Darwinizm fitnesinin dünyaya getirdiği zarar, artık Darwinist  yayınlar tarafından da itiraf ediliyor -2
ucgen

Darwinizm fitnesinin dünyaya getirdiği zarar, artık Darwinist yayınlar tarafından da itiraf ediliyor -2

5622

Sayın Adnan Oktar’ın ilk olarak 2004 yılında yayınlamış olduğu “Sosyal Silah Darwinizm” isimli  kitabında anlattığı, sonrasında ise yeni gelişen olaylarla birlikte çeşitli makalelerinde dile getirdiği konu, dünyaca ünlü Darwinist yayınlarda yıllar sonra yer aldı. Bu konu, Darwinist fitnenin beraberinde getirdiği okul katliamları idi. Oldukça fazla sayıdaki söz konusu okul katliamlarının ortak özelliği ise, katliamların genç öğrenciler tarafından “evrim adına” ve “doğal seleksiyon” adına yapılmış olmasıydı.

Timesonline internet sitesi, öğrencilerin okullarda gerçekleştirdikleri katliamların Darwinizm ile bağlantısını 8 Kasım 2009 tarihindeki web sayfasında açıklarken, Türkiye’de de Habertürk gazetesi söz konusu haberi, “Lise Katliamlarında Fatura Darwin’e” başlığı altında 9 Kasım 2009 tarihinde verdi. Oysa söz konusu katliamlar, ilk kayıtlara geçeni günümüzden 10 yıl önce olmak üzere, çeşitli aralıklarla yıllardır gerçekleşen katliamlardı. Üstelik bu katliamların tamamında, etrafa ateş açan gençler Darwinizm’in gereğini yaptıklarını açıkça belirtiyorlardı. Her biri, Darwinist ideolojinin bir gereği olarak güçsüzlerin mutlaka elenmesi ve yok edilmesi gerektiğine inanıyordu. Bir hayvandan ibaret olarak gördükleri arkadaşlarını ve öğretmenlerini işte bu anlayıştan dolayı katletmek onlara güç gelmemişti. Tam tersine, bu insanların yok edilmesi ile topluma ve geleceğe katkıda bulundukları gibi sapkın düşünceye sahiplerdi. Darwinizm, işte böylesine sapkın bir inanç şeklidir.

Darwinizm Tarih Boyunca Katliamların Ana Kaynağı Olmuştur

Eski Sümerlerden beri var olan ve Darwin’in, Türlerin Kökeni isimli kitabının ardından masonların desteği ve propagandaları ile bir diktatörlük haline gelen Darwinizm, toplumları da insanlığı da sürekli olarak yıkıma sürüklemiştir. Örneğin doğal seleksiyon, bir diğer deyişle doğal seçilim, Charles Darwin’in evrim teorisini temeline oturttuğu bir kavramdır ve hayatta kalma mücadelesini sürdüren hayvanlardan güçlü olanların zayıf olanları elimine etmesini ifade etmektedir. Doğal seleksiyon, gerek insanı herhangi bir şuurdan yoksun doğa olaylarının ürünü olarak tanımladığı, gerekse şiddete dayandığı için hem ateist felsefelerin hem de şiddet yanlısı ideoloji ve hareketlerin vazgeçilmez bir dayanağı olmuştur. II. Dünya savaşında milyonları ölüme gönderen diktatörler savaşmayı kendilerince doğal seleksiyonun bir gereği olarak görmüşler, propagandalarında Darwinizm’e fazlasıyla atıfta bulunmuşlardır. Böylece Dünya savaşları, Darwin hayranı faşist ve komünist diktatörlerin idaresi altında, sapkın Darwinist ideolojinin tam olarak uygulandığı bir uygulama alanı olmuştur. 350 milyon kişi bu savaşlar sonucunda şehit edilmiş veya katledilmiştir. Bu büyük katliam, sapkın Darwinist ideolojinin getirdiği en kanlı sonuçtur. Şu anda ise bu büyük savaşların yerini, cinayetler, katliamlar, iç çatışmalar, dejenerasyon ve ırkçılık almıştır. Okul katliamları, Darwinizm’in getirdiği bu yıkım ve felaketlerin ayrı ve son derece ürkütücü bir boyutudur.

Okul Katliamlarının KökenindeNeden Darwinizm Vardır? 

Eğer bir genç; ailesini, arkadaşlarını, öğretmenlerini, kısacası çevresindeki herkesi birer hayvan olarak görürse, yaşantısındaki her şeyin, kendisinin bile tesadüflerin eseri olduğuna inanırsa, güçlü olanın ayakta olması gerektiğini, bunun için de zayıfların elenmesi ve yok edilmesi gerektiğini düşünürse, böyle bir gencin “doğal seleksiyona göre gereksiz ve değersiz gördüğü” kişileri katletmesi son derece kolaydır. Bu kişi, annesi de olabilir, öğretmeni de, en yakın arkadaşı da. Onun için her biri birer hayvan türevidir.

Böyle bir kişiyi, ahlak, aile değerleri, vefa, sevgi, şefkat, merhamet gibi konularla ikna edebilmek Allah’ın dilemesi dışında imkansızdır. Çünkü böyle bir insanın ideolojisi, dünyaya bakış açısı tamamen farklıdır. Bu kişinin sevgi ve şefkati anlayabilmesi için Allah sevgisine, Allah korkusuna ve dolayısıyla insan sevgisine sahip olması gerekir. Fakat Darwinist zihniyette bu iki inanca da yer yoktur. Dolayısıyla bu gence ahlak ve sevgi dersi verebilmek için öncelikle onun Darwinist zihniyetten kurtulması şarttır.

Sosyal Darwinizm’in Yüzlerce Yıllık Yıkıcı Etkisi Ancak Allah İnancının Yayılmasıyla Yok Edilebilir

Sosyal Darwinizm’in etkisi altında olan bir genç, ancak tüm varlıkların tesadüfen yaratılmadığını, kendisini de etrafındakileri de yaratanın Yüce Allah olduğunu bildiğinde normal düşünmeye başlayabilir. Böylece Allah’ın kendisini bir amaç üzere bu dünya üzerine getirdiğini, bir amaç üzerine yaşadığını ve ölümün varlığının hikmetlerini düşünecektir. Yaşadığı her an kendisine Allah’tan sürekli nimet verildiğini fark edecektir. Ne varlığının ne de yaşamındaki hiçbir anın tesadüfen oluşmayacağını anlayacaktır. Yaşadığı her andan Allah’ın Katında sorguya çekilecek ve kendisine verilen her nimetten sorumlu olacaktır. Çünkü ahirette onu bekleyen sonsuz bir hayat vardır. İşte bu sonsuz Allah’ın insanlara bahşettiği cenneti hak edebilmesi için dünya hayatında Allah’ın rızasına yönelik, Allah’ın beğendiği güzel ahlaka yönelik bir çaba içinde olması gerekir. Böyle bir insan ancak o zaman tüm yaratılanların Allah’ın ruhunu taşıdığını, tüm varlıkların Allah’ın sonsuz güzelliğinin bir tecellisi olduğunu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak ve ahiretteki sonsuz yaşam için çaba göstermesi gerektiğini fark edebilir. Ancak o zaman böyle bir insana güzel ahlak, sevgi, şefkat, vefa, merhamet anlatılabilir. Allah inancı, böyle bir insanın yepyeni, tertemiz bir bakış açısıyla, mutmain, huzurlu ve sevgi dolu olarak yeniden var olmasını sağlar. Darwinist ideolojinin getirdiği yıkım, korku, kin, nefret yerini sevgi, şefkat ve dostluk hislerine bırakır.

 

OKUL CİNAYETLERİNDE DARWİNİZM BAĞLANTISI

12 Ocak 2008 tarihli Times gazetesinde yayınlanan bir habere günümüzün St. Petersburg Belediye Başkanı Bill Foster’ın mektubu konu oldu. Mektupta, eğitimde Darwinizm’in bilimsel bir gerçek olarak okutulmasının zararlarına çarpıcı bir kanıt olarak Columbine katliamı örnek verildi. ABD Columbine’deki bir okulda 20 Nisan 1999 günü iki öğrenci tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırıda 12 öğrenci ve bir öğretmen öldürülmüş, 23 öğrenci yaralanmış, saldırganlar daha sonra intihar etmişti. Foster, saldırganlardan birinin internet sitesinde “Neyi seviyorum biliyor musunuz? Doğal seleksiyon! Dünyada olmuş olan en iyi şey bu. Bütün aptal ve zayıf organizmalardan kurtulunmuş olması” ifadesine yer verdiğini belirtti.

1999 yılındaki katliamdan sonra Amerikan Temsilciler Meclisi üyesi Tom DeLay de, Darwin’in teorisini sebeplerden birisi olarak saymış, Kongre’nin kayıtlarına geçirilen mektubunda devlet okullarının öğrencilere “ilkel çamur çorbasından evrimleşmiş üstün bir maymundan başka birşey olmadıklarını öğrettiğini” yazmıştı. Columbine katliamı, Darwinist görüşlü öğrencilerin gerçekleştirdiği istisnai bir eylem değil. Finlandiya’da kendini sosyal Darwinist olarak tanımlayan Pekka-Eric Auvinen, Finlandiya’nın başkenti Helsinki’den yaklaşık 40 mil mesafede bulunan Jokela Lisesi’ne silahlı olarak girmiş, sekiz kişiyi öldürdükten sonra intihar etmişti. Auvinen, görüşlerini anlattığı manifestosunda, bu katliama girişmesinde Darwinist görüşlerinin etkili rol oynadığını açıkça gösteren şu ifadelere yer veriyordu:

“Davam için dövüşmeye ve ölmeye hazırım… Bir doğal seçilimci olarak, uygun görmediklerimi, insan ırkının ve doğal seleksiyonun yüz karalarını elimine edeceğim. Hayır, gerçek şu ki, ben sadece bir hayvan, bir insan ve bir muhalifim… Artık doğal seleksiyon ve güçlü olanın hayatta kalması ilkesini yeniden yoluna koymanın vakti geldi!”


 

“Darwinizm geçmişte kaldı, neden bir tehlike olarak değerlendiriliyor” diye ortaya çıkanlar, basında yer alan bu haberleri dikkatle okumalı ve toplumların Darwinizm yüzünden ne hale geldiğini çok iyi anlamalıdırlar. Eğer Darwinizm bu dünyadan tamamen yok edilirse, dünyada savaşların, iç çatışmaların, terörün, cinayetlerin, katliamların hiç kalmayacağını görebilmelidirler. Darwinizm ve Darwinizm’in getirdiği dinsizliğin bir tezahürü olan dejenerasyon, kin, öfke ve nefret gibi kötü ahlak özelliklerinin son bulacağını anlayabilmelidirler. Şu anda dünya üzerinde var olan tüm belaların, tüm huzursuzlukların asıl nedeni Darwinizm’dir. İşte bu yüzden, Darwinizm bu dünyada son buluncaya kadar bu sapkın pagan dini ile fikri mücadele içinde olmak son derece önemlidir.  

Yüce Allah ayetlerinde şöyle bildirir:

“Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı ve size eşlerinizden çocuklar ve torunlar yarattı ve sizi güzel şeylerden rızıklandırdı. Şimdi onlar, batıla mı inanıyorlar ve Allah’ın nimetini inkar mı ediyorlar? Allah’ın dışında, kendileri için göklerden ve yerden hiçbir rızka, hiçbir şeye malik olmayan ve buna güçleri yetmeyen şeylere mi tapıyorlar? Artık Allah’a benzerler aramaya kalkışmayın; çünkü Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.” (Nahl Suresi, 72-74)

 

HARUN YAHYA ESERLERİNİN ÖNEMİ

Yazı boyunca verilen bilgiler, okullarda öğrencilere Darwinizm’in bilimsel bir gerçek olarak anlatılmasının ve bu öğrencilerin kendilerini ve diğer insanları tek amacı hayatta kalmak olan, hiçbir ahlaki kaygı taşımayan hayvanlar olarak görmesinin önüne geçilmesi gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Bu yüzden, Sayın Adnan Oktar’ın yıllardır anlattığı konular ve bunları işlediği eserleri, son derece büyük bir önem arz etmektedir. Sayın Adnan Oktar, Yüce Allah’ın insanlar arasında emrettiği hoşgörü, sevgi ve kardeşlik ortamının yerleşmesine vesile olmak amacıyla 300’e yakın sayıda kitap yayınlamıştır. Üstelik Sayın Adnan Oktar, bu önemli eserlerini, dünyada benzeri görülmemiş şekilde internetten ücretsiz olarak yayınlamaktadır.

Kuşkusuz, hangi milletten olursa olsun, akıl ve vicdan sahibi her insanın sorumluluğu sosyal bir silah olan Darwinizm tehlikesine karşı uyanık olmak ve insanlığı bu beladan kurtarmaya çalışmaktır. Sayın Adnan Oktar’ın, Darwinizm’i çürüten bilimsel eserleriyle din ahlakını anlattığı kitaplarının daha yaygın olarak bilinmesine vesile olmak, bu yolda güzel bir hizmet olacaktır.


İnsanları bir hayvan türü olarak gören Darwinist anlayışın yalanlarına göre, insanların hiçbir değeri yoktur. Sosyal Darwinist mantıkta, acı çeken, zorluk ve korku içinde olan insanların kurtarılması için hiçbir şey yapılmaz. Bu insanlar yardımsız ve korumasız bırakılırlar. İslam ahlakında ise, her mümin diğer insanların huzuru, güvenliği ve refah için çaba göstermekle sorumludur.


Lise katliamları Darwinist eğitimin sonucudur 

Adnan Oktar’ın 9 Kasım 2009 tarihli Kanal Urfa, Adıyaman Asu Tv ve Kral Karadeniz Tv röportajından

 

SAYIN ADNAN OKTAR’IN SOSYAL DARWİNİZM TEHLİKESİNE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ İLMİ MÜCADELENİN DÜNYA ÇAPINDAKİ ETKİSİ

Sayın Adnan Oktar (Harun Yahya), Darwinizm’in bilimsel geçersizliğini ve din ahlakına karşı olan sosyal boyutunu topluma anlatmayı yıllardır misyon edinmiş bir yazardır. Sayın Adnan Oktar, “Sosyal Silah: Darwinizm” adlı eserinin giriş kısmında bu gerçeği şu sözleriyle ifade etmektedir:

“Darwinizm’in toplumların ve bireylerin yaşamı için neden ciddi bir tehlike olduğunu anlamayan veya anlamazlıktan gelenlere, bu teorinin geniş çapta kabul görmesinin ve özellikle genç nesillerin bu teoriyle eğitilmesinin tehlikelerinin gösterilmesi”.

Sayın Adnan Oktar, genç nesillerin Darwinizm’le eğitilmesinin toplum adına ne denli zararlı olacağını anlatma amacıyla çok sayıda kitap, makale, belgesel ve internet sitesi yayınlamıştır. Eserleri ilk olarak Türkiye’de ve İslam aleminde önemli bir yaygınlık kazanan Sayın Adnan Oktar, Darwinizm yanılgısını Batı toplumuna da anlatmaya yönelmiştir. Stratejisini, Darwinizm’in Batı toplumunda eğitim ve kültür alanında son derece geniş bir yayılma zemini bulduğu gerçeği üzerine oluşturan Adnan Oktar, Darwinizm’in yanılgılarının, Batı toplumlarına çarpıcı bir biçimde anlatılması için bu alanda görülmemiş niteliklerde bir eser hazırlamıştır. Sayın Adnan Oktar, binlerce resim ve yaklaşık 800 sayfadan oluşan, yaklaşık 7 kilogram ağırlığındaki “Yaratılış Atlası” isimli eserinin 2. ve 3. cildinde de, Darwinizm’in bilimsel geçersizliğini en somut örneklerle yeniden ortaya koymuştur. Sayın yazar, Yaratılış Atlası’nda, Darwinizm’in insanlığa getirdiği yıkımlara özel bir vurgu yapmış ve Hitler gibi milyonlarca insanı ölüme sürüklemiş bir ırkçı diktatörün bu katliamlarında Darwinizm’e dayandığını göstermiştir.

Yazarın bu devasa eserinin yayıncısı, promosyon amacıyla çeşitli Avrupa ülkeleri ve ABD’de önde gelen kişilere hediye olarak dağıtmış, Darwinizm’in bilimsel geçersizliğini ilan eden bu görkemli eseri aniden posta kutularında bulan Batılı Darwinistler neye uğradıklarını şaşırmışlardır. Bu kampanya, Darwinizm’in kendi evinde “ani bir baskınla” vurulduğu benzetmesini yapan Batılı medya organlarının manşetlerinde ardı ardınca yer almıştır. Gazete ve televizyonlarda Sayın Adnan Oktar’ın Darwinizm’in eğitimde tek taraflı olarak okutulmasına karşı duruşu ve Darwin-Hitler bağlantısını deşifre edişi yaygın olarak tartışılmıştır.

Müslüman bir yazarın ve fikir önderinin Batı toplumlarına böylesine büyük yankı bulan bir eserle girmesi, Darwinizm’le yapılan fikri mücadelede yeni bir perdenin açılmasına vesile olmuştur. Birçok Batılı kaynak, bu alanda dünya çapında eserler yayınlamış olan Sayın Adnan Oktar’ın çok güçlü bir hareketin önderi olarak tanınması gerektiğinin altını çizmiştir.

Bu yeni dönemde, Sayın Adnan Oktar’ın vesile olmasıyla Darwinist eğitim tehlikesinin Batı’da artık çok daha yüksek sesli olarak dile getirilmesi, birçok insanın bu konuyu yeniden düşünmesine ve hatta eğitim politikalarının gözden geçirilmesinin teşvik edilmesine vesile olmuştur.

Nitekim ABD’nin Florida Eyaleti Eğitim Kurulları’ndan birine yazılan mektupta konunun gündeme geliş şekli, Yaratılış Atlası’ndaki anlatımla dikkat çekici bir paralellik göstermektedir. St. Petersburg şehri eğitim kuruluna yazılan söz konusu mektupta, Hitler’in Darwin’i dayanak aldığı ve evrim teorisinin öğrencilere bilimsel bir gerçek olarak okutulmasının bu açıdan tehlikeli olduğu görüşü yer almaktadır.

 

Kuran Ahlakında İnsana Verilen Önem

Bu sayfalarda yer verdiğimiz vahşi uygulama ve inançlar, Darwinizm’in insan hayatına hiç önem vermeyen bir ideoloji olduğunu gösteren örneklerden birkaçıdır ve bilimsel hiçbir değeri olmayan hezeyanlar üzerine inşa edilmiştir. Bu insanlık dışı uygulamaların ve fikirlerin tek nedeni ise Darwinistlerin Kuran ahlakının getirdiği güzel ahlaktan tamamen yoksun olmalarıdır. Oysa her insanın hayatı büyük bir önem taşır. Kuran ahlakında insanlar birbirlerini çok değerli ve önemli görürler ve birbirleri için fedakarlıklarda bulunurlar. Örneğin bir mümin, kendi ihtiyacı olsa dahi, yemeğini diğerine verir. Bir ayette bu gerçek şöyle bildirilmiştir:

“Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.”(İnsan Suresi, 8)


Darwin’in “güçlü olan hayatta kalır” acımasızlığına dayanan doğal seleksiyon teorisi, kıyasıya bir hayatta kalma mücadelesinden söz eder. Hayvanlar için geçerli olan kanunların insanlar için de geçerli olduğuna inanılmaya             başlandığında ve bu “orman kanunları” insan toplumlarına uygulandığında ise, ırklar ve milletler arasında çatışma ve savaşların baş göstermesi           kaçınılmazdır. Çünkü böyle bir ortamda insan hayatı değersizleşir. Herhangi bir sebeple insan öldürmek, bir insanı açlığa, ölüme terk etmek, savaş     çıkarmak, katliam yapmak, terör eylemi gerçekleştirmek, akıl hastası, özürlü veya başka bir ırktan olduğu için insanları yok etmek, sözde makul ve kolay hale gelir. Nitekim tarih boyunca bilim adı altında gerçekleştirilen vahşi uygulamalar, Darwinizm’in neden olduğu vahşetin en açık delilleridir.

 

BILL FOSTER'IN MEKTUBU

Times Gazetesi’nin 12 Ocak 2008 tarihli sayısında “Foster links Darwin, Hitler (Foster, Darwin ve Hitler arasında bağlantı kuruyor)” başlığını taşıyan bir haber yer alıyordu. (RON MATUS and DONNA WINCHESTER, “Southpinellas: Foster links Darwin, Hitler”, 12 Ocak 2008). Haberin konusunu, bölge belediyesinde belediye meclisi eski üyesi olan Bill Foster’ın Eğitim Kurulu’na yazdığı bir mektup oluşturuyordu. Foster söz konusu mektubunda, evrim teorisinin öğrencilere bilimsel bir gerçek olarak okutulmasının zararlarına dikkat çekiyor ve Darwinizm’in öğrencilere dayatma yoluyla öğretilmesinin engellenmesini talep ediyordu.

Foster mektubunda evrim teorisinin bilimsel bir gerçekmiş gibi okutulmasına neden karşı olduğunu şu sözlerle ifade etmektedir:

“Evrim çocuklarımıza, onların zayıflara karşı üstün olduğu inancına yol açan doğal seleksiyon ve güçlü olanın hayatta kalmasına inanmaları için bir mazeret oluşturuyor. Bu ise kaygan [tehlikeli] bir zemin.”

Foster’ın bu mektubu, Florida Eyaleti’nin önerilen yeni bilim standartlarının oylamaya sunulması öncesine denk geliyor. Yeni bilim standartları, Charles Darwin’in teorisini modern biyolojinin sözde mihenk taşı olarak benimsiyor. Eyalette 1996 yılından beri yürürlükte olan mevcut bilim standartlarında ise “evrim” kelimesinin bahsi geçmiyor.

Bu mektubun ardından 2009 yılında yapılan seçimlerde St. Petersburg Belediye Başkanı olarak seçilen Foster mektubunda, Darwin ile Hitler arasındaki bağlantıya ise şu sözleriyle dikkat çekiyor:

“Adolf Hitler bütün bir nesli Darwin’in evrim teorisini kullanarak aldatmış, ‘kayırılmış’ ırkı hayatta kalma mücadelesinde korumayı hedeflemişti”.

SAYIN ADNAN OKTAR’IN SOSYAL DARWİNİZM’İN YIKICI ETKİSİ HAKKINDAKİ AÇIKLAMALARI

ADNAN OKTAR: “Lise katliamlarında fatura Darwin’e” diyor. Doğru kardeşim. Habertürk’te çıkmış, 9 Kasım 2009. Ben bunu yıllar önce kitaplarımda yazdım. “Lise katliamlarında fatura Darwin’e.” “Bak, zayıf olanları öldürün” diyor değil mi adam? “Teoriden ilham aldım” diyor. Çocuğun yakasında yazanı görüyor musunuz?

OKTAR BABUNA: Burada “doğal seleksiyon” yazıyor, t-shirtünde. Katliam yaptı Amerika’da.

ADNAN OKTAR: Doğal seleksiyon, Darwin’in düşüncesi. “Ben” diyor “Darwinist uygulama yaptım” diyor çocuk. “Darwin’in iddialarını uyguladım” diyor. “Öğretmenini dizlerinin üstüne, diz çökmeye zorladıktan sonra vurarak öldürdü” diyor. “Sekiz arkadaşını da katleden bu kişi Darwin’in evrim teorisinden esinlenerek kurulan ‘doğal seleksiyon ordusu’ isimli internet sitesinin müdavimlerindenmiş.” Bakın Darwin’in evrim teorisinden esinlendiğini söylüyor. “Doğal seleksiyon ordusu isimli internet sitesinin müdavimlerinden olduğu ortaya çıktı. Darwin teorisinden ilham alarak katliamı gerçekleştirdiğini itiraf etti” diyor. Kardeşim yıllardan beri biz burada ne diyoruz? Stalin aynı kafada dedik. Marx aynı kafada dedik. Hitler, Mao değil mi, Mussolini, hepsi Darwin’e dayanarak dedik, bu katliamları yaptı. Ne kadar insan öldürdüler? 350 milyon insan öldürdüler. Bunlar da işte onların torunları, devam ediyorlar kaldıkları yerden.

SUNUCU: Yazmış zaten “zayıf olanları öldürün”.  Mantık bu mantık.

ADNAN OKTAR: Tabii, “Darwin’in doğal seleksiyon teorisinden etkilendiği ortaya çıktı” diyor. “Üzerinde doğal seleksiyon yazılı bir t-shirt bulunuyordu” diyor. “Zayıfları öldürerek doğal seleksiyona yardımcı olmayı planladıklarını itiraf ettikleri video kayıtları da ortaya çıktı. Kendilerini doğal seleksiyonun sonucu olarak sınıf arkadaşlarından üstün görüyorlardı dedi. Mahkeme belgeleriyle iki katilin insanları bilgisayar içine koyarak öldürmek istedikleri de görüldü” diyor. Katiller sadece güçlülerin yaşamasını hayal ediyorlarmış. Hitler ne diyordu? Aynısını. Mussolini? Aynısını. Stalin ne diyordu? Tez, anti-tez, sentez olayını ortaya koydular, değil mi? Marx’ın düşüncesiydi, onlar da uyguladılar. Daima bir mücadele vardır dediler. Sürekli, mücadele bitmez. Tez, anti-tezi doğurur ve bunda da çatışma kaçınılmazdır. Dünyada sürekli bir çelişki vardır diyorlar. Hatta ben bir kere bir ilçeye gitmiştim de (kendi üslubuyla) “çalişkilikten” böyle bir delikanlı bana anlatıyordu. (Kendi üslubuyla) “Çalişki vardir, Davrin” falan böyle anlatıyordu. Dinlemiştim ben de. Bana hücrenin zarını tarif ediyor, hücrede zar vardır diyor. Dedim önemli hakikaten o verdiğin bilgiler de. (Kendi üslubuyla)  “Davrin” hakkında bilgiler. “Çalişkidir,” sürekli böyle bir şeyler anlatıyordu. Yani o kafayla bütün milleti böyle kandırmışlar. Yani orta cahillik ve cahillik ortamında bu kafa gelişiyor, bu mantık gelişiyor. Marks’ın izahları da, Stalin’in izahları da hepsi de birbirinin aynı. Dolayısıyla da “Lise katliamlarında fatura Darwin’e”. Burada da tabii şikayetçi bir üslup var, niye faturayı Darwin’e çıkarıyormuşsunuz gibi bir üslup olmuş. Bilmiyorum ben mi yanlış anladım. “Fatura Darwin’e”, değil mi öyle gibi oluyor. Doğrudan bunu söylemesi lazım. “Lise katliamlarında sebep Darwinizm’dir” denmesi lazım, direkt. Evet, bu da ihlas.net’te çıkmış, “Evrim Türk profesörlerini zorluyor” diye. Doğru.

OKTAR BABUNA: Sosyal Silah Darwinizm kitabınız hocam inşaAllah, bu konuların da anlatıldığı.

ADNAN OKTAR: Ben bunu yıllar önce anlattım. Lise gençlerinin böyle birbirlerini öldüreceklerini, bu tip olayların olacağını, Darwinizm’in doğal sonucu olarak insan sevgisinin, merhametin, şefkatin kalkacağını, toplumda anarşi meydana geleceğini yıllardan beri anlatıyorum, kitaplarımda da anlatıyorum.

OKTAR BABUNA: Zaten sizin kitabınızdaki bu sayfa, biraz önce gazetenin haber yaptığı katliamı anlatan sayfa. “Doğal seleksiyon uygulayacağız” diyerek yapılan katliamı gösteriyor. Bunu şu an haber yaptılar yani yıllar önce yazılmış olan, yapılmış olan bu haberi, bu kitabı haber yapmışlar inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Tabii MaşaAllah.

SUNUCU: Uzun süredir böyle şeyler yaşanıyor zaten ama işte basında bir kısmı yer alıyor veya çok ses uyandırmıyor. Ama son yıllarda artınca artık insanların da artık dikkatini çekmeye başladı. Yoksa uzun yıllardır bu tarz saldırılar devam ediyor, bu düşünceye sahip olan insanların, gençlerin gerçekleştirdiği saldırılar devam ediyor.
(Sayın Adnan Oktar’ın 9 Kasım 2009 tarihinde Kanal Urfa, Adıyaman Asu ve Kral Karadeniz TV’de canlı olarak yayınlanan röportajından)


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER