Sayın Adnan Oktar, gerek makalelerinde gerekse de A9 Televizyonundan ve çeşitli internet sitelerinden canlı olarak yayınlanan sohbet programlarında federasyon, özerklik gibi açıklamaların tehlikesine değinmekte ve böyle bir talebin mantıksızlığını açıklayarak, ayrılık ve bölünme anlamına geleceğini her gün anlatmaktadır. Son olarak da Sayın Oktar Güneydoğu’daki seçim sonuçlarını bu yönde değerlendirmesiyle dikkat çekmiştir. Sayın Oktar’ın konuyu gündemde tutması basında da geniş yankı bulmuş ve son olarak Yeni Akit yazarı Faruk Köse de Sayın Adnan Oktar’ın açıklamaları yönünde bir makale kaleme almıştır. 15 Mart 2014, A9 TV ADNAN OKTAR: Özerklik, federasyon… Bölünmenin diğer adı bunlar. Bırakın bu edebiyatı. Türkiye’de bölünme riski had safhada. Ve büyük bir tehlike altındayız biz. Cumhuriyet tarihinin en büyük komünist kalkışması var. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş olaylar oluyor. Büyük bir tehlike altındayız. Sen böyle bir ortamda özerklik dediğinde ‘evet doğru bu, kabul ediyorum’ dediğinde, zincirleme, tepe takla olmayı kabul ettin demektir. Hiçbir şekilde olmaz. Bize kibar kibar kimse anlatmaya kalkmasın. Ne konuştuğumuzun gayet iyi farkındayız. 30 Mart 2014, A9 TV ADNAN OKTAR: Yalnız Tayyip hocamın Güneydoğu halkına, Güneydoğu’daki kardeşlerimize müthiş bir güvence vermesi lazım. Can güvencesi. Oradan polisi çekmek, askeri çekmek, güvenliği azaltmak halkın büyük bir bölümünü korkuya ve PKK’nın gücüne saygı duymaya doğru iter. Orada koruyucu gücün de çok yüksek olması lazım. Polis, asker ve jandarma gücünün de yüksek olması lazım. Özellikle sivil unsurların. Yani sivil kolluk kuvvetin gücünün yüksek olması lazım. Halk kendini güvende hissederse oylarını rahat rahat istediği partiye verir. Yani korkusuzca, rahatça oyunu ifade edecek durumu olursa Güneydoğu’da Saadet Partisi de çok yüksek oy alır, MHP de çok yüksek oy alır, CHP silinmez o da oy alır, Ak Parti de çok yüksek oy alır. Aynı Türkiye geneli gibi olur. 31 Mart 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Federasyon, muhtariyet vs. bunların hepsi riskli sözler. Bu mutlaka bölünmeyle sonuçlanır. Diyorlar: “Bir an önce şu bitsin.” Kurtuluş savaşında ne yaptık? Sonuna kadar direndik. İngiliz’e verelim kurtulalım mı dedik biz? PKK’ya ver kurtul. Öyle bir şey yok. Otonomi, federasyon, muhtariyet, eyalet sistemi; bunlar hep bölünmenin kibar isimleri. Sakın ha sakın. Bizim Mehmetçiklerimiz bu isimlere karşı koydukları için şehit oldular. Bakın, federasyon, özerklik, otonomi, muhtariyet ve eyalet sistemi. Bunu kabul etmedikleri için şehit oldular. Hiçbir şehit bunu kabul etmez. Hiçbir Türk genci, Müslüman evladı bunu kabul etmez. “Osmanlı döneminde eyaletler vardı.” Doğru ama Osmanlı titretiyordu ortalığı. Bütün Avrupa’yı titretiyordu. Eyalet de olur, vilayet de olur hepsi olur. Osmanlı’nın muazzam askeri gücü vardı. Amerika’nın muazzam askeri gücü var. Dünyayı 400- 500 kere yok edecek atom bombasına sahip adamlar. Hallaç pamuğu gibi atacak güce sahip. Son derece rahatlar. Onlar yapar. Türkiye’nin hassasiyetini görmek lazım. Anlamazdan gelmeye gerek yok. Amerika’ya benzeterek, Osmanlı’ya benzeterek Türkiye’yi bölmeye kalkarsan çok büyük hainlik yapmış olursun. Allah esirgesin. Başbakanımız o yüzden net konuşuyor. Bak, diyor: “2023” ne demek istiyor? “Osmanlı’dan daha güçlü olacağız.” O zaman istediğini yap. Ama şu an çok büyük tehdit altındayız. Eyalet sisteminin meclisi ayrı mı? Ayrı. Başbakanı da ayrı. Bitti. Meclis ayrı, Başbakan’ı ayrı, polisi ayrı. Bu ne bu? Ayrı bir devlet, bitti işte. Bu kadar basit. Adam, sonra da PKK silahlarının gölgesinde der ki: “Şimdi toplanın bir oylama yapacağız. Bakalım kabul ediyor musunuz bağımsızlığı.” Sandıkları zaten kendileri doldururlar, derler ki: “Bak, sandıklardan yüze 95 oy çıktı.” Bitti. Hadi çık işin içinden çıkabilirsen. Çok tehlikeli bir gidişat. Başbakanımız bak aslan gibi söylüyor: “Ben memleketi böldürmem.” Açık açık söylüyor. “Tek devlet tek millet” diyor. Ama destek vermek lazım. |