Almanya`nın Bonn ve Ruhr Üniversiteleri`nden bir grup bilim adamı, foklar üzerinde yaptıkları çalışmada bu canlıların karanlık ya da bulanık sularda avlarını yakalayabilmek için bıyıklarından yararlandıklarını ortaya koydular. (Science dergisi) Buna göre foklar, işitme ve görme gibi duyu organlarını kullanamadıkları ortamlarda avlarını, balıkların su içinde yol alırken geride bıraktıkları çalkantılı izleri takip ederek bulmaktadırlar.
Guido Dehnhardt ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen bu araştırma, fok bıyıklarının yaklaşık 200 metre uzaklıktaki avı bile takip etmeye olanak sağladığını göstermektedir. Foklar avlarını yakalamak için, balıkların yüzerken geride bıraktıkları izin girdaplı bir yapıda olmasından ve iz içindeki parçacıkların hızlarının, balık geçip gittikten birkaç dakika sonrasına kadar çevredeki suyun hızının önemli ölçüde yüksek olmasından yararlanmaktadırlar. Kısacası balıklar yüzerken geride oldukça uzun bir hidrodinamik iz bırakıyorlar ve balıklarla beslenen deniz canlıları da bu izleri takip ederek kendilerini uzak mesafelerden belirleyip yakalıyorlar.
Dehnhardt ve arkadaşları fokların bu yeteneğini belirleyebilmek için Henry ve Nick adlı iki erkek fok ve bir minyatür denizaltı kullanmışlardır. Minyatür denizaltının bıraktığı iz, 30 cm uzunluğunda bir balığın bıraktığıyla yaklaşık aynı ölçüdedir. İlk deneyi, içi bulanık deniz suyuyla dolu bir havuzda Henry ile gerçekleştiren araştırmacılar, fokun başına gözlerini tümüyle örten bir çorap geçirmişler, denizaltının sesini duymaması için kulaklarına kulaklık takıp başını da suyun 40 cm üzerindeki bir platforma yerleştirmişler. Denizaltının motorları durdurulduktan iki saniye sonra fokun başından kulaklıklar çıkartılmış, fok hemen suya dalıp önce havuzun ortasına yüzmüş, bıyıklarını öne doğru yöneltmiş ve yüzerken başını hafifçe sağa sola sallamaya başlamıştır. Bu sayede fok denizaltının pervanesinin bıraktığı ize rastlar rastlamaz aracın gittiği yöne dönmüş ve saniyede 2 m. hızla iz sürmeye başlamış. Deneylerde gözleri bağlı olan fok 256 defa denizaltıyı bulmuştur. Ancak araştırmacılar Henry`nin burnuna, bıyıklarını örtecek bir çorap geçirdiklerinde fok tüm denemelerde hidrodinamik izi ıskalamıştır. Nick adlı öteki fok üzerinde yapılan deneyde de aynı sonuca ulaşılmıştır.
Bu sonuçlar, bu deniz memelilerinin, bıyıkları sayesinde, izlerdeki hidrodinamik bilgiyi saptayıp analiz ederek yollarını bulabildiklerini göstermiştir.
Tüm canlılara ne yapmaları gerektiğini ilham eden ve onları üstün tasarım örnekleriyle yaratan Yüce Allah, fokları da yollarını bulabilmeleri için bahsettiğimiz üstün özelliklerle yaratmıştır. Allah herşeyi bilen ve hikmetle yaratandır. Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
''Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. '' (Bakara Suresi, 164)