plastiği çekmez, kağıdı çekmez, şak demiri çeker. Değil mi? Hah dersin Mehdi (a.s.) bu. Yani çünkü onu ilgilendiren odur. Mıknatıs ondan anlar, demirden anlar. Değil mi? Plastik etkilenmez ondan, hiçbir şey etkilemez. İnşaAllah.”
(Sayın Adnan Oktar’ın harunyahya.tv’deki canlı sohbetinden, 18 Mart 2010)
Deccal’in hadislerde işaret edilen önemli bir özelliği de, teknolojiyi, kitle iletişim araçlarını, basın yayın organlarını ve interneti kullanarak her eve ulaşabileceği; bu yolla iftira ve yalanlarını çok fazla sayıda kişiye ulaştıracak olmasıdır. Deccal’in bu yolla propaganda yapacağına işaret eden hadislerden biri şöyledir:
“DECCAL ÇIKTIĞINDA MÜTHİŞ BİR ŞEKİLDE BAĞIRIR, NARA ATAR Kİ, DOĞU VE BATI’NIN BÜTÜN HALKI ONU DUYAR.” (İbni Kesir, en-Nihaye, 1:96)
Deccal bu araçlarla ahlaksızlığın propagandasını yapıp salih müminleri karalamayı hedefleyecektir. Televizyon ve basın yolunu kullanarak Hz. Mehdi (a.s.) hakkında kendince “uzak durun”, “sapkın”, “büyülenmiş”, “insanları delalete sürüklüyor”, “insanları kandırıyor” gibi iftiralar atacaktır.
Bir hadiste “Şüphesiz beraberinde bir cennet ve bir cehennem (diye isimlendirdiği iki ırmak) bulunması da onun (deccal’in) fitnesidir. Aslında cehennemi bir cennet olup, cenneti de bir cehennemdir." 101 sözleriyle bildirildiği gibi, deccal insanlara iyiyi kötü, kötüyü iyi gibi gösterecektir. İnsanların dünya ve ahiretteki kurtuluşlarına vesle olacak olan Hz. Mehdi (a.s.)'ı, onlara büyük bir tehlike olarak sunmaya çalışacaktır.
“Deccal’in tabileri (ona uyanlar) çoktur. Kendisine birçok kimse iltihak eder (katılır).” (Et-Tebrizi, Veliyüddin Muhammed bir Abdillahi’l-Hatibi’l-Ömeri, Mişkatü’l-Mesabih, Dımeşk: 1382/1962, 3:38.2) hadisiyle haber verildiği gibi, kullanacağı tüm bu hileli yöntemlerle pek çok kişinin kendisine uymasını sağlayacaktır.
Peygamberimiz (sav), deccal sisteminin Hz. Mehdi (a.s.)'a karşı olan mücadelesini bir hadisinde şöyle açıklamıştır:
“Mümin şahıs (Hz. Mehdi (a.s.)) Deccal'ı görünce: "Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal işte budur" der. DECCAL HEMEN ONUNLA İLGİLİ EMRİNİ VERİR DE O ZAT KARNI ÜZERİNE UZATILIR VE ARKASINDAN: "ONU ALIN DA YARALAYIN!" DER. ARTIK O ZATIN SIRTI VE KARNI DÖVE DÖVE GENİŞLETİLİR. BU SEFER ONU İKİ ELİ VE İKİ AYAĞI İLE YAKALAR DA FIRLATIR ATAR. İnsanlar Deccal'ın onu bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır.” (İbrahim Süleymanoğlu, Mehdilik ve İmamiye, s. 40)
Ancak deccal elindeki tüm bu imkanlara ve kurduğu hileli düzenlere rağmen, Mehdiyet’in yükselişini engelleyemeyecektir. Hadiste mecazi anlamda kullanılan, Hz. Mehdi (a.s.)'ın "sırtının ve karnının dövüle dövüle genişletilmesi" ifadesi, Hz. Mehdi (a.s.)'a yapılan baskı ve saldırılarla, Hz. Mehdi (a.s.)'ın ününün ve şanının daha da yayılacağını ve etkisinin dünya çapında giderek artacağını göstermektedir.
Yine hadiste, “Deccal’in Hz. Mehdi (a.s.)'ı bir ateş içine atması” da, Deccal’in kötülük yapmak isterken, aslında Hz. Mehdi (a.s.)'ın gücünü artırmış olacağını göstermektedir. Deccaliyet'in savunucuları, Hz. İbrahim (a.s.) gibi, Hz. Mehdi (a.s.)'ı da manevi bir ateşte yakacaklarını iddia edecekler; ama Allah o ateşi Hz. Mehdi (a.s.) için soğuk ve esenlik kılacaktır. Allah, inkar edenlerin tuzaklarını bozacak ve yöndeki her girişimlerini de Hz. Mehdi (a.s.)'ın şanının şöhretinin, etki gücünün artmasına vesile kılacaktır.
Hz. Mehdi (a.s.)'ın, Ahir Zaman Münafıklarıyla Olan Mücadelesi
Hz. Mehdi (a.s.)’ın fikri mücadelesi yalnızca inkarcı sistemlere ve Allah’a şirk koşan kişilere karşı olmayacaktır. Allah’ın, ‘Kuran’da ateşin en alçak tabakasında olacaklarını’ bildirdiği münafıklar da, Hz. Mehdi (a.s.)’a karşı çeşitli saldırılar düzenleyecek, Hz. Mehdi (a.s.) bu samimiyetsiz kişilere karşı da mücadele yürütecektir.
Tarih boyunca tüm samimi mümin topluluklarının içinde yer alan münfafıklar, Hz. Mehdi (a.s.) cemaati içinde de bulunacaklardır. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, ilk başta Hz. Mehdi (a.s.)'ın yanında yer alan, ancak Allah'a ve Kuran'a sadakat göstermeyen, Allah korkusu zayıf olan bu kişilerin, kendi menfaatleriyle çatışan bir durum olduğunda Hz. Mehdi (a.s.)’ın yanından hemen ayrılacakları şöyle bildirilmiştir:
“... Zaman zaman o çetin görevi üstlenememek rahatlık meyli; can, mal, mevki korkusu gibi ÇEŞİTLİ SEBEPLERLE KENDİSİNDEN (HZ. MEHDİ (A.S.)'DAN) AYRILANLAR OLACAKTIR...” (Ramuzü'l Ehadis, s. 476) (İbn-i Mace'den)
“Kıyamet, fitneler karanlık gecelerin parçaları gibi zuhur edinceye kadar kopmaz. KİŞİ, MÜMİN OLARAK SABAHLAR, KAFİR OLARAK AKŞAMLAR. VEYA MÜMİN OLARAK AKŞAMLAR, KAFİR OLARAK SABAHLAR. DÜNYA MENFAATI KARŞILIĞINDA DİNİNİ SATAR.” (Müslim) (İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, s. 388)
“O (Hz. Mehdi (a.s.)) bir süre onlardan uzaklaşacak, BÖYLECE DALALET EHLİ AYRILACAKTIR. ÖYLE Kİ CAHİL ŞÖYLE DİYECEK: ALLAH’A ULAŞMAK KONUSUNDA AL-İ MUHAMMED’E (PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)’İN SOYUNDAN BİRİNE – YANİ HZ. MEHDİ (A.S.)'A)) İHTİYAÇ YOKTUR.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 161)
Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (a.s.) dönemindeki bu münafıkların, ahlak açısından her türlü kötülüğü teşvik edip uygulayabilecek bir zihniyette olacaklarını bildirmiştir:
Amr bin sad'dan: “HALKI (ZAHİRDE) BENİM EVLADIMA DAVET ETSELER DE, BENİM EVLADIMDAN UZAK OLURLAR. BU ÖYLE KÖTÜ BİR TOPLULUKTUR Kİ AHLAKLARI YOKTUR. ZORBALARA MUSALLATTIRLAR, CABBARLARA FİTNEYİ ÖĞRETİRLER, HAKİMLERE KAN DÖKTÜRÜRLER.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 170)
Bir başka hadiste ise Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinden çıkan münafıkları, ‘temiz buğdaya musallat olan iğrenç kurtlar’a benzetmiştir:
Esbağ bin Nebate der ki: Emirülmüminin Ali aleyhisselam şöyle buyurdu:
"... Öyle ki sizden sadece gözdeki sürme kadar veya yemekteki tuz kadar kalacaktır. Ve ben size bir örnek vereceğim: Adamın birinin bir miktar buğdayı vardır. Onu temizler ve bir eve koyar, uzun bir süre sonra geri döndüğünde onun kurtlandığını görür, onu tekrar ayıklar ve temizler sonra tekrar evin içine koyar. Uzun bir süre sonra döndüğünde onun tekrar kurtlandığını görür. Tekrar onu ayıklar ve temizler ve hep aynı işi tekrarlar. SONUNDA KURTLARIN HİÇ ZARAR VEREMEDİĞİ ÇOK AZ SAĞLAM BUĞDAY KALIR. İşte siz de böylesiniz. Sonunda içinizde fitnelerin asla zarar veremediği çok az bir grup kalacaktır."(Aynı hadisi Ahmet bin Muhammed bin Said de nakleder.)(Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 246)
Hadiste, ‘Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinin, “buğday gibi, ilerde açıp serpilecek, gelişip büyüyecek, bereket getirecek, gelecek vadeden bir nimet olduğu” haber verilmiştir. Münafıkların da, “buğdayı içten tahrip etmeye çalışan, kurt gibi iğrenç, asalak ve habis varlıklar oldukları” bildirilmiştir.
Hadiste, sahibinin buğdayı temizleyeceği, ama buğdayın yine kurtlanacağı; sahibi her defasında bu işlemi tekrarladıktan sonra, en sonunda buğdayda hiç kurt kalmayacağı anlatılmıştır. Bu bilgilere göre, buğdaydaki iğrenç ve asalak kurtların ayıklanıp buğdayın pislikten temizlenmesi gibi; Hz. Mehdi (a.s.) cemaati de bir süre sonra münafıklardan temizlenip, sonunda tertemiz bir cemaatle vazifesini yapacaktır.
Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde, ayrılan kişilerin Hz. Mehdi (a.s.) cemaati için çok büyük bir hayır ve güzellik olduğu da bildirilmektedir. Bu hak topluluk arasında gizlenen samimiyetsiz kişilerin ortaya çıkmasıyla, Allah'ın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) cemaatinin birbirlerine bağlılığı daha da artacak, kötülerin ayrılması onları daha da kuvvetlendirecektir.
İnkar edenler ve müşrikler gibi, münafıkların Hz. Mehdi (a.s.) ve cemaatine olan saldırıları ve aleyhte girişimleri de Allah'ın yardımıyla sonuçsuz kalacaktır.
Ayrılan münafıkların çabaları Hz. Mehdi (a.s.)'a hiçbir şekilde zarar veremeyecek, Hz. Mehdi (a.s.) fikri mücadelesiyle bu samimiyetsiz topluluğun tuzaklarını etkisiz hale getirecektir:
“AYRILANLAR DA, MUHALİFLER DE ONA (HZ. MEHDİ (A.S.)’A) ZARAR VEREMEYECEK. O KENDİSİNDEN AYRILANLARA RAĞMEN MUZAFFER OLARAK YOLUNA DEVAM EDECEKTİR.”(Ramuz e’l-Ehadis, s. 487) (Taberani’nin Kebir’inden)
“Ümmetimden bir taife, Allah'ın emri ile hareket etmekte devam eder. Onlar hak üzerinde oldukları halde, kıyamet kopana kadar KENDİLERİNİ TERK EDEN VE MUHALEFET EDEN KİMSENİN ONLARA BİR ZARARI DOKUNMAZ...” (Hz. Muaviye, Ramuz-el Ehadis, s. 472)
…Ebu Basir’den:
İmam Caferi Sadık aleyhisselam “’Suçlular çehrelerinden tanınacak’ (Muhammed Suresi, 30), ayeti hakkında şöyle buyurdu: ALLAH ONLARI TANIR, LAKİN BU AYET KAİM (HZ. MEHDİ (A.S.)) HAKKINDA NAZİL OLMUŞTUR. HZ. MEHDİ (A.S.) ONLARI (MÜNAFIKLARI) ÇEHRELERİNDEN TANIYACAK VE ASHABI İLE BİRLİKTE ONLARI (MANEN) DARMADAĞIN EDECEK.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 283)
“Kıyamet kopmaz, ümmetimden bir taife herkes üzerinde hakim olmadıkça. ONLAR KENDİLERİNİ TERK EDENLERİN TERK ETMESİNE ALDIRMAZLAR ve kendilerine yardım edene de aldırmazlar.” (Ramuz El-Ehadis, 472 -Hanbelin Müsned'i - Buhari -Müslim)
Sayın Adnan Oktar bir ropörtajında, Hz. Mehdi (a.s.) dönemindeki münafıkların, gelmiş geçmiş en şiddetli münafıklardan olduğunu şöyle açıklamıştır:
“Evet, ahir zamanda, Mehdi (a.s.) devrinde münafıklar olacak. Mehdi (a.s.)’ın cemaatine, arkadaşlarına karşı mücadele eden, o cemaat içerisinden yani Müslümanlar içerisinden çıkan münafıklar olacaklardır. Kendilerini Müslüman gibi tanıtacaklardır. Hatta “Medine sarsılır” diyor Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadiste. “Münafıklar toplu olarak bazen, 2 ve 3 kere ayrılacaklardır” diyor Mehdi (a.s.) cemaatinden. Ve işleri güçleri Mehdi (a.s.)’a ve cemaatine zarar verdirmek üzere bir faaliyet olacaktır. Mesela gece-gündüz Allah’ın onlara verdiği o ilhamla, sürekli o öfkeyi yaşayacaklardır. Ahir zamanın münafıkları, gelmiş-geçmiş münafıkların en şiddetlilerindendir, yani Mehdi (a.s.) cemaatinin münafıkları. Resulullah (s.a.v.) söylüyor Mehdi (a.s.) cemaatine bu münafıkların musallat olacağını, hatta “Buğdaya musallat olan kurt gibi olacaklar” diyor. “Buğdayı temizleyecek” diyor Mehdi (a.s.), “temizlenecek yine musallat olacak kurt” diyor, “yine temizlenecek, yine musallat olacak, bu böyle uzun süre devam edecek” diyor. “En sonunda 313 tane saf, temiz, hakiki mümin kalacak” diyor ve “böylece de münafıkların etkisi kalmayacak” diyor. Hakikaten münafık çok büyük bir fitne ve beladır. Müslüman şefkat gösterir, merhamet gösterir, sevgi gösterir, dost zanneder, alır, barındırmaya çalışır. Ona yardımcı olur. Maddi destek sağlar. Manevi fayda sağlamaya çalışır. Fakat münafığa bakarsın ki bir gün bir alçaklık etmiş, küfürle, dinsizlerle ittifak etmiş. Münafıkların Müslümanların nerede ne yaptıkları ile ilgili onlara bilgi vererek, onların ani baskın yapmasını, ani atak yapmasını sağlayacak işbirliği içinde olacaklarını Allah ayette belirtiyor. Yani“sizi” diyor, “felaketlerin sarıvermesini beklerler” diyor Cenab-ı Allah. Bu şekilde belirtiyor. Şeytandan Allah’a sığınırım, “Kötü felaket onları sarsın.” diyor Allah (Tevbe Suresi, 98). Bu ne demektir? Şimdi Allah, böyle bir duayı, Allah böyle söylediyse, “kötü felaket onları sarsın” dediyse, ne demektir? “Ben onları mahvedeceğim” demek istiyor Allah. Yani “dünyada mahvedeceğim” demek. Nasıl oluyor? Manevi azapla. Ve bütün münafıklarda bir azap vardır ruhlarında. Ruhları cehenneme döner. Yani kaçınılmaz olarak gece-gündüz bir acı duyarlar, rahatsız olurlar.” (Sayın Adnan Oktar’ın 4 Ocak 2010 tarihinde Kral Karadeniz, Adıyaman Asu ve Ekin TV’de yayınlanan canlı röportajından)
Bazı Sözde Fıkıh Alimleri ve Yobaz Hocalar Hz. Mehdi (a.s)’a Karşı Gelecek ve Ona Karşı Mücadele Edeceklerdir
Peygamberimiz (s.a.v.) hadislerinde, Hz. Mehdi (a.s.) zamanında yaşayacak bazı sözde din alimlerinin de Hz. Mehdi (a.s.)'ın karşısında yer alarak, ona karşı mücadele edeceklerine dikkat çekmiştir:
“Beni Haşim bir genç (Hz. Mehdi (a.s.)) çıkacak. İnsanları dine çağıracak. Araplara da tebliğ yapacak. ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) KARŞITLARI ÇOĞUNLUKLA ALİMLER OLACAK. YAZILMIŞ RİVAYETLER VE AKTARILMIŞ SÖZLERE RAĞMEN, ONLAR ANCAK KENDİ BENCİL ARZULARINI ANLATACAKLAR. EĞER GERÇEĞİN ÖZÜ ONLARIN HEVESLERİNE VE ARZULARINA AYKIRI DÜŞERSE, O ZAMAN SÖYLEYENİ İMANSIZLIKLA SUÇLARLAR VE DERLER Kİ: “BUNLAR ÖNCEKİ İMAMLARIMIZIN ANLATTIKLARINA MUHALİFTİR, DEĞİŞMEZ KANUNUMUZDA BU YOKTUR.”” (Beheyullah: Kitab-ı İkan, s. 241-243)
Hz. Mehdi (a.s.) bir taraftan dinsizliğin savunucularıyla fikri bir mücadele yürütürken, bir yandan da Müslümanlar arasında fitne fesat çıkarmaya çalışan bu zihniyetteki insanlarla bir mücadele içinde olacaktır.
Bu sözde din alimlerinin Hz. Mehdi (a.s.)'a karşı çıkmalarının en önemli sebeplerinden biri ise, Hz. Mehdi (a.s.)'ın, Müslümanların manevi lideri olması konumunda, bu kimselerin halk arasında bir imtiyazlarının kalmayacak olmasıdır.
Bu nedenle de Hz. Mehdi (a.s.)’a karşı öfkeleri o kadar şiddetli olacaktır ki, neredeyse onun şehit edilmesine fetva vermeye kadar yeltenecekler, ancak Hz. Mehdi (as)'ın ilmi çok güçlü olduğu için buna cesaret edemeyeceklerdir:
"... İMAM-I MEHDİ (A.S.) ÇIKTIĞI ZAMAN hasseten (özellikle, yalnızca, ayrıca, hususi olarak) FUKAHA (FIKIH ALİMLERİ) ONA (HZ. MEHDİ (A.S.)'A) DÜŞMAN OLACAK. ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) KILINCI KARDEŞLERİDİR. Elinde kılınç olmasa idi, -YANİ KARDEŞLERİ OLMASA İDİ- ZAMANIN FUKAHASI (FIKIH ALİMLERİ) ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) KATLİYLE FETVA VERİRLERDİ. Lakin Cenâb-ı hak onu (Hz. Mehdi (a.s.)'ı) keremiyle ve kılınç (KARDEŞLERİYLE) ile tathir (temizlemek, yıkayıp pak etmek) edecek, onlar ona (Hz. Mehdi (a.s.)'a) itimad edeceklerdir. HÜKMÜNÜ İNANMAYAN DA KABULE MECBUR OLUP AKSİNİ İZMAR (gizlemek, saklamak) EDECEKLER." (Ramuz el-Hadis, age. 56, 73)
Peygamberimiz (sav), Ahir Zaman'da Kuran’ı çok iyi bilen, saçları tıraş edilmiş, başları sarıklı bazı kişilerin ortaya çıkacağını da haber vermiştir. Bu kişiler yaptıkları izahlar ve açıklamalarıyla dini savunuyor görünseler de, konuşmaları ve çarpık din anlayışları ile İslam dininden uzak olacaklardır. Bu anlayışlarıyla Kuran’a ve samimi Müslümanlara karşı mücadele eden bir tavır içerisinde olacaklardır.
"Doğudan başları tıraşlı kavimler çıkacak; DİLLERİ İLE KUR'ÂN OKUYACAKLAR (FAKAT) BOĞAZLARINDAN AŞAĞI GEÇMEYECEK. Onlar dinden yaydan okun çıktığı gibi çıkacaklar." (Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 6294)
Bu kişiler Hz. Mehdi (a.s.)'a karşı deccaliyetin safında yer alacaklar ve ona karşı mücadele edeceklerdir:
Resulullah (sav): “Ümmetimden BAŞLARI SARIKLI 70 BİN KİŞİ Deccal'a tabii olacaktır.” (Ebu Bekir Abdürrazzak b. Hemmam, Abdürrazzak es San’ani, El Musaannef, XI, 393)
Muhyiddin Arabi Hazretleri de, Hz. Mehdi (a.s.) döneminde dinin özüne döneceğini yani Peygamberimiz (sav) dönemindeki gibi, saf halinde yaşanacağını ve bundan dolayı da Hz. Mehdi (a.s.)'a en çok muhalefet eden kimselerin ‘bazı cahil sözde din adamları’ olacağını haber vermiştir:
“Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) döneminde din tamamen rey'den arınmış olarak eski hüviyetini kazanacaktır. VERECEĞİ BİRÇOK HÜKÜMLERDE ULEMANIN MEZHEPLERİNE MUHALEFET EDECEKTİR. BUNDAN DOLAYI ONDAN (HZ. MEHDİ (A.S.)'DAN) UZAK DURACAKLARDIR. Zira zanlarına göre, gerçekten Allah imamlarından sonra bir müçtehid bırakmadığını kabulleneceklerdir...” (Muhyiddin Arabi, "Futuhat-El Mekkiye", 66. bab, c. 3, s. 327- 328)
Büyük İslam mütefekkiri İmam Rabbani ise bu konuyu şöyle açıklamıştır:
“Geleceği vaad edilen Hz. Mehdi (a.s.) dinin tervicini (değerini artırmayı), sünnetin ihyasını (yeniden canlandırmasını) murad ettiği (istediği) zaman; bid'at ehl-i ile ameli adet edinen, hasene zannı ile dini karıştıran (dinin aslında, özünde olmayan şeyleri, dinin emri olduğunu zanneden bazı insanlar) hayretle söyle diyecektir: BU KİMSE (HZ. MEHDİ (A.S.)) DİNİMİZİ KALDIRMAK VE ŞERİATIMIZI İZALE (MAHVETMEK) İSTİYOR.” (Mektubat-i Rabbani, 1/535)
Ancak Allah'ın desteğiyle, Hz. Mehdi (a.s.)'ın ilmi çok güçlü olacak, cahil alimler onun ilminin gücü ve etkisi karşısında fikren tamamen etkisiz hale geleceklerdir:
Fütühat-ül Mekkiye" isimli eserinde Muhyiddin Arabi el Endülüsi şöyle bildirmektedir:
“... Hz. Mehdi (a.s.), dini Peygamberin (s.a.v.) zamanında olduğu gibi aynen tatbik edecek. Yeryüzünden mezhepleri kaldıracak. Halis ve hakiki dinden başka hiç bir mezhep kalmayacak. ONUN HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) DÜŞMANLARI İÇTİHAD ALİMLERİNİN TAKLİD EDENLERİ OLACAK. Çünkü onlar Hz. Mehdi (a.s.)'ın mezhep imamlarının tersine hükmettiğini gördüklerinde bundan HOŞLANMAYACAKLAR, FAKAT KARŞI DA GELMEYECEKLER... ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN ) KILINCI KARDAŞLARIDIR. Kılıcından korktukları için ister istemez hakimiyetine boyun eğecekler.
ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) AÇIK DÜŞMANLARI FUKAHA (FIKIH ALİMLERİ) OLACAK. ÇÜNKÜ HALK ARASINDA BİR İMTİYAZLARI KALMAYACAK. HATTA AHKAM HUSUSUNDA İLİMLERİ DE AZALACAK. Bu imamın (Hz. Mehdi (a.s.)'ın) gelişiyle alimlerin hükümlerdeki anlaşmazlıkları da giderilecek... ŞAYET ELİNDE KILINÇ (İLİM) OLMASAYDI FAKİHLER ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)'IN) ÖLÜMÜNE FETVA VERİRLERDİ. Lâkin Cenâb-ı Hak, onu (Hz. Mehdi (a.s.)’ı) keremiyle ve kılınç (kardeşleriyle) ile tathir edecek (temizleyecek), ONLAR ONA (Hz. Mehdi (a.s.)’a) İTAAT EDECEKLERDİR. ÇÜNKÜ HALK ARASINDA İMTİYAZLARI KALMAYACAK, HATTA AHKAM HUSUSUNDA İLİMLERİ DE AZALACAK. Mehdi'nin gelişiyle alimlerin hükümlerindeki ihtilâflar da giderilecek. Ondan (Hz. Mehdi (a.s.)'dan) hem korkacaklar hem de birşeyler umacaklar. KALBEN ONDAN (HZ. MEHDİ (A.S.)'DAN) NEFRET EDECEKLER. FAKAT BUNA RAĞMEN İSTER İSTEMEZ HÜKMÜNÜ KABUL EDECEKLER.” (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 186-187)