Gökyüzündeki Kıpkırmızı Gül: Rosette Nebula “Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman;” (Rahman Suresi, 37)
Yukarıdaki ayetteki “kıpkırmızı bir gül” olduğu zaman ifadesinin Arapçası “verdeten ke eddihani”dir. Bu ifade ile gökyüzünde oluşan görüntü, kırmızı renkte bir güle benzetilmektedir. Bu tarif, gökyüzünde kırmızı renkte, katmerli bir görünüm alan gökcisimlerinden özellikle “Rosette Nebula” ile çok büyük benzerlik taşımaktadır.
Nebula uzayda bulunan bulutsu gaz kütlelerine verilen isimdir. Nebula oluşmadan önce bir yıldızdır ve bu yıldızlar çok büyük oldukları için, içten gelen basınç ve yüksek sıcaklığın etkisiyle uzay boşluğuna gaz salarlar. Bu gaz püskürmeleri oldukça büyük miktarda ve hızlıdır. Daha sonra bu gazlar yakınlaşarak bir gaz bulutu oluştururlar ve bu gaz bulutunun sıcaklığı 15.0000 C’den fazladır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/ Nebula_%28astronomi%29)
Nebulaların bir çeşidi, güle olan benzerliğinden dolayı bilim adamları tarafından da “Rosette Nebula” olarak adlandırılmaktadır. Rosette Nebula da geniş bir toz ve gaz kütlesidir ve yüzeyi dolunayın 5 katı kadar gözükür (http://www.seds.org/messier/ xtra/ngc/n2244.html) Bizden yaklaşık 5.000 ışık yılı uzaklıktadır ve gerçek çapının 130 ışık yılı genişliğinde olduğu tahmin edilmektedir. (http://en.wikipedia.org/wiki/Rosette_Nebula)
Penn Eyalet Üniversitesi’nden astronomi ve astrofizik alanındaki kıdemli araştırmacılardan Leisa Townsley liderliğinde bir ekip, Chandra X-ray teleskobunu kullanarak, Rosette Nebula’yı incelediler. Nebula içerisindeki yıldızların birbirleriyle çarpışarak 6 milyon derecelik gaz meydana getirdiklerini tespit ederek; Rosette Nebulası’ndaki yüzlerce yıldızı görüntülediler. Leisa Townsley gördüklerini şöyle yorumlamaktadır:
“Rosette Nebulası çevresinde, X-ışını yayımından meydana gelen muhteşem bir kırmızı parlaklık var, belki de galaksi içerisinde yıldızların oluştuğu bölgelerde benzerleri de bulunuyor.” (http://chandra.harvard.edu/press/ 01_releases/press_090601wind.html; Chandra X-Ray Observatory, Penn State University Press, 6 Eylül 2001)
Resimlerde görülen bu gökcisminin varlığı ancak teknolojik gözlem araçları ile mümkün olmaktadır. Kuran ayetinde gökyüzü ile ilgili dikkat çekilen bu durum, günümüz astronomi bulguları ile büyük bir uyum içerisindedir. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
“Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur’an’dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir kitapta (kayıtlı) olmasın.” (Yunus Suresi, 61)