İngiltere, derin devlet yapılanması güçlü olan bir ülkedir. Bu derin güç, tarihin en eski yapılanmalarından biridir ve genellikle tüm dünyada söz sahibidir. İşte bu nedenledir ki, İngiltere’nin yaptığı bir uygulama veya aldığı tarihi bir karar hiçbir zaman olayların akışı sonucunda gelişen spontane bir karar değildir. Plan, daima derin devletin kararıdır.
Brexit referandumunda ortaya çıkan sonuca da bu şekilde bakmak gerekir. İngiltere gibi güçlü bir devletin, birdenbire, kendi kendisini bölünmeye götürecek bir karara imza atması doğal bir gidişat değildir. Londra’nın, İskoçya’nın bölünme söylemlerini artırması, ister istemez Fransa’yı, İtalya’yı, İspanya’yı, Hollanda’yı ve tüm diğer Avrupa ülkelerini tetiklemiştir. Avrupa Birliği içinde sağın gitgide daha fazla söz sahibi olması ve ardı ardına gelen parçalanma söylemleri, Avrupa halkını tedirgin etmektedir. AB’den canı yanmış diğer bazı ülkeler bu gidişata olumlu bakıyor olabilirler. Oysa bölünme, hiçbir ülke ve hiçbir halk için iyi bir şey değildir. Avrupa Birliği, birleşerek, güzel ve özlenen bir ülküye öncü olmuş bir topluluktur. Güzelliklerin harap olması, dağılıp parçalanması, aklı başında hiçbir insanın “oh olsun” diyeceği bir şey değildir.
İngilizce ve Boşnakça yayın yapan The Bosnia Times’da 4 Temmuz 2016 tarihinde Harun Yahya’nın “AB, Brexit ve Türkiye” başlıklı makalesi yayınlandı. Makaleyi aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz.
http://www.harunyahya.org/tr/Makaleler/224641
http://thebosniatimes.ba/clanak/4833