Kuran'a uyan ve Allah (cc)'a iman eden müminler, Allah (cc)'tan bir nimet olarak üstün bir akla sahip olurlar. Allah (cc)'tan kendisine akıl bahşedilen kişi, zekası ne düzeyde olursa olsun, gördüklerini ve duyduklarını Kuran'a göre değerlendirir, doğruyu yanlış olandan ayırt edebilir ve doğru düşünebilir.
Akıl sahibi kişi, dünyanın en zengin, en güzel, en itibarlı insanı olsa da, tüm bunların kendisine fayda sağlamayacağının, geçici dünya hayatında bir imtihana tabi olduğunun ve bir gün mutlaka ahirette hesap vereceğinin bilincindedir. Ölümün bir son olmadığını, aksine bir başlangıç olduğunu bilir. İşte bu nedenle, akıl sahibi insan, dünyanın geçici zevklerine kapılarak, asıl yaratılış amacını unutmaz; kendisine verilen sınırlı süre içinde Allah (cc)'ı razı etmenin yollarını arar. Bu kararlılık ona, sonsuz akıl sahibi olan Allah (cc)'tan, nimet, akıl ve güzellik kazandıracaktır.
Akıllı insan, doğru düşünebilme nimetine de sahip olur. İman eden ve aklını kullananların en önemli özelliklerinden biri, düşünmüş olmak için değil; sonuç elde edebilmek, fayda sağlayabilmek, doğruyu bulabilmek ve güzel şeyler üretebilmek için düşünmeleridir. Akıllı insan, boş kuruntulara kapılıp şeytanın vesveseleriyle uğraşmak yerine, dünyada kendisine verilmiş olan sınırlı vakti nasıl en hayırlı ve en faydalı şekilde geçirebileceğini düşünür. Bu konuda kendisine Kuran'ı rehber edinir ve Yüce Allah (cc)'ın insanları üzerinde düşünmeye teşvik ettiği konuları kendine esas alır. Bu konuların en başında ise kendisi dahil, tüm varlıkların yaratıcısı olan Allah (cc)'ın büyüklüğünü düşünmek gelir. Akıl sahibi bir insan hayatının her anında Allah (cc)'ın zamandan ve mekandan münezzeh olduğunu, Varlığı'nın her şeyi sarıp kuşattığını, tüm varlıklar O'na muhtaç iken O'nun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını, evrenin Hakimi ve Sahibi olduğunu, her an her saniye tüm insanları gözlemekte olduğunu, onların akıllarından geçirdikleri ya da söyledikleri her sözü bildiğini, yaptıkları her tavrı gördüğünü ve ezelden ebede kadar her şeyin bilgisini Katında sakladığını aklından çıkarmaz. Kuran'da akıllarını kullanarak düşünen bu kimselerin, Rabbimiz`in büyüklüğünü görerek en doğru olana ve gerçeğe ulaştıkları şöyle ifade edilmiştir:
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi, 191)