Kambriyen patlaması, uzun yıllardır Darwinistleri ciddi şekilde sıkıntıya sokan, derinden yaralayan, evrim açısından en önemli “sorun”lardan biridir. Bu “sorun”u çözmek için geliştirilen senaryolar, evrim açısından açıklamasız olan bu dönemi açıklayabilmek için yapılan çalışmalar ve üretilen teoriler o kadar fazla olmasına rağmen, Darwinistler bu büyük çıkmazdan kurtulamamışlardır. Hayat ağacının Darwinistlere göre henüz köklerinin olması gereken yerde, şimdikinden çok daha fazla çeşitlilik yer yüzünde bir anda belirmiştir. Günümüzden yaklaşık 540 milyon yıl önce, tam 50 filum (canlıların “alem”den sonraki en büyük sınıflandırmasını oluşturan kategori, şu an dünyada 35 filum olduğu bilinmektedir), aniden ortaya çıkmıştır. İşte bu sebeple buna Kambriyen patlaması adı verilmiştir.
Ergi Deniz Özsoy Darwinisteri derinden yaralayan bu “sorun”u ilginç bir açıklamayla çözdüğünü iddia etmektedir. Söz konusu canlılı çeşitliliğinin 25 milyon yıl içinde ortaya çıktığını iddia etmekte ve verdiği bu süre, her nasılsa Darwinistler açısından bütün sorunu çözmektedir. Tek hücrelilerin ve uzuvları dahi olmayan birkaç çok hücrelinin yaşadığı dönemden, bir anda bu canlı çeşitliliğine geçiş, Özsoy tarafından 25 milyon yıl ile açıklanmaktadır! 25 milyon yıl, Darwinistlerin bütün sıkıntılarının üstesinden gelmiştir!
Özsoy, eğer biraz paleontolojiyle ilgileniyorsa, Kambriyen patlamasının olağanüstü bir olay olduğunun kuşkusuz ki farkındadır. Ama bu konuyu Darwinist aldatmacayla açıklamaya çalıştığı için kaçınılmaz olarak demagojiye başvurmaktadır.
Öncelikle Özsoy’un 25 milyon yıl diye belirttiği süreç Darwinist bilim adamları tarafından 5-10 milyon yıl arası olarak nitelendirilmektedir (detaylı bilgiyi buradan okuyabilirsiniz). Ancak Özsoy’un söylediğini kabul etsek ve 25 milyon yıl olduğunu farz etsek bile, bir şey değişmemektedir. Gerçekleşen biyolojik patlama, jeolojik açıdan Darwinist bilim adamları tarafından “bir göz kırpması” olarak tanımlanmaktadır. Bu süre, dünyanın beş milyarlık yaşı dikkate alındığında Dünya'nın 0.001'i kadarlık bir aralığıdır ve bu gerçekten de sadece bir "an"dır.
Bu an içinde, tam 50 ayrı filum, mükemmel yapıları, kusursuz uzuvları, muhteşem iskelet sistemleri ile birbirinden farklı özellikler gösteren sayısız canlı ortaya çıkmıştır. Darwinistlerin milyonlarca yıl sonra ortaya çıkmasını bekledikleri ilk omurgalılar bile Kambriyen döneminde vardır. Her şeyden önemlisi, ilk “göz”, hem de mükemmel kristal petek göz, Kambriyen döneminde ortaya çıkan trilobite aittir. Kambriyen patlaması, Darwinistlerin en büyük açmazlarından biridir.
Darwin’in Kambriyen Sıkıntısı
Özsoy’un belki de bilmediği şey, Darwin’in kendi döneminde ortaya çıkmış olan Kambriyen fosillerinden ne kadar rahatsız olduğudur. Harvard paleontoloğu Darwinist Stephen Jay Gould, Darwin’in Kambriyen sıkıntısını şu sözlerle anlatmıştır:
Fosil kayıtları, Darwin'e mutluluktan çok hüzün getirdi. Hiçbir şey onu, neredeyse tüm kompleks dizaynların ortaya çıktığı Kambriyen patlamasından daha çok rahatsız etmedi. 1
İngiliz biyolog, ateist ve Darwinist Richard Dawkins ise, Kambriyen sıkıntısını şu sözlerle dile getirmiştir:
...Kambriyen katmanları... Sanki hiçbir evrim tarihine sahip olmadan, o halde, orada meydana gelmiş gibiler. 2
Darwin ve Darwin’in rottweiler’ı Dawkins, bu mucizevi olay karşısındaki şaşkınlıklarını ve sıkıntılarını açıkça dile getirmektedirler. Sıkıntıları, bu muazzam canlı çeşitliliği karşısındaki çaresizliklerinden kaynaklanmaktadır.
Kambriyen Fosillerinin 70 Yıl Saklanması da Bu Çaresizlik Nedeniyledir
Özsoy konuyla ilgili olarak belki şu soruya cevap verebilir: Eğer Kambriyen fosilleri Darwinizm için bir tehdit teşkil etmiyorsa, acaba neden Darwinist bir paleontolog olan Charles Doolitle Walcott tarafından TAM 70 YIL BOYUNCA SAKLANMIŞTIR? Walcott, Burges Shale faunasını keşfinin hemen ardından bulduğu bu muhteşem fosilleri saklamıştır. Çünkü bunlar, evrim teorisinin tüm sahte mantığını altüst etmekte, tüm planlarını ortadan kaldırmaktadır. Çünkü bu fosillerin tamamı mükemmel canlılara aittir, kusursuzdurlar. Hiçbir ara form özelliği göstermemektedirler. Darwinist bilim adamları bile, bu canlıların mükemmelliği konusunda hemfikirdirler. Sırf mükemmel canlılar oldukları için Darwin’in sıkıntı duyduğu, Walcott’un yine aynı sebepten 70 yıl sakladığı dünyaca ünlü Kambriyen fosillerinin “ara fosil” olduğunu iddia eden görünüşe bakılırsa bir tek Özsoy’dur.
Özsoy dilerse, Yaratılış Atlası’nda yer alan trilobit fosillerini kapsamlı inceleyerek veya fosil sergilerinde bu fosillere yakından bakarak ne kadar yanıldığını anlayabilir. Bilimsel delil karşısında elbette ki artık ara fosil iddiasında bulunması mümkün olmayacaktır.
Ediacara Bir Ara Geçiş Faunası Değil, Darwinistlerin Büyük Açmazlarından Biridir
Prekambriyen dönemin hemen ardından Ediacara faunasında, aniden, büyük bir çeşitlilikte çok hücreli canlıların ortaya çıktığı doğrudur. Fakat bunlar, Kambriyen canlılarından tamamen farklı, kendilerine özgü biçimleriyle ortaya çıkarlar. Bu canlılar, Kambriyen canlılarında olduğu gibi sert dokulara ve çeşitli kompleks yapı ve organlara sahip değildirler. Bunlar, genellikle tüylü eğrelti otuna, keseye ve diske benzer şekillere sahip canlılardır. Çeşitli hassas uzantılara sahip olan bu organizmaların hiçbirinin baş kısımları veya dolaşım, sinir ya da sindirim sistemleri yoktur. Kompleks fizyolojik sistemlere sahip değildirler ve nitelikleri genel olarak belirsizdir.
Bu çok hücreli yaşam formlarının Kambriyen'in hemen öncesinde ortaya çıkması, bu canlılar üzerinde oldukça fazla spekülasyon yapılmasına neden olmuştur. Kambriyen canlılarına açıklama getirmeye çalışan hemen her evrimci bilim adamı, Ediacara canlıları üzerinde teoriler üreterek Kambriyen'e bir "ata" bulmaya çalışmıştır.
Oysa Ediacara faunasında ortaya çıkan canlıların Kambriyen canlıları ile alakası yoktur. Ediacara faunası yalnızca bir veya iki filumu temsil ederken Kambriyen dönemi tam 50 ayrı filumun ortaya çıkışını göstermektedir. Yeni fizyolojik yapılar, daha önce var olmayan kabuk sistemleri, daha önce var olmayan uzuvlar, hatta omurga, dahası, daha önce hiçbir şekilde var olmayan muhteşem ve kompleks “göz” Kambriyen’de ortaya çıkmıştır. Darwinistlerin Ediacara’yı bir ara geçiş faunası olarak tanımlayabilmeleri için, bu yeni yapıların kaynağını göstermeleri, dahası Ediacara canlılarından Kambriyen’e hayali geçişi belgeleyen ara fosilleri göstermeleri gerekmektedir. Ama her zamanki gibi Darwinistlerin elleri boştur.
Dahası, Ediacara faunasında bulunan ve Kambriyen canlılarından farklı şekillerde nitelendirilen bu yeni formların da kökeninin ne olduğunun açıklanması gerekmektedir. Dolayısıyla Ediacara canlıları, evrimciler için bir umut ışığı değil, açıklanması gereken bir başka önemli “sorun”dur.
Konuyla ilgili detaylı bilgileri buradan okuyabilirsiniz.
---------
1 Gould, Stephen J., The Panda's Thumb, 1980, ss. 238-239
2 http://bevets.com/equotesd2.htm - Richard Dawkins, The Blind Watchmaker, London, W. W. Norton, 1986, s. 229