Günümüzde dünya üzerindeki ahlaki dejenerasyonu organize eden ve adeta bir ağ gibi tüm ülkelerde uzantıları bulunan bir sosyal yapı vardır. Bu yapı kendisini son derece modern gibi gösterse de, gerçekte tarihteki totemist klanlara benzer bir yapılanma göstermektedir. Dünya üzerindeki uyuşturucu trafiğini yöneten, fuhuş şebekelerini kontrol eden, ahlaksızlığın reklamını yapan bu kara klan, her türlü kirli işin, sapkınlığın arkasında yer almaktadır. Bu klanın üyeleri, medyadaki uzantıları sayesinde kendilerini halka farklı şekilde tanıtmakta, güvenlik birimlerindeki bazı uzantıları sayesinde bir tür dokunulmazlık elde etmekte, adli kadrolardaki uzantılarıyla hukuku kendi lehlerinde kullanmayı başarmaktadırlar. Üstelik kendilerine düşman olarak gördüklerine karşı güçlü bir birlik oluşturmaktadırlar. Klanın en büyük düşmanı ise, bu karanlık işler ağını ortadan kaldırmak isteyen, güzel ahlakın, sevginin ve barışın dünya üzerinde hakim olması için çaba sarf eden ve insanları bu yönde bilinçlendirmek için tüm varlığıyla fikri mücadele yürüten iman sahipleridir.
Bunları daha iyi anlamak için, bazı Latin Amerika ülkelerinin içine düştüğü durumun hatırlanmasında fayda vardır. Bu ülkelerde yaşanan yolsuzluklar ve toplumsal çöküntü, aslında söz konusu klanın faaliyetlerinin birer neticesidir. Aynı ülkelerde dikkat çeken bir diğer durum da; samimi dindarların ve klanın zulümlerine karşı koyan, masum halkın yanında yer alan kilisenin sürekli baskı altında tutulmaya çalışılmasıdır. Bu da kara klanın din ahlakını yaşayan insanlara karşı aldığı tavrın önemli göstergelerinden biridir.
Kötülüğü örgütleyen, insanları inkara ve dejenerasyona yönlendiren, yeryüzünde karışıklık ve anarşi çıkaran, huzuru ve güvenliği bozan klan tipi örgütlenme ve birlikler her dönemde var olmuştur ve kıyamete kadar da var olacaktır. İyi ile kötünün fikri mücadelesi tarih boyunca süregelmiştir. Allah'ın dinini ve güzel ahlakı anlatan her iman sahibinin karşısında benzer bir güruh yer almış, iman edenleri etkisiz hale getirmek, güzel ahlakın yayılmasını önlemek için mücadele yürütmüştür.
Bu gerçekler karşısında, din ahlakını yaşayan ve vatansever tüm insanlara önemli görevler düşmektedir. Klan üyeleri nasıl kötülükte iş birliği yapıyorlarsa, iyiliğin ve güzel ahlakın savunucuları da birbirlerini sevmeye ve desteklemeye mecburdurlar. Ahlaksızlığın yaygınlaşması, tüm toplumu içine alan bir çürümeye neden olur. Bu çürüme er veya geç herkese zarar verebilir. Böyle bir tehlikeye karşı ise el birliği ile fikri mücadele edilmesi gerekir.