Charles Darwin'in Hayvanlardaki İçgüdülerin Evrim Teorisi ile Açıklanamayacağına Dair İtirafları
ucgen

Charles Darwin'in Hayvanlardaki İçgüdülerin Evrim Teorisi ile Açıklanamayacağına Dair İtirafları

20650
  • İçgüdüler doğal seçmeyle kazanılabilir ve değişikliğe uğrayabilir mi? Arıyı matematikçilerin büyük buluşlarını çok önceden uyguladığı petek gözlerini yapmaya yönelten içgüdü için ne diyeceğiz?

(Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, Beşinci Baskı, Ankara 1996, s.186)
  • İçgüdülerin birçoğu öylesine şaşırtıcıdır ki, onların gelişimi okura belki teorimi tümüyle yıkmaya yeter güçte görünecektir.
( Charles Darwin, Türlerin Kökeni, s.273)
  • Bir tek kuşakta alışkanlıkla birçok içgüdü edinildiğini ve sonra bunu izleyen kuşaklara soyaçekimle iletildiğini varsaymak ağır bir yanılgı olur. Bildiğimiz en şaşırtıcı içgüdüler, örneğin balarısının ve karıncaların birçoğunun içgüdüleri, alışkanlıkla kazanılmış olamaz.
(Charles Darwin, Türlerin Kökeni, s.275)
  • Bir işçi karınca ya da bir başka eşeysiz böcek, sıradan bir hayvan olsaydı, bütün arılarının (özelliklerinin) doğal seçmeyle yavaş yavaş edinilmiş olduğunu, yani yararlı küçük değişikliklerle doğan ve bunları soyaçekimle döllerine ileten bireylerin varlığını, ve onların döllerinin yeniden değiştiğini ve yeniden seçildiğini vb. hiç duraksamadan kabul ederdim. Ama işçi karınca ana babasından büyük ölçüde farklı bir böcektir ve üstelik tümüyle kısırdır; bu yüzden art arda edinilmiş yapı ve içgüdü değişikliklerini döllerine iletmesi söz konusu olamaz. Bu durumun doğal seçme teorisiyle nasıl uzlaştırılabileceği elbette sorulur.

(Charles Darwin, Türlerin Kökeni, s.304)

  • Aklı tarif etmeye kalkmadım; fakat senin tecrübelerle ilgili vurgulamalarını aldım ve solucanlara nasıl uygulanabileceğini açıkladım. Bunların belirli bir akıl ile çalışmak zorunda olduklarını düşünüyorum, fakat bunun sadece bir içgüdü olmadığını düşünüyorum.

(Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, s.419)

  • Sonunda, yavru guguğun üvey kardeşlerini yuvadan atması, karıncaların köleleştirmesi, tırtıl sineği kurtçuklarının canlı tırtılların içinde beslenmesi gibi içgüdüleri, özellikle bağışlanmış ya da yaratılmış içgüdüler olarak değil de bütün organik yaratıkların ilerlemesine yol açan genel bir yasanın, yani çoğalmanın, değişmenin, en güçlülerin yaşamasının ve en zayıfların ölmesinin küçük belirtileri olarak görmek, mantıklı bir çıkarım olmayabilir, ama benim hayal gücüm için çok daha doyurucudur.

(Charles Darwin, Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, Beşinci Baskı, Ankara 1996, s.310)

  • Daha karmaşık içgüdülerin çoğu, bambaşka bir yoldan, basit içgüdüsel eylem değişimlerinin doğal olarak seçilmesi ile kazanılmış görünmektedir. Böyle değişimler, beyin oluşumunu etkileyen ve vücudun öbür parçalarında da hafif değişimlere ya da bireysel farklara yol açan aynı bilinmedik nedenlerden doğuyor gibidir ve bilgisizliğimiz yüzünden, bu değişimlerin kendiliğinden olduğu sık sık söylenmektedir. Daha karmaşık içgüdülerin kökenine gelince, yaşantının ve değişiklik geçirmiş alışkanlıkların etkilerini soyaçekimle kendilerine iletilebilecekleri hiçbir döl bırakmayan işçi karıncaların ve arıların o pek şaşırtıcı içgüdülerini düşünürsek, başka bir sonuca varamayız sanırım.

(Charles Darwin, İnsanın Türeyişi, Onur Yayınları, Nisan 1995, s.88)

  • Şu tahmin üzerimde ağır basıyor. İçgüdüler, yapılar kadar hassas bir biçimde aşamalı değişime uğramıyorlar. Kitabımda da belirttiğim gibi, içgüdü veya yapının ilk olarak bilinçsiz aşamalarla değişmesini anlayabilmek oldukça zordur.

(Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, New York:D. Appleton and Company, 1888, s. 111)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo