TÜM ESERLER
İngiliz derin devleti bir ülkeyi yıkmak ya da parçalamak istediğinde önce o ülkede sanatın, bilimin, kültürün olmadığı, zevksiz, kirli, kavgacı, sevgiyi ve nezaketi bilmeyen insanlardan oluşan bir ortam meydana getiriyor. O zaman bu ülkeleri yıkmak çok kolay oluyor. “Bakın İslam’ı yaşayan bu ülkeler böyle bir felaketin içine sürükleniyor, bu ülkeleri yıkıp yeniden kuralım” diyorlar. Suriye’de ve Irak’ta hep aynı taktiği uyguladılar. Şimdi de Türkiye’ye aynı şeyi uygulamak istiyorlar. Sanatın, güzelliğin, kadın özgürlüğünün, neşenin, bilimin olmadığı, insanların yaşama sevincinin kalmadığı, içine kapalı bir ülke oluşturmak istiyorlar. Biz buna ilimle irfanla müsaade etmedik ve etmeyeceğiz. Kuran’ın aydınlık, modern, kaliteli, nezih, sevgi ve hayat dolu ruhunu yaşantımızla gösteriyoruz ve tüm Türkiye’ye, dünyaya bu güzel Kuran ahlakının hakim olmasını istiyoruz. Bazıları monoton hayat istiyor. Gençler neşeli olsun, hayat dolu olsun istemiyor. Neşeden, sevinçten hoşlanmıyor. Hayatı grileştirmek, ölü hale getirmek, çekilmez hale getirmek istiyorlar. Bunlar sanata, kadın hürriyetine, özgürlüğe, sevecenliğe, dostluğa, arkadaşlığa her şeye karşılar. Herkes kendileri gibi olsun istiyorlar. Güleni azarladığı eğleneni mutsuz ettiği bir hayattan yanalar. Kendileri mutsuz oldukları için insanları da kendileri gibi yapmak istiyorlar. Tek kelime sevgiden, dostluktan, neşeden, sanattan bahsetmiyorlar. Dostluğu, arkadaşlığı bilmedikleri için herkese karşı oluyorlar. Böyle kişiler Ak Parti’yi de baskıcı, yasakçı, özgürlük karşıtı bir parti gibi göstermek istiyor, Ak Parti ve Tayyip Hocam’a da tuzak kuruyorlar. Tayyip Hocam özgürlük isteyen, gençlerin neşesinden yana olan, modern dindardır. Ama bu kişiler Ak Parti’yi güzelliğe, neşeye, sanata, bilime karşı gibi gösteriyorlar ve bu yüzden sahil kesimlerinde Ak Parti’nin oy kaybetmesine sebep oluyorlar. Gençlerin dimağının açılacağı neşeli ortamlar olması önemlidir. Gece gündüz ders çalış, eve gel internete bak, biraz televizyon izle, sabah kalk tekrar otobüs kuyruğuna gir, gençlerin neşesini elinden alan bir hayat olmamalı. Eğlence gençlerin dimağını açan bir güzelliktir. Gençler dost olacak, arkadaş olacak, iyiliği kaliteyi görecek, güzel şeyler görecek, dolu dolu yaşayacak. Bunlar illa para gerektiren şeyler değil, gönül işidir bunlar. Eğlence ruhun gıdasıdır. Eğlence, neşe, canlılık, sevgi olmadığında gençlerin dimağları kapanır, ciltleri ve sağlıkları da bozulur. Gençlerin eğlenmesi gülmesi hareketli neşeli olması milli bir konu olarak ele alınmalı. Cumhuriyetin ilk yıllarından beri devam eden ve çoğu zaman açıkça ifade edilmeyen bir “halkı ikiye bölme” hareketi vardır. Bir tarafta Atatürkçü, aydın, resmi, müziği, dansı, heykeli, sanatı seven, hayat dolu bir kesim. Diğer tarafta Atatürk’ten hoşlanmayan, içine kapalı, müzikten resimden sanattan da haz etmeyen, eğlenceye neşeye karşı bir kesim. Bu Türkiye’de eskiden beri devam eden, adı konulmamış bir ayrışmadır ve iki taraf da bir şekilde birbirine öfke duyar ve uzlaşamaz. Genellikle darbelerde de bu ayrışma bahane gösterilir. 60’da, 71’de, 80’de hep böyle olmuştur. Darbelerin anatomisi incelendiğinde bu durum açıkça görülür. İşte biz bu uzlaşmazlığı ortadan kaldıran bir anlayışa sahip olduğumuz için hedef oluyoruz. Biz anlatımlarımızla hem iki kesimin birbirine öfkesini ortadan kaldırıyoruz, hem de bu iki kesimin hayatlarının birbiriyle uzlaşmasını sağlıyoruz. Atatürkçü aydın kültürlü bilgili resimden sanattan hoşlanan kesimle dindarlar arasında bir mesafe olmasına gerek olmadığını gösteriyoruz. Aydın, modern, neşeli, hayat dolu, sanatı müziği güzelliği seven, kaliteye önem veren, Kuran’a sadık, Kuran’a mutabık sünneti uygulayan bir arkadaş topluluğu olarak varlığımızla çok önemli bir fitneyi izale ediyoruz. Hem iki kesim arasında uzlaşma sağlıyoruz hem de iki kesimin birbirine olan öfkesinin yersiz olduğunu gösteriyoruz. Böylece milletin ve vatanın birliğine yönelik çok önemli bir hizmet veriyoruz. Çoğu kişi bunun farkında değil ama İngiliz derin devleti farkında ve bu yüzden var gücüyle bizim üzerimize geliyor.