Adnan Oktar’ın 31 Ocak 2011 Kahramanmaraş Aksu Tv’deki Sohbetinden
ADNAN OKTAR: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bu müjdesinin dışında, Kuran’da da Cenab-ı Allah, bak nereyi açarsak açalım daha önce de söylemiştim; Hicr Suresi, Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla, şeytandan Allah’a sığınırım. “Elif, Lam, Ra. Bunlar, Kitab'ın ve apaçık olan Kur'an'ın ayetleridir.” Demek ki Kuran apaçık. Anlaşılmaz falan diyorlar ya, Allah da anlaşılır diyor. Adam diyor ki; “70 yıl okusam yine anlayamam” diyor. Allah da anlaşılır diyor. “O inkar edenler Müslüman olmayı nice kereler dileyecekler.” Deccal taraftarları. “Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.” Yakın diyor Allah. Bak, “yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun” boş işlerle uğraşmaya devam etsinler diyor Allah, bırak diyor. “İleride bileceklerdir. Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık.” Bak, “Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık.” Kaderde ne zaman yıkılacağı ülkelerin bellidir diyor. Rejimlerin ne zaman devrileceği belli. “Hiçbir ümmet, kendi ecelini ne öne alabilir, ne de onlar ertelenebilirler.” İlla ki vakti geldiğinde yıkar, yerle bir ederim diyor Allah. 4 ve 5. ayetlerde anlatılıyor bu. Ne yapıyor? 45. Yani Hicri 1545’e işaret var.
“Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen (Muhammed). Gerçekten sen cinlenmiş (bir deli)sin," dediler.” Demek ki Allah yolunda mücadele eden bütün peygamberlere aşağı yurakı hep bir delilik iftirası atılmış. Bir tek peygamberlere mi? Allah yolunda mücadele eden velilere de, mürşitlere de, mücahitlere de delilik iftirası atılmıştır. Bediüzzaman’a da delilik iftirası atılmıştır. "Eğer doğruyu söylüyor isen, bizlere melekleri getirmeli değil miydin?" Getir diyorlar melek başının üzerinde dursun görelim diyorlar. Bunu müşrikler söylüyor diyor Allah. Müşriklerin talebidir bu diyor, başının üzerinde bir melek istemek diyor. “Hak olmaksızın Biz melekleri indirmeyiz. O zaman da onlara göz açtırılmaz.” Allah diyor, indirirsem melekleri belâlarını veririm diyor.“Hiç şüphesiz, zikri (Kur'an'ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz.” Kitabı kim koruyacakmış? Allah, Ben koruyacağım diyor. Kimle koruyacak? Mehdisi ile koruyacak inşaAllah, vesile edecek. “Andolsun, senden önce geçmiş topluluklara da elçiler gönderdik.” Onlara da o zaman mehdiler geldi diyor Allah.
“Onlara herhangi bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.“ İşte, gelmiştir geçmiştir, şahs-ı manevidir, öyle şey olur mu veyahut buna benzer veya alenen alay etme tarzında. “Böylece Biz onu (alayı), suçlu-günahkarların kalplerine sokarız.” Alayı kim yaptırıyormuş? Allah, Ben yaptırıyorum diyor. O sözleri kim söyletiyormuş? Allah, Ben söyletiyorum diyor. Şahs-ı manevi diyeni de Allah söyletir, geldi geçti diyeni de, kuyunun dibindeler sonra çıkacak diyeni de, görünmez bir ruhtur diyeni de, hepsini Allah söyletir. “Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de, Mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmiş bir topluluğuz" diyeceklerdir.” 1996’yı veriyor.. Yani 1415 Hicri, 1996 Miladi tarihi olmuş oluyor. Bakın; “Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak” yani yerçekiminden kurtulsa ve “ordan yukarı yükselseler de” atmosferi delip geçseler, yukarıya doğru çıksalar” ebcedi 1996 yılını veriyor. 1996 yılında TÜRKSAT ilk defa uzaya uydu gönderdi ve yerçekiminden kurtuldu, gökyüzünü deldi geçti, uzaya çıktı. Bakın Allah ne diyor; “Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak” yani delip geçecekleri bir nokta olsa, atmosferi geçecekleri bir nokta olsa, yerçekiminin etkisinden kurtulsalar “ordan yukarı yükselseler de” delip geçti, çünkü belirli bir ivme hız kazandıktan sonra yerçekiminin etkisinden kurtuluyor roket ve delip geçiyor atmosferi, yoksa çıkamaz. 1996 tarihini veriyor.
“Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün”demek ki yer bambaşka bir yer olacak, gökler de bambaşka bir gök olacak. Alıştığımız gök değil, alıştığımız yer değil. Kıyamet’te öyle “onlar tek olan, kahhar olan Allah'ın huzuruna çıka(rıla)caklardır.” Herkes Allah’ın huzuruna çıkarılacak diyor. “O gün suçlu-günahkarların (sıkı) bukağılara vurulduklarını görürsün.” Yani sıkı sarıldıklarını, ellerinin kelepçe gibi sarıldığını görürsün. “Giyimleri katrandandır” üzerlerinde zift gibi bir madde kaplı, o yüzden simsiyah görünüyorlar, bütün vücutlarının üzeri katran kaplı “yüzlerini ateş bürümektedir” yüzleri de alev kaplı, yüzlerinin üzerinde alev görüntüsü olacaktır diyor Allah. “(Bu azap,) Allah'ın her nefsi kendi kazandığıyla cezalandırması içindir. Şüphesiz Allah, hesabı pek çabuk görendir. İşte bu (Kur'an) uyarılıp korkutulsunlar, gerçekten O'nun yalnızca bir tek İlah olduğunu bilsinler ve temiz akıl sahipleri” kafasında kirlilik olmayanlar “iyice öğüt alıp düşünsünler diye bir bildirip-duyurma (bir beyan)dır.” İnşaAllah.
Bakın ülkelerin yıkılacağından bahsediyor Allah, rejimlerin yıkılacağından, Kuran ayeti demin okuduklarımız. Gelen Mehdi (a.s.)’a, Peygamberimiz (s.a.v.)’e delisin diyorlar. Demek ki Mehdilere atılacak bir iftira şekli bu. Ve Mehdileri neye zorluyorlar? “Başının üzerinde bir bulut olsun, bir melek olsun, o melek söylesin senin Mehdi (a.s.) olduğunu” diyorlar. “Peygamber olduğunu söylesin” diyorlar. Kim yapıyor bunu? Müşrikler yapıyor.
“Onlara bir elçi gelmeyegörsün (bir Mehdi (a.s.) gelmeyegörsün), mutlaka onunla alay ederlerdi.” Demek ki Mehdi (a.s.) ile de alay edilecek. “Böylece Biz onu (alayı), suçlu-günahkarların kalplerine sokarız.” Bunları Ben söyletirim diyor Allah. Niye söyletiyor Allah? Sevap kazansın diye. Çünkü Mehdiyet’in önünde o zaman engel olmamış oluyor. Alay yok, küfür yok, hakaret yok, saldırı yok, suikast yok, o zaman Mehdi de yoktur. Bunlar varsa Mehdi de vardır. Mehdi zorluklarla savaşan insandır, özelliği odur. Çileyle, acıyla savaştığı için Mehdi olmuş oluyor zaten. İnşaAllah.