Cenab-ı Hak bir dakika zarfında beyn-es sema vel-arz alemini (yer ile gök arasındaki alemi) bulutlarla doldurup boşalttığı gibi bir saniyede denizin fırtınalarını teskin eder (dindirir) ve bahar içinde bir saatte yaz mevsiminin numunesini (örneğini) ve yazda bir saatte kış fırtınasını icad eden KADİR-İ ZÜLCELAL (herşeye muktedir olan Yüce Allah) HZ. MEHDİ (a.s.) İLE DE, ALEM-İ İSLAM’IN (İslam aleminin) ZULÜMATINI (zulüm devrini, karanlığını) DAĞITABİLİR. VE VA’DETMİŞTİR VAADİNİ ELBETTE YAPACAKTIR. (Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Yedinci Risale Olan Yedinci Kısım, s. 411-412)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ve Bediüzzaman'ın açıklamalarında yer aldığı gibi, Celal ve Kudret sahibi olan Yüce Allah, Hz. Mehdi (a.s.) ile dinsizlik ve zulüm devrini ortadan kaldıracaktır. Bediüzzaman'ın da ifade ettiği gibi, Rabbimiz, ‘yer ile gök arasındaki tüm alemi bulutlarla bir dakika içinde doldurup boşalttığı, bir saniyede denizin fırtınalarını durdurduğu ve bahar mevsiminde bir saatte yaz mevsiminin örneğini ve yazın da bir saatte kış fırtınasını yarattığı gibi’, bu olayı da hemen gerçekleştirmeye Kadir’dir. Bediüzzaman, Allah’ın bu vaadinin hak olduğunu ve vaadini mutlaka gerçekleştireceğini ifade etmiştir.
Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın izniyle İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı zulüm ve zorluklara son vermekle görevli kişi olacak ve çalışmalarıyla tüm dünya çapında etkili olacaktır.
Ancak böyle açık ve aleni olarak görülecek bir durum ne Bediüzzaman'ın yaşadığı dönemde ne de şu ana kadar gerçekleşmemiştir. Bediüzzaman'ın döneminde İslam alemi üzerinde bu zulüm devam etmekteydi; komünizm dahi henüz yıkılmamış durumdaydı. Müslümanlara yapılan zulüm ise tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmekteydi. Çok yakın tarihe kadar dünyanın birçok yerinde Müslümanların en temel haklarının bile elinden alındığı, haksız yere öldürüldükleri bilinmektedir. Bosna'da, Keşmir'de, Moro’da, Endonezya'da, Çeçenistan'da, Filistin'de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Afganistan’da ve daha pek çok bölgede Müslümanlar çok zorluk ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmışlardır. Birçoğunda da bu sıkıntılar halen devam etmektedir.
Dolayısıyla Bediüzzaman'ın yaşadığı dönemde zulüm ve esaretin ortadan kaldırılması hiçbir şekilde söz konusu olmamıştır. Hatta Bediüzzaman'ın bizzat kendisi de, bu şartlar nedeniyle hayatının çok büyük bir bölümünü esaret altında geçirmiştir.
Bediüzzaman, İslam Dünyası'nın üzerindeki bu zulmü kaldıracak kişinin ancak kendisinden sonra gelecek olan Hz. Mehdi (a.s.) olacağını belirtmiştir. Dolayısıyla Bediüzzaman, bu sözleriyle kendisinin ‘Mehdi' olmadığını ve bu görevi yerine getirecek olanın ancak Hz. Mehdi (a.s.) olduğunu açıkça ifade etmektedir.