ADNAN OKTAR'IN KAÇKAR TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI (15 ARALIK 2010)
ADNAN OKTAR: “Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma geldiğinde,” diyor. “Rablerinden kendilerine yeni bir hatırlatma” mesela, yeni bir hadis söylüyorsun, “İttihad-ı İslam olacak” diyorsun, Mehdi (a.s.)’ın şu alameti var, bu var diyorsun. “Bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar.” Etkilenmiyorlar, diyor. Değiştiriyorlar, oyun oynuyorlar. Kendi ahmak kafasınca alay etmeye çalışır, reddeder, küfreder, bağırır çağırır. Bak diyor ki; “Bunu mutlaka oyun konusu yaparak dinliyorlar,” bir hatırlatma geldiğinde. “Onların kalpleri tutkuyla oyalanmadadır” holdingleriyle, karısıyla, çocuğunun tahsiliyle, işiyle, gücüyle, gelirle oyalanmadadır. “Zulmedenler, gizlice fısıldaştılar:” kendi aralarında konuşuyorlar, “Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi?” diyorlar. Ne var bunun özelliği, Mehdi (a.s.)’a nereden benziyor bu, diyor mesela. Peygamber olamaz diyor bu. Peygamber Efendimiz (s.a.v) için indi bu ayet ama ahir zaman için ben yorumluyorum. “Bu sizin benzeriniz olan bir beşer değil mi?” Mehdi (a.s.) olamaz diyor, Mehdi (a.s.) zaten gelmeyecek. “Öyleyse, göz göre göre büyüye mi geleceksiniz?” Onun telkinlerine mi kapılacaksınız, diyor. Büyüden kasıt o, telkin veyahut herhangi bir yolla beyninin etki altında kalması. “Dedi ki: ‘Benim Rabbim, gökte ve yerde söylenen-sözü bilir; O, işitendir, bilendir.’” Sizin gizlice fısıldaşmalarınızı Allah bilir, diyor Allah ayette. “’Hayır’ dediler. ‘(Bunlar) Karmakarışık düşlerdir;’” Ne diyorlar şu an Mehdiyet’le, İsa (a.s.) gelişi için? “Karmakarışık düşünceler, düş bunlar, hayal. Nereden çıkarıyorsunuz bunu” diyorlar. Aynısı. “İttihad-ı İslam” diyorsun, “hayal bu, düş bu nereden çıkartıyorsun” diyor. Bak, aynısı. “Hayır, onu kendisi uydurmuştur; hayır o bir şairdir.” Bak binbir türlü iftira ve münasebetsizlik, küfrün ahmaklığı, saydırıyorlar tek tek. “Böyle değilse, öncekilere gönderildiği gibi bize de bir ayet (mucize) getirsin.” Nasıl mucize? Başının üzerinde bir bulut olsun, bu Peygamber (s.a.v.) diye söylesinler diyor, ayet var, Kuran ayeti. İspat etsin bize, diyor. Başının üstünde bir bulut olsun, bu Mehdi (a.s.)’dır, desin diyor. Onunla da yetinmiyor, diyor ki; gökyüzü meleklerle dolsun, her dilden Sırpça, Hırvatça, Boşnakça, Macarca, her dilden gökyüzünde onun Mehdi (a.s.) olduğunu söylesinler, o zaman kabul ederim, diyor. Mehdi (a.s.) zaten Mehdi (a.s.)’ım demeyecek ki zaten, sana gökyüzünden ispat olsun. Bir de gökyüzünden melekler onu söyler de, melekler yalan söylüyor der mi Mehdi (a.s.)? Nasıl desin? Vahyi hükmünde oluyor zaten. Onun için bakın bu insanlar tam bir karmaşa içindeler, tam bir açmaza düşmüş durumdalar. Mehdi (a.s.)’a karşı mücadele için komik hallere düşüyorlar ve çok acınacak hallere düşüyorlar. Bu Mehdi (a.s.) paniği sizinde dikkatinizi çeksin. “Kendilerinden evvel yıkıma uğrattığımız hiçbir ülke (halkı) iman etmemişti; şimdi bunlar mı iman edecek?” diyor Cenab-ı Allah. İmana karşı direniyorlar.