Basınca Dayanıklı Okyanus Canlısı: Amfobid
ucgen

Basınca Dayanıklı Okyanus Canlısı: Amfobid

57308

www.denizlerdekimucize.imanisiteler.com

İnsan sudaki erimiş oksijeni soluyamaz ve su altındaki basınçlara dayanamaz. Çünkü su, havadan yaklaşık 1.300 kat daha ağırdır ve derinlere inildikçe basınç süratle yükselir. Her on metre derinlikte üzerimize bir atmosfere denk basınç biner. Su altında, 150 metre derinliğe kadar inildiğinde ise damarlar çökebilir ve ciğerler sıkışarak bir gazoz kutusunun ortalama boyutlarına inebilir. Bu nedenle dünya üzerindeki yaşam, insana sadece karada yaşama olanağı verir. Suyun içinde ise bizler için yaşam mümkün değildir.

İnsan, suyun basıncına karşı son derece dayanıksızdır. Ama yeryüzünde öyle canlılar vardır ki, sahip oldukları özel donanımlar sayesinde insandan üstün niteliklere sahip olurlar. Örneğin, okyanusun en derin noktası olan Pasifik’teki Marina Çukuru, karidese benzer şeffaf bir tür kabuklu olan amfobid kolonilerinin yuvasıdır. Burası, okyanus yüzeyinden yaklaşık 11,3 kilometre aşağıdadır. 4 kilometrelik ortalama okyanus derinliğinde bile şiddetli olan basınç, bu olağanüstü derinlikte, çimento yüklü on dört kamyonun ağırlığı altında ezilmekle birdir.[1]

Ancak görülmektedir ki hangi şartlarda nasıl yaşadığını bile bilmediğimiz bir canlı, çimento yüklü 14 kamyonun ağırlığını 11,3 kilometre derinlikteki okyanus sularında adeta taşımaktadır. Oysa bu canlı okyanusun onlarca kilometre derinliklerinde yaşadığının ve insanın ölümüne sebep olabilecek bir basınç altında varlığını sürdürebildiğinin farkında bile değildir. Bu canlının, bizim ulaşamadığımız derinliklerde yaşamına devam etmesi, yerin veya suyun derinliklerinde de olsa, göğün en yükseklerinde de olsa tüm canlıların, Allah’ın üstün sanatıyla yaratılmış olduklarını gösteren delillerdendir.

İnsan, tek bir örneğe bakarak Allah’ın büyüklüğünü görebilir, O’nu takdir edebilir. Tüm nimetleri, tüm varlıkları, yerde ve gökte olan her şeyi yaratanın Allah olduğunu anlayıp idrak edebilir. Bunun için sahip olduğu tek bir özellik, görüp incelediği tek bir canlı üzerinde düşünmesi yeterlidir. İnsana düşen, kendisine verilmiş delilleri mutlaka görmesi ve Allah’ın yerde ve gökte bulunan tüm varlıklar üzerindeki hakimiyetini takdir etmesidir.

“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.”” (Al-i İmran Suresi, 191)


[1] Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evolution and The Origin of Life, New York: Marcel Dekker, s. 2

 

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo