Kolaylıkla dünyada pozitif bir kutup ve barışçıl bir süper güç olabilecek ABD’nin içten içe bir kanser hastası gibi çöküntüde olduğunu çoğu kişi fark etmiyor. Son on yılda arka arkaya başlatılan ve hala devam eden dış müdahaleler, terörizmle yürütülen silaha dayalı savaş ve bu amaçla çeşitli müttefik gruplara dağıtılan ağır/hafif silahlar 2007’den beri süren çetin bir global ekonomik krizde yolunu bulmaya çalışan ABD’yi derinden etkiliyor. Dış politika düzeyinde ABD’li diplomatlar bu gerçeği gizlemek için türlü maharetler sergiliyor olsalar da, istatistiklerin önümüze serdiği manzara iç açıcı değil.
ABD’nin halihazırdaki en büyük problemlerinden biri ticaret açığı. ABD sınırları içinde yaşanan ticaret açığında her 1 milyar dolar, ABD’ye 9000 iş kaybına neden oluyor. Dış politikadaki tercihleri nedeniyle müttefikleriyle ilişkilerini bozan, ülkesine giriş çıkışı neredeyse imkansızlaştıran ve vatandaşlarının özellikle Ortadoğu ülkelerindeki dolaşım hakkını dolaylı da olsa elinden alan ABD’nin ticaret açığı gün geçtikçe büyüyor.
2012 yılında yapılan bir çalışmaya göre ABD’deki hanelerin %14’ü yiyecek sıkıntısı çekiyor. Yine 2012 yılı verilerine göre 46,5 milyon kişi ABD sınırları içinde yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 20,4 milyon kişi ise şiddetli yoksulluk sınırında yaşıyor. The National Center on Family Homelessness [NCFH] raporuna göre de Amerika'da evsiz çocukların sayısında büyük oranda artış var. 2013 yılına göre 2,5 milyon Amerikalı çocuğun evsiz olduğu tespit edilmiş. Üstelik bu sayı sürekli artış gösteriyor. Bu yıl Amerika ekonomisi, geçtiğimiz beş yıla oranla en çok küçülmeyi yaşadı.
Ekonomiden bahsederken öncelikle göz önünde bulundurmamız gereken konu güvenliktir. Girişimcilerin bir ülkeye yatırım yaparken aradıkları ilk şart güvenliktir. ABD ulusal güvenliğini en sert tedbirlerle garanti altına alan bir devlettir. Fakat bu sert tedbirler bir aşamadan sonra yatırımcının güvenliğini tehdit edecek ve yatırımcıların geleceğe yönelik planlar yaparken önlerini görmelerini ve kendilerini ABD sınırları içerisinde güvende görmelerini engelleyecek zorluklara dönüşüyor. Dolayısıyla yabancı yatırımcılar için güven faktörü bu şekilde azalmış oluyor. Bu da yatırımları engelliyor.
Bunun yanında ABD’nin dış politikasında takındığı sert tavır ve hatalı tercihleri halkların gözünde tüm ABD’ye mal oluyor. Bir avuç savaş yanlısı, şefkatten uzak ve sorunları şiddetle çözme yanlısı kişinin Orta Doğu, Uzak Doğu ve Güney Amerika’da gerçekleştirdikleri çeşitli operasyonlar ve müdahaleler nedeniyle bu bölgelerin halkları ABD’ye bir bütün olarak tavır alıyorlar. Bu nedenle ABD vatandaşlarının ve ABD askerlerinin müttefikleri olan ülkelerde dahi rahatça dolaşmaları mümkün olmuyor. Dolayısıyla ABD’li iş adamlarının ortaklıkları, yatırımları ve iş hayatları da bu Amerikan karşıtlığından olumsuz anlamda etkileniyor. Bir türlü sakinleşmeyen ABD dış politikası hem ABD içinde hem de dışında kendi ekonomisine olumsuz etki ediyor.
Ayrıca ABD’nin tüm yatırımını savunma sanayisine yöneltmek zorunda olması ekonomisini çökerten bir başka önemli neden. Afganistan ve Irak savaşlarının masrafı 6 trilyon doları geçmiş durumda. Bu da ABD’deki her ev başına 75.000 doların savaşa harcanması anlamına gelmektedir. Bunlara bir de ABD’nin IŞİD ile savaşı da eklenince dış müdahalelerin maliyeti saat başında ABD’ye 312.500 dolara ulaşmaktadır. Bu meblağlar eğitim, sağlık, istihdam, sosyal yardım gibi alanlara yönlendirilecek olsa ekonomik büyüme hiç şüphesiz büyük bir hız kazanacaktır.
İstenen ekonomik büyümeyi sağlamak için yapılması gereken şey ülke ekonomisini savunma sanayi odaklı bir hale getirmek değil, tüm bu imkanı ülkeyi yeniden yapılandırma ve ABD’yi tehdit eden güvenlik sorunlarının çözümü için eğitimde kullanmak olmalıdır. 2001 yılından beri savaşlar için ABD’nin harcadığı finansın küçük bir kısmını radikalizmi ve terör hareketlerini ortaya çıkaran düşünce altyapısının ortadan kalkması için dünya çapında bir eğitim seferberliğine harcayacak olsa hem ABD bundan dolayı kalkınacak hem de uzun vadede yeniden böyle bir riskle karşılaşma ihtimalini de ortadan kaldıracaktır. ABD ancak uzlaşı ve sevgi dili ile hem ülke içinde hem dışındaki sorunlarını çözebilir.
Adnan Oktar'ın News Rescue & Urdu Times'da yayınlanan makalesi
http://newsrescue.com/usa-spend-education-overcome-recession/#axzz3LKqReRJK