Ayette herşeyin Allah'ın kontrolünde olduğu, O'nun bilgisi dışında hiçbir şeyin olamayacağı ve her insanın Allah'ın kendisi için belirlediği kaderi yaşadığı haber verilmektedir. Dünya var olduğundan beri yaşayan tüm insanların doğumları da, ölümleri de dahil her iş Allah'ın izniyle, O'nun belirlediği şekilde ve zamanda gerçekleşmektedir.
Ayetin devamında müminlerin yalnızca Allah'a tevekkül etmeleri gerektiği bildirilmektedir. Yeryüzünde olan ve insanların nefislerinde meydana gelen her durum Yüce Allah'ın dilemesi dışında gelişmeyeceğine göre her zaman Rabbimiz’e tevekkül etmek, Allah'ın kullarından istediği ve kişinin yaratılışına da en uygun tavır olacaktır. Müminler herşeyin, öncesi ve sonrasıyla Allah Katında yazılı olduğunu, Allah'ın yazdıkları dışında kimseye hiçbir şeyin isabet etmeyeceğini, nasıl, nerede ve hangi iş üzerinde olurlarsa olsunlar, Allah'ın tüm yaptıklarını çok iyi bildiğini, sonsuz akılla yaratılmış bir kadere tabi olduklarını bilirler. Bu gerçeği bilmek ve kaderi izlemenin konforunu yaşamak, Allah'a iman etmenin getirdiği sayısız güzellikten sadece biridir. Allah'ın kainattaki tüm varlıklar üzerindeki hakimiyetini ve kendisi için daima en doğru, en güzel ve en hayırlı olanı yaratacağını bilen bir mümin, tevekküllü ve teslimiyetli bir tavır içinde olur. Bundan dolayı her zaman rahat ve huzurludur.
Karşılaştıkları her olayı Allah'ın yarattığına ve Allah'ın herşeyi en güzel ve en hayırlı şekli ile sonuçlandıracağına iman eden müminler, yaşanan veya yaşanması muhtemel her türlü olay karşısında son derece sabırlı ve tevekküllü davranırlar. Bu salih davranışlarının karşılığını da ahirette en güzeliyle almayı umut ederler.