Çatışmaya Değil, Dayanışmaya...
ucgen

Çatışmaya Değil, Dayanışmaya...

30456

Amerikalı stratejist Samuel Huntington tarafından ortaya atılan "medeniyetlerin çatışması" fikri, bilimsel, akli ve vicdani hiçbir delili olmayan anlamsız bir teoridir. Tarih boyunca, yeryüzünün her bölgesinde çeşitli medeniyetler varolmuş, bu medeniyetler birbirleriyle sosyal ve kültürel açıdan ilişkiler kurmuş ve "medeniyet alışverişi"nde bulunmuşlardır. Her ırk, her soy, her millet ayrı bir medeniyete sahiptir. Her medeniyetin ayrı bir özelliği vardır ve karşılıklı anlayış ve uzlaşı çerçevesinde insanlar her medeniyetten bir şeyler alırlar.

Huntington'un teorisi, Charles Darwin tarafından ortaya atılan Evrim Teorisi'nin, hiçbir temele dayanmayan bir iddiası olan "doğadaki türler arasındaki çatışma"nın sosyolojiye ve toplumlara uygulanma çabasıdır. Bu çatışma iddiası, komünizm vasıtasıyla denenmiş ve ortaya 20. yüzyılın kanlı bilançosu çıkmıştır. Fikrin savunucusu Samuel Huntington, medeniyetlerin tabiatından kaynaklanan kültürel farklılıkların çatışmalara neden olacağını ve bu çatışmaların dünyadaki sürtüşmelerin son kısmını oluşturacağını ileri sürmüştü.

Özünde çatışma kavramı olan Diyalektik materyalist felsefe, dinin getirdiği güzel ahlaka karşı bir ideolojidir. Allah'ın varlığının inkar edilmesi bu felsefenin çıkış noktasıdır. Bu felsefeye göre evren, zıtlar arasındaki daimi çatışma kuralıyla işlemektedir. Yani bu felsefeye göre tarihin gelişmesinin tek yolu çatışmadır. Toplumlar, düşünceler ancak çatışmayla, savaşla, ihtilalle ilerleyebilirler.

Bu iddiayı iki materyalist ideoloji olan komünizm ve faşizmde de görmek mümkündür. Her ikisinin de temel dayanağı, Darwin'in doğada var olduğunu ileri sürdüğü "yaşam mücadelesi" kavramıdır. Marx'ın diyalektik materyalizminin temeli olan "çatışma" iddiası da, faşizmin "savaşın tarihteki itici güç olduğu" iddiası da, Darwin'in evrim teorisinin, sosyal bilimlere uyarlanmasından başka bir şey değildi. Bu ideolojilerin doğurduğu sonuç ise ortadadır: Ölen, yaşadıkları yerlerden sürülen ve sefalet içinde yaşamaya zorlanan milyonlarca masum insan...

20. yüzyıl biliminin temeli materyalist felsefe üzerine körü körüne oturtulmaya çalışılınca ortaya çıkan sonucun da böyle olması kaçınılmazdı. Çatışmaya, evrime dayanan materyalist felsefenin, 21. yüzyılda bilimsel gelişmelerin ortaya çıkardığı gerçekler karşısında büyük bir çöküntüye uğraması "medeniyetler çatışması" tezini de geçersiz kılacaktır.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo