Bediüzzaman Hazretleri ''küfrün beli kırıldı'' diyerek, ''küfrün etkisi azaldı'' demektedir. Hz. Mehdi (as) devrinde ise küfür fikren tamamen son bulacaktır -3-
ucgen

Bediüzzaman Hazretleri ''küfrün beli kırıldı'' diyerek, ''küfrün etkisi azaldı'' demektedir. Hz. Mehdi (as) devrinde ise küfür fikren tamamen son bulacaktır -3-

55641

Bediüzzaman Hazretleri kendi yaşadığı dönemde küfrün etkisini azaltacak ilmi bir çalışma yapmış, ancak küfrün fikren tamamen son bulmasına vesile olmamıştır. HZ. MEHDİ (AS)’IN ise AHİR ZAMANIN EN BÜYÜK FESADINA SON VERİP ZULMÜ DAĞITACAĞINI söylemektedir.

AHİR ZAMANIN EN BÜYÜK FESADI ZAMANINDA (fitnelerin en yoğun olduğu dönemde), elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi) hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyici), hem  HAKİM, hem  MEHDİ hem MÜRŞİD (doğru yolu gösteren kişi) hem  KUTB-U AZAM (Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük evliyalardan, zamanın en büyük mürşidi)  OLARAK BİRZAT-I NURANİYİ (nurlu bir zatı, yani Hz. Mehdi (as)’ı) GÖNDERECEK  ve  O ZAT (Hz. Mehdi (as)) da,  EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN (Peygamberimiz (sav)’in soyundan) OLACAKTIR... (Mektubat, s. 411-412)

AHİR ZAMANIN EN BÜYÜK FESADI ZAMANINDA...

Demek ki, asıl büyük fesat, fitne ve kargaşa Bediüzzaman Hazretleri’nden sonra, ahir zamanda olacak. 

Gerçekten de Bediüzzaman Hazretleri’nin vefatının ardından, tam Üstadımız’ın tarif ettiği şekilde, Darwinist, materyalist ideolojiler büyük güç kazanmış, dinsiz ideolojilerin sebep olduğu maddi ve manevi belalar tüm dünyayı sarmıştır.

 ... Elbette EN BÜYÜK BİR MÜÇTEHİD hem EN BÜYÜK BİR MÜCEDDİD...

Hz. Mehdi (as) en büyük bir Müçtehit ve en büyük Müceddid olacağına göre içtihat eden yani gerektiğinde Kuran’a ve hadislere göre yeni hüküm çıkarabilen kişidir. Ve tüm İslam alemi bu konuda ona tabi olacaktır. Yani, Mehdi (as) herhangi bir mezhebe tabi olmayacak, tüm mezhepler ona tabi olacaktır. Bediüzzaman Hazretleri ise Şafi mezhebine tabi olmuştur ve hayatının sonuna kadar Şafi mezhebine bağlı olarak kalmıştır.

... hem  HAKİM...

Hz. Mehdi (as) Hakimdir, yani yargı sistemini en adil hale getirecek, yenileyecek, düzenleyecek ve yeryüzünün her noktasına adaleti hakim kılacaktır. "HAKİM"lik sıfatını kullanarak, Müslümanların tüm meselelerine çözüm getirecek, onun adil hükümleri ve yönlendirmesiyle dünya kurtuluşa erecektir. Hz. Mehdi (as) yargılanan değil, adaleti tam uygulayan biri olarak yargılayan, yani yargıyı en adil şekle getiren olacaktır. Bediüzzaman Hazretleri’nin ise tüm hayatı hapislerde, sürgünlerde geçmiş, çektiği büyük çilelerle hem tüm Müslümanların hem de Allah’ın izniyle Allah’ın rızasını kazanmıştır.

hem  MEHDİ hem MÜRŞİD hem  KUTB-U AZAM olarak

Üstadımız Hz. Mehdi (as)’ın hem Mehdi yani insanların hidayetine vesile olan, hem Mürşid yani tüm insanları doğruya, güzelliğe ileten hem de Kutbu Azam yani Müslümanların kendisine bağlandıkları büyük bir evliya, zamanın en büyük mürşidi olacağını söylüyor. Bediüzzaman Hazretleri Hicri 13. Yüzyılın müceddidi olan çok büyük bir alimdir, ancak devrinde tüm İslam alimlerinin ona bağlanmaları gibi bir durum söz konusu olmamıştır.

BİR ZAT-I NURANİYİ GÖNDERECEK  ve  O ZAT da,  EHL-İ BEYT-İ NEBEVİDEN OLACAKTIR.

Görüldüğü gibi, Bediüzzaman Hazretleri Hz. Mehdi (as)’dan bahsederken BİR ZAT diyor. Şahıs diyor, şahsı manevi demiyor. “O zat, Peygamberimiz (sav)’in soyundan olacak” diyor. Bir şahsı manevinin, Peygamberimiz (sav)’in soyundan olması söz konusu olamaz. Ve gönderecek diyor, göndermiş, gelmiş geçmiş demiyor. Üstadımız’ın sözlerine göre Hz. Mehdi (as)’ın şahıs olarak geleceği açıktır. Elbette Hz. Mehdi (as), talebeleri ve onlardan meydana gelen bir şahsı manevi de olacaktır. Ancak Hz. Mehdi (as), talebelerinin ve talebelerinden meydana gelen şahsı manevinin başında bizzat bulunacaktır.

... Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz alemini (yer ile gök arasındaki alemini) bulutlarla doldurup boşalttığı gibi bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin numunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden  KADİR-İ ZÜLCELAL (herşeye muktedir olan Yüce Allah) HZ. MEHDİ İLE DE, ALEM-İ İSLAM’IN ZULÜMATINI (zulüm devrini, karanlığını) DAĞITABİLİR. VE VA’DETMİŞTİR VAADİNİ ELBETTE YAPACAKTIR. (Mektubat, s. 411-412)

... Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz alemini bulutlarla doldurup boşalttığı gibi bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin numunesini ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden  Kadir-i Zülcelal

Bazı kimseler Hz. Mehdi (as)’ın şahıs olarak gelmesini, talebeleriyle birlikte yaptığı faaliyet neticesinde küfrün fitnelerinin son bulmasını ve İslam ahlakının bütün dünyaya hakim olmasını kendilerince zor görüyorlar. Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri ise,  Yüce Allah dilediğinde nasıl bir saniyede tüm fırtınaları dindiriyorsa, nasıl bahar içinde bir anda yaz mevsimini, yazda bir anda kış mevsimini yaratıyorsa, Hz. Mehdi (as)’ı da göndermeye ve onunla tüm fitneleri durdurmaya güç yetirendir diyor. Bunun Allah için çok kolay olduğunu söylüyor.

Hz. Mehdi ile de, alem-i İslam’ın zulümatını dağıtabilir. Ve va’detmiştir vaadini elbette yapacaktır.

Üstadımız her şeyin sahibi olan ve her şeye güç yetiren Rabbimiz’in Hz. Mehdi (as) vesilesiyle İslam aleminin zulmünü dağıtacağını söylüyor. İslam aleminin maruz kaldığı zulüm Bediüzzaman Hazretleri devrinde son bulmamıştır. Irak, Afganistan, Doğu Türkistan, Moro, Burma, Keşmir, Suriye... Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar adeta bir esaret altında ezilmekte ve zulüm görmektedir. İşte bu zulüm, bu acılar, bu zorluklar Hz. Mehdi (as) vesilesi ile TAM OLARAK SON BULACAKTIR. Bu, Allah’ın vaadidir. Allah vaadini mutlaka gerçekleştirir.

 


PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo